Suç işleme imtiyazı olabilir mi?

A -
A +
Dünyanın bütün ülkelerinde, suç ve suça karışanlarla ilgili olarak hukuki düzenlemelerin yapılması esastır. Kanunları çiğnemeye kalkan herkes hakkında da, soruşturma ve kovuşturma yapılması kaçınılmazdır…

Cumhuriyet gazetesinin bazı yönetici ve yazarlarına yönelik olarak, yürütülen soruşturma ve gözaltı operasyonlarına dair; özellikle sosyal medyada yapılan yorumlara ve kimi siyasi parti temsilcilerinin verdiği tepkilere bakıldığında, meselenin nasıl ve ne derece asıl mecrasından saptırıldığı derhâl görülüyor… Bütün bu olup bitenler, acaba fikir ve basın özgürlüğü çerçevesinde yürütülen faaliyetleri baskılama ve engelleme teşebbüsü mü; yoksa gazetecilik kılıfı içinde, ülkenin ulusal güvenliğine yönelmiş bulunan yakın tehdit ve tehlikeleri bertaraf etme çabası mı? Bu soruyu doğru biçimde cevaplandırmadan hiçbir sağlıklı sonuca ulaşmak mümkün değil. Zira bazılarının, peşinen devlet ve hükümeti suçlamak için bahaneye bile ihtiyacı yok! Uzunca bir zamandan beri, yurt içinde ve yurt dışında; ama sürekli olarak, bu ülkede gazetecilerin baskı altında olduğuna dair üfürmeler gırla gidiyor. Hemen her platformda, Türkiye’de güya gazetecilik yaptığı için, hapse atılmış olan gazetecilerin listeleri uçuşturulur. Bunun üzerinden de,  ipe sapa gelmez iddia ve suçlamalar servis edilir! Yıllardır, belki on yıllardır bölücü örgüt ve uzantılarının sürdürdüğü bu teraneler, şimdilerde ağırlıklı olarak FETÖ ve onun görünen -görünmeyen işbirlikçileri tarafından, daha yoğun ve yaygın biçimde dolaşıma sokulmaktadır.
Gezi olayları ile alevlenen ve 17-25 Aralık 2013 darbe teşebbüsü ile zirve yapan süreçte, Türkiye’yi karalama kampanyasında görev alan ‘Beşinci Kol’ elemanları; zaman içinde bir bir deşifre olunca, ne ilginçtir ki çoğu yurt dışına kapak atmayı başarabildi… Şimdilerde her gün bunların fotoğrafları ve o ülkelerdeki yaşantıları, kirli bağlantıları, kumpasları, kısacası bütün ihanetleri ayrıntılarıyla ortaya dökülüyor. 17-25 Aralık öncesinde, hatta 15 Temmuz öncesinde; her biri gazeteci-yazar, düşünür, fikir adamı pozlarında ortalıkta dolaşan tiplerin, hangi karanlık organizasyonlar içinde; ne tür haince, sinsice kumpasların kurulmasında yer aldığı ve devlet ve millete karşı, haricî mihraklarla nasıl da kahpece iş tuttuğunu dehşet içinde artık öğrenmiş bulunuyoruz. Onun için kara ve gri propagandaya elbette ki pabuç bırakmayacağız. Ortalığı velveleye vermeye çalışan malum tiplerin tezviratına hiç kıymet vermeyeceğiz. Şunu açıkça belirtelim; başta gazeteciler olmak üzere, hangi meslek mensubu olursa olsun, işini düzgün yapan insanların her bakımdan korunması ve desteklenmesi esastır. Bunlara karşı vuku bulacak her türlü haksızlığın karşısına dikilmek meslek etiği bakımından bizim görevimizdir. Fikir özgürlüğüne, basın özgürlüğüne sonuna kadar evet. Ama medyanın imkânlarını ülke ve millet aleyhine kullanarak düşmanlarla iş birliğine, bu memlekete ihanet etmeye; kim, hangi namuslu ve ahlaklı kişi müsamaha gösterebilir?
İster gazeteci, ister siyasetçi, ister başka meslek sahibi; kim olursa olsun, hiçbirinin suç işleme imtiyazı yoktur! Böyle bir şeyin peşinde koşanlar, ülke topraklarının bir kısmını, devletin egemenliğinden koparıp kendilerince yeni entiteler oluşturma hayaline kapılanlar, hiç şüphesiz devletin pençesini yakalarına yapışmış göreceklerdir. Diyarbakır Belediyesinde, halka yerel hizmet vermek yerine, bölücü terör örgütü hesabına icraat yapmaya kalkışanın yakasına yapıştığı gibi!..
Küresel güçlerin desteğine güvenerek, terör örgütünün şiddet ve tehditlerine sırtını dayayarak siyaset yaptığını zanneden veya kendisini öyle gösteren, kim olursa olsun, hukuken hak ettiği sonuçla yüzleşecektir. Bu vadide sürekli olarak savurdukları tehditler, devletin güvenlik güçlerine karşı giriştikleri kanunsuz direniş ve saldırılar onları hiçbir şekilde kurtaramayacak, daha çok zora sokacaktır. Devletin imkânlarını vatandaşa hizmet sunmak yerine, bölücü terör örgütlerine tahsis etmeye kalkışmak gibi bir büyük gafletin içine düşenler, hak ettiği cezayı çekecektir. Keza gazetecilik yapıyoruz iddiasıyla, devlet ve milletin aleyhine her türlü tezviratın borazanlığını yapan, bununla da yetinmeyip, devlet sırrını ifşa eden, millî menfaatlere alenen zarar veren, ülke güvenliğini çok ciddi şekilde tehlikeye düşürenler, kanunlar karşısında hesap vermekten kurtulamayacaktır. Adı ne olursa olsun, maksat ve hedefi hangi istikamette olursa olsun, ülkenin kanunlarını hiçe saymaya kalkışan her kişi ve kuruluş, aynı akıbete düçar olacaktır. Bunun başka da yolu yoktur. Zira tehlike sandığımızdan da büyüktür.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.