Suriye'de akan kan, kimyasal sıvı mıdır?!

A -
A +
Zira BM Güvenlik Konseyi'nin, Suriye konusunda yaşadığı "UTANÇ VERİCİ BAŞARISIZLIĞI", onun kadar güçlü şekilde vurgulayan kimse çıkmadı. Diplomatik konuşma formatında, bir mesele ancak bu kadar keskin biçimde dile getirilebilirdi. Sayın Gül, bunu mükemmel şekilde yaptı ki, Türkiye Cumhurbaşkanından da bu beklenirdi.
Birleşmiş Milletler dediğimiz ve bütün dünya devletlerinin üye olduğu teşkilat, açıkçası günümüz şartlarının oldukça gerisinde kalmış, karar almaktan dahi aciz ve siyaseten mefluç durumdadır. Bunun en son örneği de Suriye'dir. Rusya ve Çin'in veto yoluyla sistemi kilitlemesi yüzünden, Suriye'deki katliam ve savaş suçlarına dair bir kınama kararı bile alamadı. Esasen, ABD'nin 2003'te Uluslar arası hukuk düzenini resmen hiçe sayarak Irak'ı işgal etmesiyle, BM'nin tabutuna son çivi çakılmıştı!.. Ne var ki, BM'nin yerine konulacak başka bir mekanizma mevcut olmadığından, hâlâ kendisinden medet umulmakta. Birinci Dünya Savaşının galipleri tarafından kurulan Kavimler Cemiyeti, hepten cılızdı ve ömrü de ona göre kısa oldu. Güya onun akıbetinden dersler çıkarılarak daha güçlü kılınmaya çalışılan BM de, II. Dünya Savaşı galiplerinin siyasi ve stratejik emellerine hizmet etmekten öteye gidemedi.
Beş tane daimi üyenin evet demediği hiçbir kararı hayata geçiremeyen BM, hali hazırdaki durumuyla dünya barışını koruma–kollama, evrensel insan haklarına sahip çıkma noktasında tam bir acziyet içinde. Fakat kısa vadede bu acziyeti giderecek bir çözüm de görünmüyor. Epey zamandır, BM'nin mevcut yapısını topa tutan Başbakan Erdoğan'ın sivri ve köşeli laflarına ilaveten, Sayın Cumhurbaşkanı da, diplomasi çerçevesinde en üst perdeden açık eleştirileri bütün dünyaya duyurdu. Hakikaten, tarihe bu notun düşülmesi gerekiyordu! Zira Suriye'de oluk oluk akan kanı, adeta kimyasal bir sıvı gibi gören küresel güçlerin, karşılıklı oynadığı çirkin oyunlara ve insanlığa karşı işlenen cürümlere sessiz kalınmış olurdu. "KİMYASAL SİLAH KULLANILMASA 100 BİNDEN FAZLA İNSANIN ÖLDÜRÜLMESİNE SES ÇIKARILMAYACAK MIYDI?" sorusu, dünyaya yön verme iddiasındaki bütün liderlerin zihnini kemirecektir. Bu bakımdan Gül'ün konuşması ve verdiği mesajlar, kesinlikle ABD Başkanının söylediklerinden çok daha yankı bulacaktır.
"Suriye bütün dünya için tehdittir..." diyen Obama, bunun gereğini yapmakta ikircikli davranıyor. Onun gibi, İngiliz ve Fransız liderler de göz boyuyor. Ama bütün bu tiyatrolar oynanırken, Suriye halkının kanı oluk oluk akmaya devam ediyor. Peki, akan bu insan kanı, herhangi bir kimyasal sıvı mıdır? Bu kan daha ne kadar akacak? Sayın Gül'ün hatırlattığı üzere, şayet gerçekçi bir müdahale olmazsa, seneye bu zamanlarda ölen insan sayısı en az ikiye katlanmış olacak!.. Suriye'deki utanç verici tablo, medeni olduğunu iddia eden dünya için tam bir yüz karasıdır. Bu noktada Rusya ile ABD arasındaki pazarlıklar da en kirli ticarettir!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.