İsveç (ve Finlandiya), ne yapmak istiyor?

Sesli Dinle
A -
A +

Yazının başlığına sadece İsveç ve Finlandiya’yı aldık, ama yalnızca bu iki küçük devlet değil; Kuzeyiyle Güneyiyle, Orta ve Batısıyla bütün Avrupa ülkeleri 40 yıldır, Türkiye aleyhine silahlı faaliyet gösteren bölücü terör örgütünü himaye ediyor. Bu hususta sergiledikleri sinsi, ikiyüzlü, gayrı ahlaki ve devletlerarası ilişkilerin temel prensipleriyle zinhar bağdaşmayan tavır ve tutumları, tek kelimeyle utanç vericidir…

 

Bu konuda, ne altına imza attıkları uluslararası anlaşmalara ne evrensel hukuk kurallarına ve ne de insani değerlere önem veriyorlar! Kendi sömürgeci politikalarına ve sinsi hedeflerine hizmet eden ne varsa, meşruiyetini asla sorgulamadan, sonuna kadar kullanmaktan hiç geri durmuyorlar.

 

Bu meselede o kadar büyük bir körlük içindeler ki, bizzat kendi kamu düzenlerini tehdit eden, örseleyen faaliyetleri dahi fark edemiyorlar.

 

On yıllardır PKK ve DHKP-C terör örgütlerinin, gayet rahatça Avrupa ülkelerinde uyuşturucu ticareti yapmaları, Kürt kökenli insanları haraca bağlamaları ve insan kaçakçılığı dâhil her türlü suçu ika etmeleri hep bu siyasi körlüğün bir neticesidir. Bugüne kadar, İsveç, Danimarka, Finlandiya, Hollanda, Belçika, Fransa ve Almanya’nın meydanlarında ve sokaklarında hiçbir engelle karşılaşmadan kanunsuz eylem yapan terör örgütleri, yıllar içinde o kadar güç ve etki sağladılar ki…

 

Devlet kademelerinde elde ettikleri siyasi ve idari pozisyonlarla, âdeta ülke idarecilerini rehin alır duruma geldiler. İsveç’in son dönemlerde yaşadığı olaylar tam da bunun ifadesi.

 

İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üye olabilmek için, Türkiye ile imzaladığı mutabakatın mürekkebi henüz kurumadı. Ancak her iki ülke de verdiği sözleri yerine getirme noktasında ha bire patinaj yapıyor… Özellikle İsveç hükûmeti, bölücü örgütün her alanda organize olmuş sayısız unsurlarının ülkedeki etkisi karşısında, tam bir acizlik yaşıyor. Daha net ifadeyle, İsveç, PKK örgütünün Avrupa’daki ana üssü gibi…

 

Trajikomik olan durum şu ki, PKK Avrupa’yı eyaletlere bölmüş ve İsveç’i de sözde “İskandinav Eyaleti” olarak belirlemiş durumda!.. Evet, durum bu kadar kontrolden çıkmış seviyede. İsveç esasen uzun zaman önce PKK’yı terör örgütü olarak kayıtlara geçirmişti. 1980’lerin ortalarında örgüt içi infazlar hızla artınca, İsveç hükûmeti harekete geçerek örgütü terör listesine aldı ve yaklaşık 20 militanı sınır dışı etti.

 

PKK’nın buna cevabı çok sert oldu. 1986 yılında Başbakan Olof Palme’yi öldürerek büyük bir gözdağı verdi… Hâlihazırda İsveç Parlamentosunda PKK mensubu ve yandaşı vekillerin sayısal dengeyi değiştirebilmesi yüzünden, tepkileri çok etkili oluyor. O yüzden kanlı örgüt bu derece fütursuzca hareket edebiliyor. İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, “YPG destekçilerinin provokasyonu ülkenin güvenliği için tehlikeli bir durum” derken, âdeta hariçten gazel okuyan sıradan bir kişi gibi!

 

Ancak siyasi gerçekler İsveç’i farklı bir istikamete zorluyor. Şimdiye kadar Türkiye’ye verdiği sözleri tutuyormuş gibi yaparak, aslında pek bir şey yapmayan İsveç bu ikircikli tutumla nereye varacağını sanıyor acaba? İsveç Dışişleri Bakanı Billström, PKK’nın maket kullanarak sergilediği eylemle; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsına yönelik hakareti karşısında, zevahiri kurtarmak için şöyle bir cümle kurmuş: “Halkın seçtiği bir cumhurbaşkanının belediye binası dışında idam ediliyormuş gibi tasvir edilmesi iğrenç…” Gelgelelim böyle lafla gösterilen tepki hiçbir şey ifade etmiyor. Nitekim Mevlût Çavuşoğlu bu hususa dikkat çekti ve İsveç Hükûmetinin laf değil iş yapması gerektiğini yani bu rezalete fiilen müdahale etmesinin şart olduğunu söyledi. Bakalım İsveç ne yapacak? Yazının başlığına tekrar dönersek, İsveç ve Finlandiya zincirin iki küçük halkası. Yukarıda isimlerini verdiğimiz ülkelerin tamamında, istediği zaman istediği şekilde eylem yapabilen bölücü örgütün çanına ot tıkanmadıkça, ilişkilerdeki sıkıntılar bitmeyecek.

 

Burada Avrupa ülkelerinin unutmaması gereken nokta şudur: Giderek bölücü örgüt, bu ülkelerin kamu düzeni için kontrolü zorlaşan ve belki ileride hiç zapt edilemeyecek derecede bir tehlikeye dönüşüyor. Daha geçenlerde, Paris’i ateşe veren terör örgütünün neler yapabileceğini bu ülke yöneticileri görmüyor mu sahi? Türkiye aleyhtarlığı bunların gözünü kör etmiş. Velakin besledikleri yılan kendilerini sokmaya başladığında iş işten geçmiş olabilir. Bugün İsveç’in PKK baskısı karşısında bocalaması, Fransa’nın aciz kalması vs. bir işaret. Yarın, öbür gün çok daha büyük çapta olaylar zuhur ettiğinde, Avrupa gaflet uykusundan kâbusla uyanabilir!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.