Malum haberler hortlamaya başladı!

A -
A +

Birkaç gün önce (22 Temmuz ) 'Tahmini Mahalle Baskısı' başlığı ile muhtemel tehlikeye dikkat çekmeye çalışmıştık... Medya dünyasındaki yeni yapı ve dengeler sebebiyle, eski dönemlerdeki kadar fütursuzca olmasa bile, yine de bazıları ısrarla "MAHALLE BASKISI" denilen fitneyi hortlatma çabasında. Bunun için ilgisiz-alakasız olaylar da bir şekilde Ramazan ve oruç meselesine monte edilmeye çalışılıyor. Yiyecek-içecek satan iş yerlerine yapılan rutin denetimler dahi, mahalle baskısı formatında sunuluyor. Neyse ki, toplum bu yönden hayli bilinçlendiği için, bu tür tezviratın geçmişteki kadar menfi etkileri görülmüyor. Birkaç günden beri Malatya'nın Doğanşehir ilçesi, Sürgü Beldesindeki bir olay köpürtülmeye çalışılıyor. Bazıları buradan ille de, bir Sünni-Alevi gerginliği devşirme çabasında. Bunun için çok sinsi ve adi yollara başvuruluyor!.. Hatırlayınız yakın geçmişte, Adıyaman'da Alevi olduğu ileri sürülen bazı evlerin kapılarına, özel işaretler konduğu yolunda haberler çıkmıştı. Bunun üzerine epey korku senaryosu yazılıp çizilmişti... Daha sonra yapılan tahkikatta işin mahiyeti ortaya çıktı, ama konu etrafındaki iddia ve dedikodular bir türlü dinmedi. Malatya Sürgü'de, Ramazan Davulunu Alevi-Sünni çatışmasının bir kıvılcımı yapmak için özel gayret gösteren tipler, ilgili haberi, yukarıda bahsettiğimiz Adıyaman'daki olayın fotoğraflarıyla (Kapının üzerinde boya ile 'Alevilere Ölüm' yazılmış...) Buradaki alçakça tezgâh bal gibi ortada... Sürgü'de, bir Alevi aile ile davulcu arasında, kişisel nedenlerden dolayı kavga çıkmış. Daha sonra tahriklerle olayın boyutları büyümüş. Ama Alevilik-Sünnilik kavgasıyla hiç alakası olmadığını, başta Vali olmak üzere, Malatya'nın bütün erkânı söylüyor. Fakat hayır, bazıları asla bunu kabul etmiyor ve ille de hadiseyi başka mecraya dökmek istiyor. Bu düpedüz hainliktir. Azınlıkta kalan farklı grupların haklarını savunuyoruz diye, toplum barışını dinamitlemeye dönük gayretler fena halde sırıtıyor!.. Alevilere baskı meselesi, on yıllardır bu ülkede temcit pilavı gibi, ısıtılıp ısıtılıp önümüze konuluyor. Şüphesiz sadece Alevilerin değil, bu ülkede yaşayan farklı din ve inançtaki her grubun ve her ferdin temel hak ve hürriyetleri, eşit şekilde güvence altında olmalıdır. Çağdaş demokrasinin ve hukuk devletinin temel şartı da budur. Ama bu prensip, azınlıktakiler kadar çoğunluğu teşkil eden kitlenin de, hak ve hürriyetlerine saygı gösterilmesini gerektirir değil mi? Gelgelelim, bazıları bu memlekette yalnız onların dediği olur gibi bir tavır içinde... Güya azınlık haklarını savunuyor pozunda, çok kirli oyunlar sergiliyorlar. İstanbul Maslak'ta, bir kadına sarkıntılık yapılmasından dolayı; mahalle sakinleri ile bir inşaat şantiyesindeki işçiler arasında çıkan kavga dahi, malum tıynetteki medya organlarında, "ORUÇ TUTMADIKLARI İÇİN Mİ?" şeklinde çok ahlaksızca bir saptırmaya konu olabiliyor. Türkiye, bu kötü niyetli ve sinsi zihniyetten çok çekti. Unutmayalım mütedeyyin insanlar, bu ülkede yıllarca parya muamelesi gördü. Lakin hiçbir zaman çığırtkanlık yapmadı, fitne çıkarmadı. Şayet farklı davransaydı, şüphesiz çok değişik neticeler hasıl olurdu...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.