Şehitler ve yürek yakıcı hikâyeler!..

A -
A +

Sözde bugün başka bir konuda yazacaktım... Ama sabahın erken saatinde gelen acı haber, her şeyin önüne geçti... Dile kolay tam on yedi tane şehit. Her biri bu vatanın ayrı bir köşesinden... İbrahim Çelik (Kayseri), Eren Kızılgedik (Mersin), Ömer Büyükköse (Kahramanmaraş), Erdal Tekin (Adana), Dinçer Ersoy (Tekirdağ), Onur Karasungur (Kayseri), Serkan Perişan (Gaziantep), Yusuf Şimşek (Gümüşhane), Murat Yıldızhan (Diyarbakır), Ersan Yenice (Kırklareli), Anıl Barış Çetin (Manisa), Erkan Yalçın (Bartın), Kürşat Güneş (Erzurum), Yusuf Tüfekçi (Kayseri), Hakan Gemici (Giresun), Yakup Çınar (Ankara), Vedat avcı (Denizli)... Hepsi bu ülke ve bu toprakların selameti uğruna, genç yaşta hayatını kaybetti. Allahu teâlâ gani gani rahmet eylesin. Geride kalan kederli aile efradına da sabır versin! Hepimizin yüreği yanıyor. Ama ateşin düştüğü o ailelerin ve akrabaların yürekleri bir başka yanıyor... Zira şehitlerin her birinin hikâyesi, bir başka acıklı ve bir başka yakıcı dram! Pilot Yüzbaşı Anıl Barış Çetin, evli ve bir çocuk babası idi. Pilot Üsteğmen Yakup Çınar, doğacak çocuğunu kucaklamayı hayal ediyordu... Astsubay Kıdemli Üstçavuş Hakan Gemici, evleneli daha iki ay bile olmamıştı. Uzman Çavuş Serkan Perişan daha yeni nişanlanmıştı. Astsubay Üstçavuş Vedat Avcı, gelecek yaz düğün yapmaya hazırlanıyordu... Her biri ayrı bir heyecan ve hissiyat içindeydi. Bazısı sosyal medyada duygularını da paylaşmıştı. Mesela altı tane kardeşinin geçimini sağlayan Onur Karasungur, Peygamber (aleyhisselâm)a karşı derin sevgisini izhar etmişti. Önümüzdeki aralık ayında nişanlanmaya hazırlanan Dinçer Ersoy da, facebook sayfasına şu yakıcı mısraları yazmıştı: "İzin ver yanında kalayım/Kıvrılsın saçların yüreğime/Sana tutuşsun her zerrem/Bakışlarını kat ömrüme/Tutalım ziyan olmuş ömrün kalanını/Kaç nefes kaldı ölüme..." Evet... Duygular ve hikâyeler böyle, ateş gibi! Biz ne söylesek yanında soğuk ve hafif kalır. Onlar ve onlar gibi bu vatan uğrunda can verenlerin hepsi, şüphesiz birer kahraman. Onlara duyduğumuz sevgi ve saygı daima kalbimizde ve hatıralarımızda canlılığını koruyacak. Fakat heyhat! Onların yakınları için de hasret hiç bitmeyecek. Elîm hadisenin, bir kaza olması, bu kaskatı neticeyi değiştirmiyor. Düşününüz, Afyon'daki cephanelik kazasında 25 şehit. Şırnak Uludere'deki trafik kazasında 10 şehit ve Siirt Pervari'de 17 şehit. Toplam 52 şehit. Dile kolay... Terör saldırısı olmaması, olayın mahiyetini kısmen değiştirir. Zira terör saldırıları olmasa, sabahın köründe, elverişsiz hava şartlarında o helikopterin havalanmasına niçin ihtiyaç duyulsun? Dolayısıyla işin güvenlik ve idari boyutu farklı sebeplerle de olsa aynı kapıya çıkıyor... Bu memlekette durduk yerde, bin türlü desise ile fitne kazanını kaynatmak isteyenler, iradelerini teslim aldıkları zavallı insanları açlık grevleri ile tedrici intihara ve ölüme sürükleyenler, bir defa olsun, vatan müdafaasında şehit düşen askerlerimizin yakınlarının acısını, samimi olarak paylaşmadılar... Onlar, şer planlarını hayata geçirmek için, yalandan "ölüm oyunları"na yatarken; siyaseten timsah gözyaşları dökerken, şehit ailelerinin yüreği kan ağlıyor kan!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.