İsrail ve ABD bataklıkta debeleniyor!..

A -
A +

Yüz üç gün geçti… ABD’nin sınırsız destek verdiği İsrail, tarihin en korkunç katliam ve soykırımını ika ediyor. Gazze halkı her türlü mahrumiyete rağmen direniyor. Terörist İsrail, bataklığa battıkça batıyor!

 

 

 

Ekranlarda ahkâm kesen “her konunun uzmanı” bazı yorumcuların, ilk günlerde üfürdükleri tahminler gerçekleşmedi. İsrail’in ABD desteğiyle sürdürdüğü bütün vahşi saldırılara rağmen, Gazze halkı kahramanca direniyor. Hamas’ın savaş kabiliyetini sıfırlama iddiasındaki İsrail, her geçen gün batağa biraz daha saplanıyor. Kendi savaş kayıplarını pek açıklamıyor, ancak İsrail’in muhalif kanat medyasında çıkan haber ve yorumlar, terörist devletin askerî kapasitesinde çok ciddi sıkıntıların olduğunu ortaya koyuyor. Alınan bilgilere göre şu ana kadar İsrail ordusu askerlerinden en az dört bin kişi engelli durumuna düşmüş. Buradan en az dört bin askerin kol veya bacağından, gözlerinden olduğu sonucu çıkıyor. Bu rakamın on bine çıkabileceği bildiriliyor. Yaralı sayısı olarak daha yüksek rakamlar veriliyor. Görüldüğü üzere Siyonist İsrail’in silindir gibi ezer geçeriz palavrası, sahada bambaşka bir şekilde tecelli ediyor. Hamas aynı şiddette direnişe devam ediyor ve İsrail’in aksi yöndeki iddialarına rağmen, savaşma kapasitesini de muhafaza ediyor. Hamas cenahından yapılan açıklamalara göre, 7 Ekim'den bu yana İsrail’e ait en az bin adet tank ve diğer zırhlı araç tahrip edildi. Her türlü mahrumiyete rağmen, yaklaşık yirmi yıldır tam bir kuşatma altındaki Gazze’de, Hamas binbir meşakkat ve imkânsızlıkla ürettiği silahlarla, en modern savaş makinesine sahip İsrail’e kök söktürüyor…
Tabiatıyla bu durum Siyonist İsrail yöneticilerini çıldırtıyor. Artık kendi savaş kabinesinde ve hükûmet toplantılarında, yumruklaşmalara kadar varan tartışma ve kavgalar yaşanıyor. Her konuştuğunda Filistin halkını tehdit eden Savunma Bakanı Gallant, savaş kabinesi toplantısını terk ederek tepki gösteriyor. Bugüne kadar Netanyahu ile birlikte basın toplantısı yapmaya bile yanaşmayan aynı kişi, diğer taraftan Gazze’de bir türlü beklenen sonuca varılamadığı için baskı altında.

 

İsrail, rehineleri kurtarmak için sayısız kere yaptığı teşebbüslerde hep hezimeti yaşadı. En seçkin birlikleri bile bir şey yapamadığı gibi ağır kayıplar verdi. Keza bu sözde seçkin birliklerle birlikte operasyona katılan ABD, Fransa gibi ülkelerin seçkin birlikleri de aynı neticeyle yüzleştiler. Anlayacağınız Terörist İsrail’in gücü ancak çocuklara ve sivillere yetiyor. Şu ana kadar 25 bine yakın kişi katledildi. Bunların yüzde yetmişi çocuk ve kadın. Hâlen kayıp olan insan sayısı da sekiz bin civarında. Bu tablo İsrail’in vahşi saldırılarının neticesi. Ve şimdi Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), terörist devletin işlediği savaş ve insanlığa karşı suçların muhakemesini yapıyor. Tarihte ilk defa bir soykırım devam ederken, UCM’nin müdahalesi vaki oluyor. Gazze kasabı Netanyahu, Lahey Adalet Divanının kararlarını kabul etmeyebileceklerini söylüyor. Bu suçların bir numaralı faili olan Netanyahu, bir taraftan da yaptığı hırsızlık ve yolsuzluklar sebebiyle kendi ülkesinde yargılanıyor. Sırbistan eski Cumhurbaşkanı Miloseviç de bir zamanlar böyle horozlanıyordu. Fakat Bosna Hersek’te işlediği soykırım suçlarından dolayı neticede yargı önüne çıkarıldı. Lakin kesinleşecek mahkûmiyet kararını beklemeye cesaret edemeden hücresinde intihar etti. Netanyahu zinhar Miloseviç’in akıbetini aklından çıkarmamalı. Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da mükerrer olarak ifade ettiği üzere, Gazze Kasabının kaçacak deliği yok!
Netanyahu’nun İsrail’deki halk desteği an itibarıyla yüzde on beş… Onun baş hamisi ihtiyar Joe Biden’ın da durumu pek farklı değil. Onun da Amerikan kamuoyu nezdindeki itibarı yerlerde geziyor. Yüzde 20’lerde dolaşıyor kısacası. Buna karşılık, Amerikan halkının Gazze’deki çocuk katliamı ve soykırım felaketine dair isyanı büyüyor. ABD Kongresi, başta olmak üzere, Savunma ve Dışişleri Bakanlarının evlerinin önü de dâhil her yerde giderek büyüyen protestolar cereyan ediyor. Washington’un sınırsız desteğiyle şımaran İsrail, ipini tamamen koparmış durumda. ABD artık sözünü dinletemiyor. Biden Yönetimi, Gazze’ye saldırıların artık durdurulması çağrısında bulunurken, Netanyahu hâlâ zafere kadar savaşmaktan bahsediyor.

 

ABD Dışişleri Bakanı Blinken, nafile turlarına devam ediyor ancak bir sonuç da ortaya çıkmıyor. Hatta son ziyaretinde İsraillilerle hayli gerginlik yaşandığı belirtiliyor... Anlayacağınız Blinken’in “Buraya bir Yahudi olarak geldim” demesi ve her türlü desteğin verilmesi de Siyonistleri kesmiyor!.. İstiyorlar ki, Amerika’nın en korkunç silahlarıyla Gazze’yi, Lübnan’ı, Suriye’yi, İran’ı ve Yemen’i istedikleri gibi vursunlar. Koskoca ABD, İsrail’in hizmetinde eli mahkûm vaziyette sürükleniyor. Bakalım nereye kadar gidecek. Velakin gelişmeler ABD için hiç de iyi görünmüyor. ABD ve İngiltere’nin Husilere saldırması hiç beklenmedik sonuçlar doğurabilir. ABD ve İngiltere Donanmasının Kızıldeniz’de boy göstermesi Husileri caydıramadı. Tam aksine daha da sert bir tavır içine girdiler…

 

Bütün bunlar olurken, Rusya da Ukrayna’da durumu hayli ciddi biçimde lehine çevirmiş durumda.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.