Depremin yaralarını sarmaya çalışırken, bu defa yağış afeti kâbus gibi çöktü… Tam 37 gün boyunca dondurucu soğuklarda titreyen afetzedeler, bu defa çadır ve konteynerleri göle çeviren sel sularıyla boğuşuyor!
Korku filmlerindeki gibi sahneler… Düz yolda selden sürüklenip dereye yuvarlanan koskoca tır… Şehir içi caddelerde, arabaların sel suları üzerinde oyuncak kayıklar gibi döne döne sürüklenmesini ekrandan izlemek bile dehşet verici… Bir de o afete maruz kalan şehrin sakinlerini düşünün! Üstelik felaketin üstüne felaket yaşıyorlar. Tam 37 gün boyunca dondurucu soğuklar altında çadırlarda barınmaya çalışan felaketzedeler, önceki akşamdan bu yana sel ve su baskınlarıyla boğuşuyorlar. Maalesef yine can kayıpları var. Bu satırların yazıldığı sırada, Şanlıurfa’da 11 vefat üç kayıp, Adıyaman’da da iki vefat ve üç kayıp vardı. İnşallah daha fazla can kaybı olmaz. Şanlıurfa Valisi Salih Ayhan’ın yaptığı açıklamaya göre, şehir son yılların en yoğun yağışını almış. Yıllık ortalama yağış miktarı 450 kg iken, yalnız iki günde düşen yağış miktarı 150 kg olmuş. Normal şartlarda mart ayı ortalama yağış miktarı 57 kg iken, sadece dünkü miktar 77 kg olmuş. Hâl böyle olunca da taşkınlar felaket boyutuna varıyor, caddeler göle dönüyor. Zemin ve bodrum katları için en korkunç durum demek bu. Nitekim Şanlıurfa’da bir bodrum katı, beş kişiye mezar oldu maalesef. Ne hazindir ki, böyle durumlarda insanlar çaresiz kalıyor. Yapılan fiziki müdahaleler ve kurtarma gayretleri etkisiz kalıyor. Neredeyse tamamen bulanık sulara gömülmüş araçların durumu, felaketin boyutlarını yeterince anlatıyor… Allahü teala bütün afetzedelere dayanma gücü versin.
Böyle zor zamanlarda, milletçe kenetlenmek; mağdur ve muhtaç durumdaki insanlarımızın yardımına koşmak, imkânlar dâhilinde onlara destek vermek, hiç olmazsa moral vermek bir zarurettir. Çünkü sıkıntılı dönemlerde insanlar kendilerine uzanacak bir yardım eli bekler. Kavga, gürültü ve siyasi atışmaları, çatışmaları dinlemeye, izlemeye sevdası ve tahammülü yoktur. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, dün partisinin grup toplantısında konuşurken, son derece yadırganacak şeyler söyledi. Devletin ve diğer sivil yardım kuruluşlarının afet bölgesinde yürüttüğü çalışmalara, ulaştırılan yardımlara hiç değinmeden, kendilerinin bölgeye her türlü hizmeti götürdüğünü iddia etti iyi mi?!. Şu sözler Akşener’in dünkü konuşmasından: “Depremin olduğu ilk günden beri afet bölgesindeydik. Enkazdan vatandaşlarımızı çıkardık, yardımlar gönderdik, açıkta kalan insanlarımızı tahliye ettik. Birçok arkadaşımız hâlen bölgede çalışıyor. Ben de geçen hafta deprem bölgesindeydim. Ekrem Başkanımızla Hatay'da, Mansur Başkanımızla Kahramanmaraş'taydık. Sadece belediye başkanlarımıza değil cumhurbaşkanı yardımcıları olarak da teşekkür ediyorum. Var güçleriyle çalıştılar çalışmaya devam ediyorlar. Devlet yönetmekten aciz AK Parti iktidarının, bakanların kirli sakal bırakmaktan başka bir şey yapamadı…” Nedense siyasi başarı için, ilk günden beri CHP’li iki belediye başkanına fena hâlde bel bağlayan, onlardan birini cumhurbaşkanı adayı yapmakta ısrar eden, bunun için 'Masa'dan kalkıp, etkili-yetkili yardımcı konuma gelme formülüne razı olan Akşener’in bu ifadelerine bir yorum yapmaya ihtiyaç var mı? Biraz insaf, biraz vicdan!
Depremin ilk saatlerinden beri, her biri bir ilde, gece-gündüz aralıksız nöbet tutan bakanların, “kirli sakal bırakmaktan başka” hiçbir şey yapmadığını söyleyen Akşener’in bu laflarını, şüphesiz vatandaşlar değerlendirecektir. Yaklaşık kırk gündür afet bölgesinde ayak basmadık yer bırakmayan bakanlar, geceleri kaç saat uyuyabildi acaba? Bütün bunların muhasebesi sandıkta ortaya çıkacak elbette. Zira halkımız yaşanan olayları çok yakından takip ediyor. Siyasi parti mensuplarının iddia ve ithamlarından ziyade, gözleriyle gördüklerine inanacak ve buna göre de sandıkta bir tercihte bulunacaklar. Çok değil, iki ay sonra her şey ayan beyan ortaya çıkacak. Ama bir hususa çok dikkat etmek gerekiyor. Bu seçimlere hüzünlü bir ortamda gidiliyor. Acılı vatandaşlarımızı daha fazla ümitsizlik ve karamsarlığa ve gerginliğe sürüklemeden, seçim çalışmaları yürütülmeli. Dereyi görmeden paçaları sıvayan bazı siyasiler ve yandaşları, daha şimdiden seçimleri kazanmış havasında, ağzına geleni söylüyor. Bununla da yetinmeyip, karşı tarafı tehdit etmeye dahi kalkışıyorlar. Bunlar çok yanlış hareketler ve en büyük zararı da kendilerine olacak. Bunu bir kenara yazınız…
Tekrar deprem ve sel felaketine maruz kalan hemşehrilerimize geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. Şiddetli yağışlar, özelikle Malatya’nın Doğanşehir ilçesi başta olmak üzere, Elâzığ ve Tunceli’de de hasara yol açtı. Ülkenin büyük kısmında yağış eksikliği ve kuraklık riski yaşanırken, deprem bölgesinde bu ikinci felaket vukua geldi… Allah beterinden saklasın.