Prigojin öldü, ama hâlâ ölmedi!..

Sesli Dinle
A -
A +
Kara ve gri propaganda savaşları, cephedeki sıcak çarpışmalara paralel ve hatta daha şiddetli biçimde sürdürülüyor… Batı medyası bu manada, hâlen Rusya’ya ve devlet başkanı Viladimir Putin’e karşı, çok kesif bir antipropaganda yürütüyor. Ukrayna savaşının başladığı günden beri bu hiç hız kesmedi. Her gün, Putin’in fena hâlde hasta olduğundan hatta vücudundaki kısmi felç durumundan, estetik ameliyatlardan, yürümekte bile zorlanmasından vs. dem vuruluyor. Keza Putin’in şahsi güvenliğinin giderek çok fazla tehlikeye girdiği, birçok suikast teşebbüsünden şimdilik kurtulmayı başarsa da, büyüyen tehditler sebebiyle birden fazla dublör kullandığı vs. sürekli yazılıp çiziliyor…
 
Son günlerde, Paralı Asker Grubu Wagner’in patronu olan Yevgeni Prigojin ve bütün tepe adamlarının, şüpheli uçak kazasında, hayatlarını kaybetmesi dolayısıyla; adı geçen grubun, bir intikam eylemine girişme ihtimalinden bahsediliyor. Bu konuda o kadar çok komplo teorisi ortaya atılıyor ki…
 
Esasen düz ve basit bir mantıkla, bu üfürülenlerin çoğunun ayakları yere basmayan spekülasyonlardan ibaret olduğu anlaşılabiliyor. Ancak bunu fazla kale alan yok! Propaganda sürüyor. Mesela Wagner’in sahibi olan Prigojin’in, yukarıda belirttiğimiz uçak kazasında öldüğü, Rusya devleti tarafından resmî olarak teyit edildi. Ayrıca cesedinin teşhisi için yapılan adli tıp incelemelerinin ayrıntıları da verildi. Putin gibi, Prigojin’in de dublör ve çok sayıda farklı kimlik kullanarak kendini gizlemeye çalıştığı daha önce dolaşımda olan bilgi kırıntılarından. Buradan yola çıkılarak, Prigojin’in ölmediği, hâlâ hayatta olduğu ve hatta Putin ve ekibine karşı, yeni bir intikam eylemi için hazırlıklarını devam ettirdiği ciddi ciddi konuşuluyor.
Aslında olduğundan çok daha güçlü ve önemli bir kişi olarak gösterilen Prigojin’in, Putin’in başsağlığı mesajında; soğukkanlı şekilde, “BAŞARILI BİR İŞ ADAMIYDI AMA AYNI ZAMANDA VAHİM HATALARI OLAN BİRİ…” diye tanımlamasının, doğru bir tespit olduğu net. Zira koskoca Rusya’nın müesses nizamına başkaldırma cüretini gösteren Prigojin’in, idam fermanını bizzat kendi eliyle imzaladığı apaçık! Rus devletine karşı “İHANETE GİRİŞEN” bu adamın, infaz edileceği kesin olarak beklenir iken; hâlâ daha birtakım atraksiyonlara girişmesi, âdeta boynunu bıçağa sürtmesi (Serkeş öküz soluğu kasapta alır…) izahı olmayan bir durum. Sahi,  Prigojin ve bütün önemli adamları, hangi maksatla Moskova’ya gelmişti? Orada kimlerle temasta bulundular? Ne istediler ve ne cevap aldılar? Topun ağzında olan bu adamların hepsi, aynı uçağa hangi güvence ve öz güvenle bindi? Bunlar, muhtemelen cevabı kısa zamanda doğru biçimde ortaya çıkmayacak sorular.
 
Velakin Prigojin’in zor teşhis edilen yanmış cesedi üzerinden, hâlâ daha Putin’e karşı mücadele yürütmeye çalışanlar varsa, akıntıya kürek çekiyorlar. Prigojin’in defteri çoktan kapandı. Bundan sonrasını Rus devleti malum reflekslerine göre derhâl dizayn etmiştir bile!
 
Viladimir Putin, bugün için çok zorda olsa dahi, Rus Devleti müesses nizamı, bu durumun da muhasebesini mutlaka yapıyor ve güncelliyordur. Rusya’nın çok farklı ve tedbirli bir büyük devlet olduğunu hiçbir zaman unutmamalı… Batı medyasının güdümlü propagandası, bazılarını yanlış düşündürmesin. Çatışma bölgelerinden gelen haberlere, olduğu gibi inanmak fena hâlde yanıltır. Cephenin iki tarafı mukayese edildiğinde, her şeye rağmen inisiyatifin hâlâ Rusya’da olduğu açıktır. Evet, Putin bazı hususlarda hayli zor günler geçiriyor… Güney Afrika’daki BRİCS ülkeleri zirvesine katılmadı. Zira orada, Güney Afrika Muhalefet Cephesi tarafından, “savaş suçlusu” tepkilerine muhatap olacaktı. Bu da onun için iyi bir şey olmayacaktı. O yüzden video konferansla katıldı. Yakında Hindistan’da toplanacak G20 zirvesine de gitmeyecek. Çünkü oradaki genel atmosfer, Rusya’nın istediği gibi değil. Putin o ortamda yalnızları oynamak istemez herhâlde!
 
Bu siyasi iklimde başka bir önemli husus öne çıkıyor… Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yakında Putin ile yüz yüze görüşecek olması, bütün dünya tarafından dikkatle izleniyor. Tahıl Koridoru Anlaşmasının yeniden işletilmesi, dünya gıda tedarik zinciri için çok büyük bir rahatlık olacaktır. Bu arada, giderek derinleşip genişlemeye yüz tutan Ukrayna Savaşı konusunda Putin’in ne düşündüğü; muhtemel bir barış süreci için ne gibi şartlar ileri süreceğini de, dünya siyaset çevreleri, bizzat Sayın Erdoğan’dan dinleyecek. Bu gelişme, ileride muhtemel bir ara buluculuk rolü için, sürecin şimdiden başlamış olduğuna da bir işaret sayılabilir...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.