"Paket" şüphesiz önemli ama...

A -
A +
Evet, 'demokratikleşme paketi'nin kamuoyuna açıklanmasına yalnızca bir gün kaldı. Benzer durumlarda hep tecelli ettiği üzere, bu paketle ilgili beklentiler de bazı kesimlerce bilerek veya bilmeyerek yükseltilmiş durumda... Öyle ki, bazen (Paket gelecek, dertler bitecek!) kabilinden hava estirildiği oluyor. Böyle bir yaklaşım şüphesiz hayal kırıklığına uğratır. Bunu söylemekle bahse konu paketin önemini azaltmış olmuyoruz. Kaldı ki bu ilk paket değil. Şimdiye dek irili ufaklı birçok paket açıldı ve her biri bir ölçüde rahatlıklar da sağladı. Henüz muhtevasını tam bilmiyoruz, lakin ifşası birkaç kez ertelendiğine ve bu kadar da hararetle beklendiğine göre, ciddi değişikliklere kapı aralayacağını tahmin etmek yanlış olmaz.
Önemli eşiklerin aşılması istikametinde atılan her adım öncesinde ve sırasında, ümitlerle endişeler yarışa girer. İyimserler olumlu bir netice için kendilerini hazırlarken, kötümserler de tam tersi istikamette mesai yaparlar. "Çözüm süreci" diye tesmiye olunan ve temel hedefi bölücü terör örgütünü silahtan arındırmak olan çalışma başladığında da, benzer bir hava esmişti. Kimileri daha baştan bunun umutsuz vaka olduğunu ilan etmişti. Ama çoğunluk, bu sürecin toplumsal barışı sağlamak için hayati önem taşıdığını izhar etmişti. Ve geçen süre zarfında, kötümserlerin ve kötü niyetlilerin bütün gayretlerine rağmen, süreç istenen ve beklenen hızda olmasa da; mecrasında ilerlemeye devam etti. Henüz kalıcı bir sonuca ulaşmadığı halde, sırf çözüm sürecinin mevcudiyetinden ötürü, dokuz aydan beri bu ülkede barış iklimi hâkim ve en önemlisi de, bu zaman içinde insanlar terör saldırılarından hayatını kaybetmedi.
Türkiye'nin siyasi rejiminden kaynaklanan, birikmiş yığınla problemi var... Ama bakınız demokratikleşme paketinden önce yapılan münferit bir açılımla, bu memlekette kurban derisi toplama işi, bazıları için bir kâbus olmaktan çıkarıldı! Özellikle sıkıyönetim ve olağanüstü hal dönemlerinde, Türkiye'de kurban derisi doğrudan bir rejim meselesine dönüşüyordu çünkü!.. Kurulu düzenin anlayışına göre, Müslümanların kestiği kurbanlarının derisini Türk Hava Kurumuna vermemeleri, tereddütsüz bir irticai gelişme idi. Bu yüzden on yıllarca yapılan baskı ve zulümlerin haddi hesabı yok. Mesela sürekli olarak, inançlarından ötürü Alevi vatandaşlarımızın baskılara maruz kaldığı tezini işleyenler, müşteki olunan "Sünni Devlet refleksi"nin bizzat Sünnilere reva gördüğü bu ve benzeri baskıları, nedense hiç dile getirmezler. Oysa bu memlekette Alevilerin gördüğü baskı birse, Sünnilerin gördüğü ondur, hatta onun katlarıdır...
Zira Alevilerin de doğal olarak içinde yer aldığı, "laik azınlığın" yaşam tarzına yönelik muhayyel tehlikeler peyda edilerek, dindarların kılık kıyafeti; maişet mücadelesi de dâhil, bütün temel hak ve hürriyetleri ihlal edildi. Bununla ilgili yüzlerce, binlerce örnek verebiliriz. İşte bu yüzden, demokratikleşme paketinin, hak ve özgürlüklerin korunması ve kollanması noktasında gerçekten yeni bir çığır açmasını bekliyoruz. Ama bilelim ki, paket her şey değil!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.