Mısır ordusu, bu kara lekeyi temizleyemez!..

A -
A +
Sadece Mısır ordusu değil, ona maddi ve manevi destek veren Batılı, Doğulu bütün devletler ve güç odakları, bu kara lekeyi alınlarından temizleyemezler! Hoş bazılarının çehrelerinde lekesiz nokta da kalmamış ki... Üç Temmuz gününden beri, Mısır'ın meydanlarında haysiyet ve hürriyet mücadelesi veren; en ufak bir şiddet hareketine yeltenmeyen, yapılan bütün saldırı ve tahrikler karşısında sükûnetini muhafaza edebilen milyonlarca Mısırlı; iç ve dış egemen odakların güdümündeki kendi ordusu tarafından, katliama maruz kalıyor... Yüzlerce ölü, binlerce yaralı veriyor...
Medeni olduğunu iddia eden dünya, bu katliama, bu insanlık suçuna seyirci kalıyor. Hatta ve hatta başlangıçtan beri, yapılan darbeyi arkalayarak, Mısır ordusunun bu katliamı yapmasına ortam hazırlıyor! Nerede AB'nin, ABD'nin yüceltiyor göründüğü demokrasi ve özgürlükler, en temel hak olan hayat hakkı? Mısırlıların hayatı bu kadar ucuz demek ki? Hayvan haklarını dahi çok sıkı koruduğunu iddia eden Batı, Mısır'da hayvanlar gibi boğazlanan insanları görmezden geliyor. Yetmiyormuş gibi, o zavallı insanları bir de itham altında bırakıyor. Silahsız ve savunmasız insanları, "çatışmanın bir tarafı" olarak göstermekten utanmıyorlar. Bakar mısınız, AB Hariciye Komiseri Catherine Asthon'un açıklamasına: "Taraflara sükûnet tavsiye ediyoruz..." diyor.
Ordu ve uzantılarının tek taraflı olarak yaptığı katliamı saptırarak bir çatışma gibi göstermeye çalışıyor. Batı'nın yemiyle beslenen ordu ve medya da tam olarak bunu yapıyor zaten... Evet, Mısır'da her şeyi tezgâhlayan dörtlü bir çete var: Ordu, İstihbarat-polis, medya ve bunların hamisi dış güçler... Çetenin üyeleri el ele, kol kola her türlü denaet ve şenaati icra ediyor, bunun ceremesini de yine Mısır halkının sırtına yüklemeye çalışıyor. Peki, bunu başarabilirler mi? Hiç sanmıyorum. Daha önce de burada yazmıştım; Mısır ordusu bu işin altında kalır, diye. Önceki akşam yapılan katliam, bana İran Ordusu'nun 1979 yılı başında gerçekleştirdiği benzer katliamı hatırlattı. Tahran sıkıyönetim komutanı General Ali Üveysi, tank ve toplarla halkın üzerine ateş açtırarak, bir günde tam altı bin kişiyi öldürmüştü. Fakat çok geçmeden İran Ordusu, Şah rejiminin bittiğini gördü ve halkın safına geçti. General Üveysi, Irak'a kaçarak orada direniş örgütü kurdu, birkaç yıl sonra da orada öldürüldü.
Ülkesinde iç savaşı körükleyerek, darbe yanlılarını sokağa davet eden; o yetmedi silahsız vatandaşların üzerine kurşun yağdıran General El-Sisi'nin akıbeti de, İranlı meslektaşı gibi olabilir. Evet, öyle tahmin ediyorum! El-Sisi ne kadar çok kan dökerse, o kan gölünde boğulması da o kadar çabuk olur. Bugün kendisini arkalayan etkili dış güçlerin, bir müddet sonra değişen konjonktür sebebiyle taraf değiştirdiğini gördüğünde, artık iş işten geçmiş olur... El-Sisi'nin de mensubu olduğu, askerî cuntanın kuruluş tarihi 1948. Ama hâlihazırda Mısır halkının yarıya yakınının desteklediği Müslüman Kardeşler Teşkilatı, 1928'de kuruldu ve şimdiye kadar sayısız kıyımlara uğramasına rağmen, varlığını korudu. Üstelik her seferinde siyasi gücünü daha da arttırdı. General Sisi, bunu en iyi bilenlerden!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.