Dokunulmazlık meselesi ne olacak?

A -
A +

Başbakan Erdoğan, dün partisinin değerlendirme toplantısında, BDP milletvekillerinin dokunulmazlık fezlekeleri ile ilgili çok sert mesajlar verdi. "Yeri geldiğinde parlamento, herkese haddini parlamento diliyle bildirir..." diyen Başbakan, BDP'lilerin "Kürt meselesi" adıyla bir başlık ortaya attıklarını, ama bunu çözmek için değil, tam aksine "Bir Türk meselesi çıkarmak için böyle bir fitneyi, böyle bir nifak girişimini alevlendirmek için çok güçlü bir tahrik ve provokasyon içinde olduklarını" ifade etti. Erdoğan'ın bu sözleri, şüphesiz hem BDP'nin terör örgütüyle organik bağ içinde sergilediği tutuma, hem de genel olarak Kürt meselesindeki yaklaşımlara dair bir kesin değerlendirme niteliğinde. Gerçekten, bugüne dek hiçbir hükümetin uygulama cesaretini gösteremediği ölçekte; Kürt meselesinde icraat ve reform yapan AK Parti iktidarının, aldığı büyük risklere ve gösterdiği bütün iyi niyete karşılık, BDP ve ilişkide olduğu bütün legal-illegal örgütlerin tersi yöndeki tehlikeli teşebbüsleri, siyasi sabrı taşırma noktasına getirmiştir!.. Çözüm sürecinde iyileşmeler oldukça, daha makul ve kolaylaştırıcı tavırların ortaya konulması gerekirken; bunun tersi istikametinde, ortamı germek ve tahrik etmek hangi akla hizmettir? BDP'li vekillerin, bütün çağrılara rağmen, normal siyasi faaliyet yerine, terör örgütüyle kol kola yasa dışı söylem ve eylemlerde bulunma ısrarının hiçbir izahı yoktur! Erdoğan'ın şu sorusu, çok haklı ve o derecede de kritiktir: "Bir genel başkan, karşısındaki kitleye nasıl silahlanın der?.." Evet, milletvekilliği böyle tehlikeli bir yaklaşım için zırh olamaz, olmamalı. O yüzden de Başbakan çok yerinde olarak şu kararlılığı gösteriyor: "Dünyanın hiçbir ülkesinde terörü destekleyen partiler kabul görmez... Terör örgütünün uzantısı olarak TBMM çatısı altında olmayı kabul etmiyoruz. Hem silahı öveceksin, hem de bu Meclis'in çatısı altında olacaksın... Bu memleket yolgeçen hanı mı? Biz varsın yapsınlar diyemeyiz... Biz buna müsaade edersek, bu halk bizi affetmez. Allah da affetmez. Dokunulmazlık fezlekeleri önümüze geldiğinde vicdanımızla hareket edeceğiz..." 1994 yılında DEP milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasıyla birlikte yaşanan gelişmelerin hatırlatılmasına da Erdoğan şu karşılığı verdi: "Birileri çıkmış bize 1994'ü hatırlatıyor. Bugünün şartları o günün şartları değil..." Başbakan terör örgütünün çocukları dağa kaçırmasına da dikkat çekerek, doğrudan bölge halkına seslendi: "Terör örgütü çocukları ikna ederek değil, kaçırarak dağa götürüyor. O inlerde, o mağaralarda o çocuklara neler yapılıyor. Kızlar ne hale getiriliyor. Artık bunlar gizli saklı değil. Bütün bunlar benim Kürt kardeşlerim tarafından bilinmeli..." Kürt meselesinin doğru zeminde tartışılıp çözüme kavuşturulabilmesi için, terör örgütünün gölgesinde değil, normal siyasi zeminde çaba gösterilmelidir. BDP ne yazık ki, şimdiye kadar bu beceriyi ortaya koyamadı. Meclis Başkanı Cemil Çiçek de, dün TGRT HABER'den Batuhan Yaşar'a yaptığı açıklamada; milletvekillerinin taşıdığı sorumluluğa dikkat çekerek şöyle dedi: "Biz kamu düzenini bozan insanlar olamayız. Kamu düzenine başkaldıran insanlar olmamamız lazım..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.