Hainler hiçbir zaman kazanamadı!

A -
A +

Evet, hepimiz biliyoruz ki, bugün ne söylesek söyleyelim, önceki akşam ateş düşen on hanedeki feryatları dindiremeyiz. "Ateş düştüğü yeri yakar." diye, hep tekrar ediyoruz. Ama her seferinde o kaskatı gerçeği bir defa daha zihinlerimize kazıyoruz. O yüzden, bugün söylenecek bütün laflar, yanan yüreklerin sızısını hafifletemez. Ancak bu meselenin dünyevi boyutu... Yine yakinen biliyor ve inanıyoruz ki, şehitlerin uhrevi âlemdeki derecesi çok yüksektir. O kadar yüksektir ki, bu dünyadaki hiçbir hesapla o derecenin kıymet ve takdiri yapılamaz. Bu konuda inananların hiçbir şek ve şüphesi yoktur. İnanmayanların ise, Allah indinde hiçbir değeri yoktur. Şaşmaz realite budur. Gerisi lâf-u güzaftır. Gelelim hadisenin diğer boyutlarına. Bölücü terör örgütünün pençesinde tutsak olan teröristler, kimin hesabına savaştıklarını dahi bilmeden, sadece ve sadece ölümüne saldırıyorlar. İşte Beytüşşebap'taki kalleş saldırıda, vatani hizmetini ifa eden on tane güvenlik görevlisini şehit ettiler. Ama aynı saldırıda, en az 20 tane terörist de hayatını kaybetti. Asker, polis, korucu; ülke müdafaasında hayatını kaybettiğinde, bu dünyada kahraman bir vatansever, öbür dünyada da, herkesin ulaşmak istediği rütbe olan şehitlik mertebesine çıkıyor... Peki, ölen terörist ne oluyor? Heyhat!.. Terör üzerinden siyaset yapan iç ve dış karanlık mihrakların nezdinde, hepsi hayatının baharında sönüp giden, o zavallı teröristlerin bir değeri var mıdır? Eğer olsaydı, onları böylesine ölüme sürüklerler miydi? Bölücü örgüt üzerinden milyon dolarları vuran uyuşturucu baronlarının hiç umurunda mı, mağaralarda hastalıktan ölen, çatışmada kurşunlarla delik deşik olan o gençler? Beytüşşebap'ta yirmi, Şemdinli'de üç yüz yirmi terörist öldürüldüğünde, acaba sloganlarla o teröristlerin egosunu şişiren siyaset simsarlarının, pişkin ve küstah kahkahalarında bir azalma olmuş mudur? Oldu diye inanan varsa, çok saftır. Bölücü örgütün iplerini elinde tutanlar, hayatını ve özgürlüğünü teslim aldıkları zavallı teröristleri bozuk para gibi harcıyor. Kaçış yolları kapalı olduğu için, bunlara ölüme gitmekten başka çare yok. Ve öyle yapıyorlar. Peki, netice ne olacak? Kati netice şu: Hainler hiçbir zaman kazanamadı!.. Bu ülkenin askerine, polisine, savunmasız sivil insanına, kalleşçe saldıran hainlerin kendileri de fazla yaşamıyor. İstatistikler meydanda. Dağa çıkanların ortalama hayat süresi yedi-sekiz yıl. Hayatının baharında, bu bahtsız insanlar telef olup gidiyorlar. Neyin uğruna? Üstelik silinmeyen, unutulmayan yüzkarası bir leke ile lekelenerek... Bu dünyada ihanetten daha aşağı bir durum var mıdır? Esas üzüntü ve kahrı onların aileleri çekiyor... Lakin terör örgütü, baskı ve tehditle onların kalan çocuklarını da dağa çıkarmaya uğraşıyor! Meselenin güvenlik ve siyasi taraflarıyla ilgili, bugüne kadar söylenmedik söz kalmadı. Fakat insani dram büyüyerek devam ediyor. Ve bu dram üzerinden bir şeyler devşirmeye çalışan odaklar, ne yazık ki, kan ve kinin devam etmesi için her alçaklığa başvuruyor. Böyle olunca da, kalleş saldırıların sonu gelmiyor. Lakin sonuçla ilgili hiç tereddüdümüz yok: Hainler asla kazanamayacak!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.