CHP'nin Beşar Esad sevgisi...

A -
A +

Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığındaki CHP heyeti, Lizbon'da toplanan Sosyalist Enternasyonal'in sonuç bildirisinde yer alacak şu cümleye itiraz etmiş: "Birleşmiş Milletler ve Suriye Muhalefetinin tutumlarıyla tutarlı olarak, Sosyalist Enternasyonal Beşar Esad'ın bir geçiş hükümetinde rol almasına karşıdır." CHP'nin dış politikadan sorumlu genel başkan yardımcısı Faruk Loğoğlu, bahse konu cümleye niçin itiraz ettiklerini şöyle açıklamış: "Birincisi, BM'nin böyle bir tutumu yok. İkincisi, Suriye Muhalefeti son zamanlarda, bazı şartlar dâhilinde Esad rejimi ile görüşebileceğini belirttiği için. Üçüncü olarak da, bir taraftan Suriye halkının kendi meselelerini çözmesini önerirken, diğer taraftan böyle bir şekil şartının ortaya atılması..." Sayın Loğoğlu, emekli büyükelçidir. Galiba hâlâ siyasetçi kimliğinden ziyade, diplomatik kariyeriyle iş görmeye çalışıyor. Elbette Loğoğlu'nun diplomat geçmişini unutmasını veya yok saymasını istediğimiz yok. Ama diplomasinin çoğu kez detaylara gömülen tarzı ağır bastıkça, siyasetin yeri geldiğinde radikal karar değişikliği ve pragmatik yaklaşımları zemin bulamaz. Yani tek ağaca kilitlenip ormanı gözden kaçırmak gibi bir şey! Nedense CHP'de, böyle durumlar eksik olmuyor. Bunun sebebi, çok uzun yıllardan beri bürokrat ve teknokratların ağırlık teşkil ettiği, CHP kadroları mıdır acaba? Kılıçdaroğlu ve yardımcılarına baktığımızda, bunu görüyoruz zira... Geçmiş'te Ecevit de, aynı durumda idi. Hatırlarsanız, bugün Kılıçdaroğlu'nun Esad'a karşı sergilediği tutumu, o da Saddam Hüseyin'e karşı takınmıştı. Sabah'tan Engin Ardıç, dün köşesinde Ecevit için, hayli ağır ve bir o kadar da dikkat çekici yazı yazdı. Prof. Mete Tunçay'ın, "Türkiye'nin yirminci yüzyılın ikinci yarısında çektiği sıkıntıların nedeni olarak, Ecevit'in yanlış kararları gösterilecektir..." sözünden yola çıkarak, şu hükmü veriyor Ardıç: "Ecevit Türkiye'nin başına gelmiş en büyük bahtsızlıklardan biridir..." CHP'deki "Orta'nın Solu" politikasından Kıbrıs meselesine, CHP'den ayrılıp Demokratik Sol Partiyi kurmasına ve dibine kadar bürokrasiye teslim olmasına kadar, her alanda sert eleştiriler yönelten Engin Ardıç, Ecevit'in üç defa iktidara geldiğini ve bu politikalarıyla her üç seferde de Türkiye'yi batırdığını söylüyor... Velhasıl, "BALONLA SEYAHAT" başlıklı yazısına Ardıç, "Bir daha böyle adamların başımıza gelmesini istemeyiz." diye nokta koyuyor. Bugünkü CHP'ye dönersek, Ecevit'in; AB'ye üyeliği ve Saddam Hüseyin olayında göremediklerini, şimdiki Yönetim de Beşar Esad noktasında göremiyor. Böyle olduğu içindir ki, kendi halkından altmış bin küsur kişinin ölümüne, milyonlarcasının da bir ekmeğe muhtaç duruma gelmesine sebep olan politikaları ve başaktörünü hâlâ çözüm adresi olarak görüyor ve onsuz bir geçici hükümeti dahi uygun bulmuyor!.. Eh, bu kadar olur. Elit ve elitist CHP kadrolarının Türkiye ve Orta Doğu Bölgesi için ufuk açıcı politikalar üretmesini beklemek, seraptan su beklemek gibi bir şey. CHP, oldum olası kâğıt üstünde kalmaya mahkûm, rasyonaliteden yoksun; ülkenin ve dünyanın gidişatı ile bağdaşmayan, ütopik görüşleriyle, iç ve dış politikada hep kaybeden tarafta yer alıyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.