Soruların tuhaflığına takılıp kalmayın, satırların arasında başka tuhaflıklar bulabilecek misiniz bakalım!.. Soru bir: Yargının (daha doğrusu adaletin) sembolü olarak neden terazi kullanılır?!. Soru iki: Bir terazinin 39 (yazıyla otuz dokuz) birim olarak tespit ettiği değer(!), aynı verilerle başka bir terazi tarafından, nasıl olur da 0 (yazıyla sıfır) olarak belirlenebilir? Soru iyi anlaşılmadı galiba, şöyle soralım: Mesela sivil bir mahkemenin sanıklar için 39 yıl ceza takdir ettiği, ancak daha sonra ortaya çıkan-çıkarılan görevsizlik kararı neticesinde, dosyayı devralan askerî mahkemenin aynı davada sanıkları beraat ettirmesi sizce normal mi? Bugün pazar ya, bonus niyetine sorunun devamı geliyor: Yoksa böyle bir şey "Şemdinli davası" diye bilinen olayda mı cereyan etmişti? Yargının yansızlığı (siz tarafsızlık diye okuyun) veya yandaşlığı nasıl olur acaba? Soru muğlak geldiyse, bir örnekle açıklamaya çalışalım: Mesela bir bayan demişti ki, ".... 12. Ağır Ceza üyeleri bizdenmiş..." Ses kayıtları epey müddet medya organlarında tedavül eden bu bayan, herhangi bir yalanlama veya açıklama yapmadı. Hatırlıyor musunuz acaba, bu bayan hangi davada yargılanan hangi sanığın nesi oluyordu? Bugün zihin dinlendirme niyetine hep soru soracağız... Mesela 12. Ağır Ceza ile 13. Ağır Ceza Mahkemelerinde görev yapan sayın yargıçlar, acaba farklı ülkelerin hukuk fakültelerinden mi mezun oldular? Açıklayıcı olması için, bir soruya daha tahammül ediniz lütfen! Daha önce 12. Ağır Ceza Mahkemesinin tutuklanmasına karar verdiği 41 sanıktan, tam on dokuz tanesini, bir kalemde salıveren aynı mahkemenin nöbetçi sayın üyesi, sizce tamamen "YORUM FARKI" ile mi bu kararı vermiştir? Şimdi zor bir soru: Bir meslektaşımız, bu sayın üyenin aynen bu şekilde yorum yapıp tutuklu sanıkları salıvereceğini tahmin etmişti. Tahmini fazlasıyla tuttu... Sizce bu meslektaşımız, nasıl böylesine bire bir isabetli tahmin yapabildi? Cevabınız (Nereden bilelim kardeşim) yahut ( Arkadaş fazla toto oynuyor galiba) şeklinde olmasın lütfen! Daha zeki cevaplar beklerim. Eğer yorulmadıysanız bir soru daha küşad edelim: Siyasi parti mensubu, hatta parti lideri gibi konuşan; eylem koyan bir yargıç veya savcının tarafsızlığı, hangi hallerde ve nasıl bozulur? Haydi biraz kopya verelim: Vaktiyle bir siyasi parti üyesini Anayasa Mahkemesine üye olarak atayacak kadar, tarafsız hareket eden sabık cumhurbaşkanı, acaba nasıl taraflı olmayı becerebilirdi? Sayın okuyucular, biliyorum benden daha keskin ve mantıklı sorular bekliyorsunuz. Haklısınız... Ama o zaman da "İŞGÜZARLIK" yapmış olurum. Baksanıza Nazlı Ilıcak, "işgüzar" dediği için 11 ay hapis cezası aldı. Neme lazım!..