Mal canın yongası, ancak!..

Sesli Dinle
A -
A +

Yakın geçmişte benzerlerine yalnızca Şili’de şahit olunan deprem felaketi maalesef ülkemizi sarsmaya devam ediyor… Büyük felaketin üzerinden 21 gün geçti, ama afet bölgesindeki iller, artçı-müstakil yeni depremlerle sarsılmaya devam ediyor. Dün saat 12.07 sıralarında, Malatya Yeşilyurt merkezli 5,6 bir artçı depremde, ne yazık ki, yine can kaybı yaşandı. Almıştan fazla hemşehrimiz de yaralandı. Malatya’mıza ve bütün afetzede illerimize tekrar geçmiş olsun. MAL CANIN YONGASIDIR derler… Bu halk deyişinde şüphesiz bir hakikat var. Zira insanoğlu mal ve mülkü için canını tehlikeye atar. Aksi yönde ne kadar telkin ve tavsiye olsa da, bazıları için sonuç değişmez. Deprem bölgesinde, hasarlı evlere girişin kesin olarak yasaklanmış olmasına rağmen, 17 Şubat’ta Hatay Defne ve Samandağ’da ve dün Malatya Yeşilyurt’ta, meydana gelen sarsıntılarda, vatandaşlarımız evlerinden eşya çıkarmaya çalışırken, enkaz altında kaldılar. 110 kişi yaralandı. Bir kişi maalesef hayatını kaybetti.

 

Kahramanmaraş’ta da bir fabrikadan eşya çıkarılırken, meydana gelen göçük altında bir kişi hayatını kaybetti. Dört kişi de yaralandı. İki parça eşya alayım derken, ne yazık ki canlarını kurtaramadılar… Şu hâlde bundan sonrası için çok daha dikkatli olmak bir zarurettir. Resmî makamların ikazlarına uymak can güvenliği için şarttır. Bu hususta ne yazık ki, ihmallerin sonucu çok ağır oluyor! Elbette hiçbir şartta, mal cana tercih edilemez, edilmemeli. Bilhassa şu enkaz kaldırılana kadar, hem yıkık binalardan hem de yerdeki molozlardan uzak durmak çok önemli. Bir tarafta yıkıntı altında kalma tehlikesi, diğer yanda da molozlarda bulunan zararlı malzeme dolayısıyla, ciddi hastalıklara yakalanma riski çok yüksek…

 

Evet, bu kritik meselede hem sahadaki afetle mücadele çalışmalarına engel olmamak hem de devletin ilgili makamlarına yardımcı olmak, aynı zamanda vatandaşlık borcu. Felaketin boyutları ortada… Devlet bütün imkânlarıyla seferber olmuş durumda. Lakin bu çaptaki bir felaketle başa çıkmak ne kadar mümkün? Nitekim bu yüzden, ilk günlerde arzu edilen seviyede çalışma yapılamadığını Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’da dile getirdi ve özellikle ilk günkü aksamalardan dolayı helallik diledi. Heyhat!.. Türkiye’miz çok zorlu ve sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Bu sebeple herkesin şahsen sorumluluk hissetmesi, ona göre hareket etmesi gerekiyor. Bu felaketin üstesinden gelmek ancak bu yolla, sıkı bir yardımlaşma ve dayanışma ile mümkündür. Şer cephesinde ise durum çok farklı… Bu felaketi fırsat belleyerek hücuma geçen; tıyneti, cibilliyeti bozuk tiplerin maksadı, yara sarmak veya sarılmasına yardımcı olmak değil. Onlar düpedüz bu ülkenin aleyhine nasıl kötülük yaparım hinliği içinde. Velakin onlara kötü bir haberimiz var, bekledikleri fırsatı asla bulamayacaklar! Çünkü bu millet ihanet tezgâhlarını her zaman bozmayı bilmiştir. Yine öyle yapacaktır. Buna inancımız tamdır. Bakınız bu ülkenin gönlü gani insanları, depremin ilk saatlerinden itibaren maddi-manevi bir seferberlik içinde. Felaketzedelere yardımcı olmak için insanüstü bir gayretle çırpınıyor. Bu sayededir ki, üç haftada önemli işler başarıldı. Şüphesiz afet bölgesinde hâlâ yapılması gereken çok işler var. Normal hayata dönüş zaman alacaktır. Bunun başka çaresi yok. Önemli olan bu zamanı mümkün mertebe kısaltmak… Böylelikle afetzede vatandaşlarımızın sıkıntılarını bir gün evvel gidermek.

 

Bu arada, şu hususu da tekrar belirtelim. Yalan dolan haberlerle, fısıltı gazetesiyle halkımızı korku ve endişeye sevk etmek için, ilk günden beri şeytanla ortaklaşa çalışan kanı bozuklar elbet bunun hesabını verecektir. Beşinci kol faaliyetlerini sürdürenler çok geçmeden kanunun yakalarına yapıştığını görecektir. Onlar ülke düşmanlarına uşaklık etmekten vazgeçmeyecek besbelli. Biz kendi işimize bakacağız. Afet sahasındaki ihtiyaçlar belli. Bugün ve yarınlar için yapılması gereken işler de ortada… Ne kadar hızlı ve verimli çalışırsak, insanlarımızın sıkıntılarını gidermeyi de o derece sağlayabiliriz. Mağdur insanlarımız, maruz kaldıkları felaketin ağır şartlarına rağmen, sabır ve teenni içinde. Devletin ve hayır kurumlarının ulaştırdığı hizmeti şükranla karşılıyor. Onların bu kadirşinaslığı bütün dünyada takdir topluyor. Ama oturdukları yerden dünyaya lafla nizam intizam vermeye kalkışanlar, bu asaleti görmekten, anlamaktan mahrum ve nasipsiz. Bırakalım kendi bataklıklarında debelensinler!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.