"Yeni Türkiye'nin İstiklal Mücadelesi..."

A -
A +

 Sizler bu satırları okurken, büyük ihtimalle kabinedeki revizyonun boyutları ve yeni bakanların ismi üzerinde sosyal medyada sonu gelmeyen yorum ve spekülasyonlar yapılıyor olacak. Ama esası kaçırmayın. Zira çok hızlı gelişmeler yaşanıyor... Başbakan Erdoğan'ın son beş günde verdiği mesajlara, iyiden iyiye dikkat kesilmek gerekiyor. Zira bu ülke üzerinde gerçekten çok büyük oyunlar oynanıyor ve ne garip tecellidir ki, bu oyunun içinde tahmin edemediğimiz kadar da çok yerli piyon var!.. Bu yüzden Erdoğan'ın sözlerine iyi kulak vermek gerekiyor, zira bu konuda bizim bildiklerimizin çok çok fevkinde bilgilere sahip. Evet, devletin raporları onun önüne geliyor. Biz ise, bu raporlardan veya başka kaynaklardan dışarıya sızan kırık-dökük bilgilerle değerlendirme yapıyoruz. Ortada dolaşan fazla miktarda bilgi veya dedikodu var. Çok da kirli malzeme var. Karanlık odaklar tarafından bu kirli malzemenin piyasaya sızdırılması, iktidara ve tabii nihai olarak devlete gözdağı vermek için!

Pakistan seyahatinden dönerken, Başbakan uçakta köşe yazarlarının gündemle ilgili sorularını cevaplandırdı ve önemli değerlendirmelerde bulundu. Benim dikkatimi çeken noktalardan biri şuydu: "Biz devletteki çetelerin temizlendiğini düşünüyorduk, meğer öyle değilmiş..." Malum operasyonun iddia edildiği gibi, bir yolsuzluk soruşturması olmadığını belirten Erdoğan, iktidara, devlete, devletin önemli kurumlarına karşı derin bir hamle yapıldığını, burada taşeronların önemli rol oynadığını ve derin devletteki çetelerle iş birliği içinde bulunduklarını vurguladı. Başbakan gece yarısına yakın saatlerde Ankara'ya indiğinde, eksi dokuz derece soğukta kendisini bekleyen kalabalık kitleye, iktidarın kurgulanan kirli oyun karşısındaki kararlılığını şöyle açıkladı: YA MİLLET, YA ZİLLET!.. Geçen salı günkü yazımızda, biz de burada, "YA DEVLET BAŞA, YA KUZGUN LEŞE!.." düsturunu hatırlatmıştık...
Dünkü genişletilmiş İl başkanları toplantısında da, "Ya Millet, Ya Zillet" ikilemini hatırlatarak, neticede Milletin kazanacağı inancını ifade eden Erdoğan, yaşanan süreci "Yeni Türkiye'nin istiklal mücadelesi" olarak tanımladı. 2003 yılı Mart ayında başbakanlık görevini devraldığında, Erdoğan'ın şu sözünü bugün gibi hatırlıyorum: "Tecrübeli kaptan, fırtınalı sularda belli olur." Büyük ihtimalle bir gemi kaptanı olan babasından öğrendiği bu atasözüne uygun olarak, Erdoğan geçen on buçuk seneyi aşkın zamanda, yüksek bir performans ortaya koydu ve giderek halk arasında yayılan lakabıyla, "ustalık" payesini siyaset dünyasına tescil ettirdi. Geçen on buçuk sene zarfında, daha net bir ifadeyle 1 Mart 2003 tarihinde reddedilen meşhur tezkere olayından bu tarafa, Türkiye'ye karşı sayısız hamle ve operasyon yapıldı.
AK Parti iktidarı büyük bir dirayetle bu operasyonları boşa çıkartmasını bildi. Giderek daha müstakil politikalar üretebilen Türkiye'nin, hâlihazırda yapılan ve bundan sonra yapılması muhtemel operasyonları da, başarılı şekilde püskürteceğine inanıyoruz. Yeni Türkiye'nin İstiklaline asla şüphe yok.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.