Gazze’de vahşetin sınırı yok!..

A -
A +

İsrail terör devleti, savaşın bütün kurallarını yerle bir ederek ahlaksızca saldırılara devam ediyor… İki aydan beri Gazze topraklarına 50 bin tondan fazla bomba attı ve taş taş üstünde bırakmadı. Bununla yetinmedi özellikle hastaneleri hedef alarak, yaralı insanlara tıbbi hizmet verilmesini engelledi. Gazze’deki 35 hastaneden 25 tanesini tamamen devre dışı bıraktı. Kalanları da kuşatma altında tutuyor. Daha önce silah zoruyla görevli doktor ve hemşireleri bazı hastanelerden çıkardıklarından, yoğun bakımdaki hastalar ile kuvözde bulunan çocuklar, kendi hâline kaldıkları için can verdiler. Bu şekilde kaç hasta ve bebeğin can verdiği net olarak bilinmiyor. İsrail ordusu bu ahlaksızca uygulamasına bahane olarak, her seferinde Hamas savaşçılarının hastanelerde barındığını, oraları sözde karargâh olarak kullandığı yalanını tekrarlıyor. Hâlbuki, şimdiye kadar bu iddiaları doğrulayacak hiçbir belge ortaya koyamadılar. Ama yalan söylemekte ve ahlaksızca iftiralar atmakta üstlerine yok. Bu yalanlarına Amerikan yetkililerini de kolaylıkla ortak ediyorlar. Hatırlayınız Joe Biden, yaşından başından utanmadan Hamas tarafından kafası kesilmiş bebek görüntülerini gördüğünü söyleyebildi. Bu aşağılık yalanın nasıl tedavüle sokulduğu daha sonra belli oldu. Bizzat Beyaz Saray yetkilileri Biden’ı yalanlayarak böyle bir görüntü gösterilmediğini açıkladı. İsrail Ordusu da bu konuda ellerinde bir belge olmadığını itiraf etti. Ama Batı'nın ve İsrail’in medya organlarında bu yalan pompalanmaya devam etti.

 

İsrail’in en fazla beslendiği kaynaklar da bu türden yalan yazan medya organları. Bunlar üzerinden algı oluşturmaya çalışıyor. Ne var ki, her seferinde yalanları birer birer yüzlerine çarpılıyor… ABD Dışişleri ve Savunma Bakanlıkları sözcüleri bu yalanlar karşısında, sorulan sorulara cevap bulmakta zorlanıyor. Fakat İsrail ordusunun işlediği savaş suçlarını inkâr etmek için de her türlü kepazeliği sergiliyorlar. Mesela hastanelerde ölü bedenleri bulunan bebeklerle ilgili insanlık suçu sorulduğunda, bunun bir trajedi olduğunu kabul ediyorlar. Ama pişkince, savaş suçu olup olmadığını bilemeyeceğini filan söylüyorlar. İsrail ordusu haftalardan beri Gazze’de karadan girdiğini iddia ettiği yerleri bombalıyor. Meskûn mahal çatışmalarında ağır kayıplar verdiği için sık sık geri çekilmek zorunda kalıyor ve tekrar havadan bombalıyor. 60 günden beri bir türlü istediği hedefe varamayınca kuduruyor. Diğer taraftan dünya kamuoyu baskısı karşısında rahatsız olan ABD Yönetimi de sıkıştırınca bambaşka ahlaksızlıklara başvuruyor! Önceki gün Cibaliye Mülteci Kampına (Daha önce defalarca burayı bombardımana tabi tuttu) girerek, BM’ye ait bir okula sığınmış olan yüzden fazla erkeği çırılçıplak soyarak, Hamas militanı diye tanıtmaya çalıştı. Oysa o zavallı insanların hepsi sivil, bir kısmı hayli yaşlı ve zor yürüyebilen kişilerdi. İçlerinde doktor, akademisyen, gazeteci vs. vardı. Bunlardan birisi de Ziya El Kahlot isimli gazeteci idi. Gelin görün ki, İsrail ordusu hiç utanmadan bunları güya tünellerden çıkardıkları savaşçılar olarak yutturmaya çalıştı ve o talihsiz insanları bilinmeyen bir yere götürdü. Akıbetleri ne oldu, hâlihazırda meçhul. İsrail vahşette sınır tanımıyor ve Amerika’nın verdiği en korkunç bombalarla Gazze’yi enkaz yığınına çevirirken, karada da savunmasız sivillere bu şekilde aşağılık işkenceler yapıyor.

 

Gazze’de 7 Ekim'den beri yetmiş küsur gazeteci öldürüldü. Gerçeklere gözünü kapatmış olan Batı medyası bunları hiç görmüyor. Yaptığı tek şey İsrail’in vahşetini örtbas etmek ve türlü algı operasyonlarıyla Hamas’ı dünyanın gözünde suçlu düşürmek… Dün TRT WORLD Forumunda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ahlaksız yaklaşımı çok sert biçimde eleştirerek şunları söyledi: “Gazze’de yetmişi aşkın medya mensubu öldü. Nerede dünya? Niye sesleri çıkmıyor? Niçin öldürülen basın mensuplarına yönelik manşet atmıyorlar? İngiltere’nin, ABD’nin, Fransa’nın, Almanya’nın meşhur gazeteleri nerede? Hiçbirinin sesi çıkmıyor. Gazze’de pervasızca işlenen insanlık suçlarına ortak edilmeye çalışılan basın kuruluşlarına sesleniyorum: Bu kandan beslenen retorikten, bu ahlaksız dayatmadan kurtulun…” Gelgelelim görünüşe bakılırsa, Batı medyası da, Batılı yöneticiler gibi ruhunu şeytana satmış!.. Gazze’deki zulüm, baskı, işkence, barbarlık ve soykırım karşısında iki aydan beri takınılan tutumu, insani değerlerle izah etmek mümkün değil. Bırakınız İsrail canavarlığına karşı çıkmayı, aksine o barbarlığı meşru göstermek için İsrail’in kendini savunma hakkından bahsederek, bu derece adi bir tavrı rahatlıkla sergileyebiliyorlar. Siyonist Hükûmet ve ordusu, her türlü barbarca metotla on binlerce masum insanın kanını dökerken, yerleşimci diye tanımlanan hırsız- teröristler de Filistinlilerin malına mülküne silah zoruyla çöküyor. Bu canavarlığı pişkince seyreden yüzlere yuh olsun! İnsanlığın bu derece zıvanadan çıktığı başka bir devir oldu mu acaba?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.