Kerry'nin ziyareti ve Suriye'deki dram...

A -
A +

Suriye'de dehşet verici boyutlarda kan akarken, dünyanın hâlâ daha kılını kıpırdatmaması, insanlık adına utanç verici bir durumdur... Siyasi retorikle, fiili hiçbir neticesi olmayan yuvarlak laflarla, iki yıldır Suriye halkının yüz yüze kaldığı vahşetin sürmesine, âdeta dolaylı biçimde izin veriliyor!.. Geçtiğimiz çarşamba günü, bir grup gazeteci ile birlikte, Ürdün'deki Za'teri mülteci kampını ziyaret ettik. Tam yüz yirmi bin mülteci kalıyor! Bu rakam Ürdün'deki resmî mülteci sayısının dörtte biri... Yüz yirmi bin insan ve yüz yirmi bin ayrı dram! Kampta kalanların yüzde 58'i çocuk, geriye kalanların da, çoğu kadın... Zaten böyle felaketlerde, en büyük sıkıntıyı kadınlar ve çocuklar çeker. Bir kadının kucağında, boynu bükük duran bir yaşındaki bebeğin acı hikâyesini dinledik. Bebeğin babası, geçen ramazan ayının 14. gecesi tam da sahur sofrasında iken, eve düşen bir bomba ile hayatını kaybetmiş. Bebeğin annesi ise, henüz 16 yaşında... 50 yaşlarındaki dedesi, tam manasıyla şoktaydı ve ismini bile doğru dürüst söyleyemiyordu. Zaten ilk sorudan sonra çadırın arkasına seğirtip hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Aynı bombardımanda, yan taraftaki evlerde 14 kişi daha hayatını kaybetmiş. Kamptaki insanların hepsi şaşkın... Konuşmaktan, görüntü vermekten kaçınıyorlardı. "Kampta Beşar'ın adamları var, burada bile bize zarar verebilirler..." diye, korku ve endişelerini izhar ediyorlardı. Kamptaki maddi ve fiziki sıkıntılar ayrı bir fasıl. Ürdün, zaten fakir memleket ve su sıkıntısı içinde! Za'teri kampına günde en az 2.5 milyon litre su lazım. Bu suyu temin etmekte ciddi şekilde zorlanıyor. Kamp, BM Mülteciler Komitesi tarafından yönetiliyor. İçinde bazı devletlerin ve sivil toplum kuruluşlarının destek verdiği üç tane sahra hastanesi var. Ama kamp şartlarında hijyenik korunma ve sağlık standartları ne kadar yakalanabilir ki? Geçen haziran ayında açılan kampta, şimdiye kadar 32 tane verem vak'ası görülmüş. Za'teri kampı, toplam sayısı iki milyonu aşan Ürdün, Lübnan, Mısır, Türkiye ve S. Arabistan'daki mültecilerin durumundan yalnızca bir bölüm. Bilelim ki, Baas rejiminin baskı ve katliamları sebebiyle, kırk seneden beri canını kurtarmak için, yurt dışına kaçan Suriyeli sayısı 15 milyondan fazladır. Yani dünyada en fazla mülteci veren ülkedir... İşte Suriye'yi böyle inim inim inleten katiller sürüsüne, dünya ses çıkarmıyor. Za'teri kampında konuştuğumuz her Suriyeli, bu noktaya dikkat çekip "İnsanlık âleminden davacı" olduklarını dile getirdi. Bu şartlarda, ne Obama'nın muhaliflere vadettiği 60 milyon dolar, ne de diğer siyasi lafazanlıklar, Suriyelilerin üzerindeki zulüm ve baskıyı kaldırmaz! ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin Bölge'ye ziyaretini, bazıları hayli iyimserlikle karşıladı. Ancak şu ana kadar yansıyanlara bakılırsa, dağ fare doğuracak gibi görünüyor. Suriye'de insanlar koyun gibi boğazlanırken, Bay Kerry, akan kanı durdurmak için, beklenen adımı atma noktasında pek bir umut vermiyor. Ya ne yapıyor? Klasik ABD yaklaşımı olarak, İsrail'i memnun etmek için; Başbakan Erdoğan'ın, ırkçılıktan başka bir şey olmayan Siyonizm aleyhindeki sözlerinden... duyduğu rahatsızlığı aktarıyor!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.