Suriye için harekete geçme zamanı...

A -
A +
İstanbul'daki Suriye Halkının Dostları toplantısında, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, çok yerinde ve elzem bir ikazda bulundu. Özetle dedi ki: Artık konuşmak yerine, zulmü durdurmak için harekete geçmek lazım. Suriye'de, kayıtlara geçmiş yüz binin üzerinde can kaybı var. Yüz binlerce insan da yerinden yurdundan kaçmak zorunda kalmış, yabancı ülkelerde perişan. Suriye içinde de, yardıma muhtaç milyonlarca kişi var. Bütün dünyayı bu zulme karşı ortak mücadeleye çağırıyoruz...
Evet, 2011 yılı Şubat'ından bu yana, Suriye'de oluk oluk kan akarken, ne yazık ki dünyanın kahir ekseriyeti, masum insanlara yapılan vahşeti yalnızca seyretti. Libya'ya müdahalede başı çekmek için, birbiriyle yarışan küresel aktörler; Suriye için şu ana kadar, tabir yerindeyse kılını bile kıpırdatmadılar. Rusya ve Çin'in, BM Güvenlik Konseyi'nde sistemi kilitlemesini bahane olarak tepe tepe kullandılar. Bu arada Özgür Suriye Ordusu saflarında, radikal örgütlerin de yer aldığını ileri sürüp; silah yardımı şöyle dursun, her türlü insani yardımı dahi esirgediler. AB ülkeleri şimdilerde, Suriye muhalefetine silah ambargosunu kaldırmayı tartışırken, Amerika Birleşik Devletleri de, daha yeni yeni bir şeyler yapmak için hareketleniyor. Şayet John Kerry'nin İstanbul'da verdiği sözlerin arkası gelirse, yakın gelecekte olumlu sonuçları görülebilir.
Bütün olumsuz şartlara rağmen, Suriye Muhalefeti, şimdiye kadar destansı bir mücadele verdi ve ülkenin büyük kısmında fiili kontrolü ele geçirdi. Son haftalarda, stratejik yönden çok önemli yerleşim yerleri Özgür Suriye Ordusunun kontrolüne geçti. Aynı şekilde askerî bakımdan Beşar Esad ve rejimini zora sokacak büyük askerî üsler de zapt edildi... İran ve Rusya'nın, tahminlerin çok çok üzerindeki askerî ve siyasi desteğiyle, iktidarda kalabilen Beşar Esad ve şürekâsı için, yolun sonu artık iyice görünüyor. Ne var ki, Baas rejiminin bir tek gün bile ülkeye hâkim olması, yüzlerce insanın hayatına mal oluyor. Keza son iki yılda meydana gelen maddi yıkımı, Suriye, 20 senede ancak tamir edebilir!
Batı'nın çifte standartlı yaklaşımı, Suriye'deki insani kayıp ve fiziki tahribatı kat be kat katladı. Rusya ise, stratejik hesapları uğruna ikiyüzlü politikasında ısrar ediyor. Baas rejiminin her gün işlediği insanlık suçlarını görmezden gelirken, bir taraftan da uluslararası hukuktan, Cenevre Konvansiyonundan filan bahsediyor. Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, hâlâ İstanbul'daki toplantıyı Suriye halkının yararına görmediklerini söylerken hiç sıkılmıyor!.. Savunmasız Suriye halkı, Esad Yönetimi tarafında tavuk gibi boğazlanırken, Sergey Lavrov gibilerin hikâye anlatmaları trajikomik bir durum. Ne çare ki, bir taraftan dünyanın duyarsızlığı, bir taraftan Rusya-Çin ve İran'ın bölgesel ve küresel hesapları, zavallı Suriyelilerin maruz kaldığı felaketi büyütüyor.
Her şeye rağmen, zalim Baas rejiminin daha fazla ayakta kalamayacağı meydanda. İnsani açıdan acil meselemiz, akan kanı bir an önce durdurmak. Bir kişinin de olsa hayatını kurtarmak. Bu sebeple, İstanbul'dan yükselen "YETER ARTIK..." çıkışı, Suriye halkının hesabına yeni bir eşik ve kurtuluş ümidi olarak görülebilir. Hakikaten yeter artık!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.