Muhteşem Süleyman'ı tanımak ve anlamak...

A -
A +

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Kütahya'da, Zafer Havalimanını açarken yaptığı konuşma, yine bazılarını fena halde rahatsız edecek! Ama hiç önemli değil. Zira Başbakan sonuna kadar haklı!.. Sanat kisvesi altında yapılan zevzekliklere karşı, Başbakan toplumun kahir ekseriyetinin hissiyatına da tercüman olarak; sözünü esirgemeden gerçekleri dile getirdi. "Muhteşem Yüzyıl" adlı diziyi doğrudan hedef alarak, muhteşem tarihimizin çarpıtılmasını ve gerçekten muhteşem olan ecdadımızın aşağılanmasını kınadı. "Biz öyle bir Kanuni tanımadık. Öyle bir Sultan Süleyman tanımadık. Onun ömrünün otuz yılı at sırtında geçti. Öyle dizide gördüğünüz gibi sarayda geçmedi. Bunu çok iyi bilmeniz ve anlamanız lazım..." Evet, işin hakikati budur. Kanuni Sultan Süleyman 46 yıl padişahlık yaptı. Erdoğan'ın da belirttiği gibi, bu zamanın üçte ikisi seferlerde, at sırtında geçti. Sadece İran'a yapılan üç seferin zaman olarak uzunluğu, beş seneden fazladır. Bu seferlerin en kısası bir buçuk sene sürmüştür... Ve Macaristan seferinde iken, 22 yaşında çiçek hastalığından vefat eden oğlu Şehzade Mehmed'in, cenazesine bile katılamamıştır. Saruhan Beylerbeyi olan Şehzade Mehmed, Hürrem Sultan'dan doğan ilk çocuğu idi... İşte gerçek böyle! Nitekim Muhteşem Sultan'ın kendisi de, son nefesini Zigetvar seferinde, gurbet elde vermiştir. Cihanın hayran kaldığı Koca Padişahı, hep zevk-u safa içinde gösterenlerde utanma yok ki! Tarihimizi, değerlerimizi; örf ve âdetlerimizi, hâsılı cemiyet ve millet olarak bize istikamet veren bütün düsturlarımızı tahrip ediyor diziler... Bu noktada Sayın Başbakan, söylediklerinde yerden göğe kadar haklıdır. Şimdi bazı entel-danteller yine "sanata saldırı, sanatçıya baskı" vs. diye tutturacaklar. Fakat bu sadece saptırma olur. Sanat adına hakikatleri tersyüz etmek nerede görülmüş? Ne yazık ki, yalnız sanat alanında değil, kimileri tarih ilmi adına da aynı cinayeti işliyor. Yıllarca tarih diye, nesillere hep yalan yanlış bilgiler okutuldu. Geçmişimiz karalandı. Adı geçen dizi yayınlandığından beri, Prof. Ahmet Şimşirgil gibi değerli tarihçiler, ecdadımıza karşı yapılan haksızlıkları haykırıyor. Ama sesini duyan kaç kişi var? Televizyon dizileri tam bir felaket... Ne kadar sahtekârlık, yalancılık, düzenbazlık ve ahlaksızlık varsa hepsi fütursuzca sergileniyor. Güya sanat adına... Ama asıl para pul adına!.. Osmanlı Padişahlarının hepsi müstesna insanlardı. Her birinin saltanat yanında birçok hüneri vardı. Mesela hepsi de divan sahibi olacak kadar şiirde mahir idi... Muhibbi mahlasıyla gerçekten muhteşem şiirler yazan Sultan Süleyman bakınız ne diyor: "Sakın aldanma cihana olmasın gurur/Ne kadar devlet bulursan kendözüni eyle mûr/Her ne denli derd ü mihnet kim gele eyle kabul/Hiç işitmedin mi kim dünya değil cây-ı sürur/... Tâc ü taht ü zûr-i bâzûya Muhibbî bakma gel/Hiç bilir misin ki şimdi kandedür Bahrâm-ı Gûr." Evet, "Hazret-i Süleyman (aleyhisselâm) gibi, bütün dünyaya hâkim olsan da, nefsini karınca ile bir tut, sıkıntılara sabret, dünya sürur yeri değil..." diye nasihat ediyor. Not: Şiirin tamamı ve açıklaması için bkz. Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil-OSMANLI TARİHİ: KAYI IV Shf. 166. (KTB Yayınları)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.