Suriye meselesini kim yanlış okuyor?..

A -
A +

Tunus, Mısır ve Libya'ya göre, Suriye'deki dikta rejiminin çok daha uzun süre halk ayaklanmasına direnebilmesi, kimi kalem erbabının kafasını fena halde karıştırdı!.. Birkaç hafta veya birkaç ay içinde devrilen, ilk üç rejimin aksine; iki yıla yakındır devam eden kanlı çatışmalara karşılık, Beşar Esad Yönetimi'nin hâlâ ayakta kalmasının, iç ve dış dinamiklere bağlı pek çok sebebi var. Öncelikle yaklaşık elli yıldan beri, Suriye dâhilinde hiçbir surette, muhalefetin yeşermesine fırsat verilmedi. Bırakınız fiilen muhalefet etmeyi, böyle bir şeye niyetlenenler dahi, hemen ortadan kaldırıldı! Bugün dünya ülkeleri içinde, vatandaşları en fazla mülteci durumda bulunan devlet, Suriye'dir. Resmî olmayan rakamlara göre, halen 15 milyona yakın Suriyeli, başka ülkelerde yaşıyor. Bunlar vaktiyle canlarını kurtarmak için ülkeden kaçanlar ve onların çocukları... Sadece 1982 yılındaki Hama katliamından (Kırk bin kişi katledilmişti) kaçanların sayısı, sekiz yüz bin idi. Bunlar bir daha ülkelerine dönemediler. Dışarıda doğan ikinci kuşakla birlikte, sayıları iki milyona yükseldi... Hal böyle olunca, "Arap Baharı" denilen süreçte, Suriye muhalefeti, siyasi alanda güçlü bir kimlik ortaya koyamadı. Oysa Tunus ve Mısır'da, dış dünya tarafından iyi tanınan ve siyasi geçmişi olan muhalifler vardı. Uluslararası kuruluşlar ve devletler, bunları hemen muhatap alarak ilişki kurdular. Suriye muhalefeti ise, böyle güçlü isimlere sahip olmadığı için, hâlâ bir bocalama yaşıyor. Özellikle Türkiye'nin büyük çabalarına rağmen, baştan beri birlik içinde hareket etmeyen, ayrı baş çeken unsurlar var. Şüphesiz bu durum, zaten zayıf olan muhalefeti daha da zayıflatıyor. Askerî alandaki muhalefet yapılanması daha güçlü doğdu. Ordudan kaçan subay ve generallerin başını çektiği Hür Suriye Ordusu, dış ülkelerden pek fazla lojistik destek alamamasına rağmen, güçlü silahlara sahip rejimin silahlı kuvvetleri karşısında, kısa zamanda önemli başarılar elde etti. Nusayri çekirdeğin komuta ettiği Suriye Ordusu, silahlı muhaliflerden ziyade, silahsız sivil halka karşı acımasız katliamlar yapıyor. Ancak, ülke topraklarının büyük kısmı artık rejim askerlerinin değil, Hür Suriye Ordusu güçlerinin kontrolünde. Esad rejiminin, bunca zaman direnebilmesinin en büyük sebebi; şüphesiz İran ve Rusya'nın, büyük siyasi ve askerî desteğidir... Nedense bu husus medya organlarında yeterince değerlendirilmiyor. Rusya ve Çin'in uluslararası sistemi kilitleyip, Suriye konusunda BM'yi fonksiyonsuz bırakmasına ve askerî alandaki muazzam İran ve Rus desteğine rağmen, Baas rejimi artık uzun süre ayakta kalamayacak derecede zayıflamış bulunmaktadır. Aksi yöndeki görüşlere rağmen, Esad ve şürekâsının çok fazla zamanı kalmadı. Bunu hep beraber göreceğiz inşallah!.. Fakat şaşırtıcı olan şey, Suriye'de masum insanların kanı oluk gibi akarken, bizdeki bazı yazar-çizerlerin fena halde Baasçılık oynamasıdır. Suriye uçağının cebren indirilip, içindeki kaçak askerî malzemenin tespit edilmesi dahi, bazılarını öyle rahatsız etti ki, sormayın gitsin. Ama onların karın ağrısı çekmesi, sonucu değiştirmeyecek... Suriye halkının zaferi yakındır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.