Uyumayalım... Hepsi aynı kapıya çıkıyor!

A -
A +

 Milletin temsilcisi olarak bulunduğu parlamento çatısı altında, siyasi müzakere yapmak yerine; kavga etmeyi seçen anlı-şanlı vekiller, hakikaten kim adına ve niçin mücadele verdiklerinin farkında mıdır? Eğer farkında olsalardı, herhalde İzmir'de üç sene önce tamamlanan ve üç yıl derin dondurucuda bekletildikten sonra, tam da yerel seçimler öncesinde ve de Binali Yıldırım'ın burada aday gösterilmesinden sonra, onun bacanağını gözaltına almak için yeniden ısıtılan soruşturmayı azıcık sorgularlardı değil mi?

Evet, hangi maksat uğruna dövüştüklerinin bilincinde olsalardı; sayın vekiller, kör gözlere dahi batan son operasyonları biraz olsun tetkik etme zahmetinde bulunurlardı: Nasıl oldu da, tam 25 vilayetteki sayın savcılar, aynı anda yolsuzluk operasyonlarını başlattılar!.. Bu kadar mükemmel zamanlamayı, olimpiyat organizatörleri bile başaramaz öyle değil mi? Bu sayın vekiller, şu kadarını da mı görmüyor? İstanbul'daki bir savcı, tam 41 tane büyük iş adamı hakkında yolsuzluk dosyası hazırlıyor. Bu dosyayı ne UYAP'a (Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi), ne POLNET'e (Emniyet Genel Müdürlüğü Polis Bilgi Sistemi) kaydetmiyor, soruşturmayı amirlerinden saklıyor, işlemleri hep belli bir mahkemenin nöbetine rast getiriyor vs. vs... Bu dosya ile hedefteki iş adamlarının hesaplarına tedbir konulup donduruluyor...
Tek bir dosya ile Türkiye'deki en büyük yatırımların altında imzası bulunan bu iş adamlarının, ticari faaliyetlerine ket vuruluyor. Böylece ülkenin en önemli kalkınma projelerine ket vuruluyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, iş adamlarının bu şekilde hesaplarının dondurulmasından ötürü, İstanbul 3. Havalimanı projesinin yapım sürecinin tehlikeye girdiğini açıkladı. Evet, sayın vekiller, yumruklarınızı belki iyi kullanıyorsunuz, ama biraz da akıl ve mantığınızı kullanın... Gezi parkındaki üç beş ağacın kesilmesine itiraz eden kimi sanatçı kılığındaki provokatörler, hükümete 3. Köprü ve 3. Havalimanının yapılmamasını şart koşuyorlardı. Onlar dayattıkları şartları kabul ettiremediler. Ama yedi ay sonra, bir savcının kotardığı soruşturma ile bu yatırımların geleceği büyük riske girmiş durumda... Sahi, bütün bunlar neyin nesi, hiç dikkatinizi çekmiyor mu sayın vekiller? Görünüşte hukuk devleti ve hukukun üstünlüğünü savunuyorsunuz, ama birbiri ile hiç alakası olmayan soruşturmaları aynı torbaya koyan; amirine bilgi vermek yerine basına servis yapan savcıları arkalayan, hükümete karşı doğrudan taraf durumuna geçen HSYK'nın durumunu neden görmüyorsunuz?
Sayın vekiller, sayın vekiller... Lütfen şunu iyi anlayınız. Ortada büyük bir kumpas var. Bu kumpas devletin emniyetine, savunmasına, ekonomisine ve sosyal yapısına yönelik! 7 Şubat Operasyonu ile Hatay'daki TIR operasyonunun hedefi aynı. Gezi Parkını bahane edip köprü ve havalimanını sabote etmeye çalışanlar ile o yatırımları gerçekleştirmekte olan iş adamlarının hesabına tedbir koyduranları yönlendiren odaklar, hep aynı. Gözünüzü açın ve bunları görün. Bari siz bu kirli oyuna alet olmayın. Uyumayın... Hepsi aynı kapıya çıkıyor!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.