Yüksek yargıçlarımız, dürbüne hep tersinden mi bakar?!.

A -
A +

Gündem çok hızlı akıyor... Hangi konuyu ele alacağımızı şaşırdık! Erzincan Başsavcısı Cihaner'in tahliye talebi, beşinci defa reddedildi. Anlaşılan o ki, sanığın durumu; vekili Turgut Kazan'ın tiyatral çıkışlarla anlattığı gibi değil... İrtica ile Mücadele Eylem Planı'na dair iddianamede bir numaralı sanık olan Bedrettin Dalan hakkında yakalama emri çıkarıldı. Müebbet hapsi isteniyor... CHP'nin anayasa değişikliği konusundaki manevrası, hesapladığı gibi gitmiyor, gitmeyecek!.. Başbakan Erdoğan, Amerika dönüşü yaptığı açıklamada; CHP'nin yeni yaklaşımını da olumsuz olarak değerlendirdiği yönünde açıklamalar yaptı. Erdoğan, diyaloğa her zaman açık olacaklarını, ama değişiklik konusunda da kararlı olduklarını vurguladı. Diğer taraftan, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, dün yaptığı açıklamada; MHP'nin Anayasa Mahkemesine gitme yolunda CHP'ye destek vermeyeceğini bildirdi. Bu gelişme çok çok önemli. Zira 97 milletvekiline sahip CHP, 110 imzayı bulmakta zorlanabilir... MHP'nin tavır değişikliğinde, tabandan gelen "CHP'ye baston olma...." yollu eleştirilerin etkisi büyük olsa gerek. Bunların her biri ayrı yazı konusu. Ancak bugün yine HSYK Başkanvekili Kadir Özbek ve onunla paralel düşünen kimi yüksek yargıçların değerlendirmeleri üzerinde durmak istiyorum... Sayın Özbek, Pakistanlı yargıç ve savcıların askerî darbelere ve darbe yönetimlerinin yaptığı anayasalara karşı direnmelerini örnek göstererek; "Türk yargıçları Pakistan'daki yargıçlardan daha az duyarlı değil..." dedi. Özbek'in bu çıkışı, medyada ve kamuoyunda haklı olarak şaşkınlıkla karşılandı. Çünkü istisnalar dışında, maalesef bizim yargıç ve savcılarımız, darbelere ve darbecilere asla karşı çıkmamışlardı. Tam tersine, 27 Mayıs Darbesi ve 12 Eylül İhtilaline açıkça destek vermişlerdi. Düşünün, Anayasa Mahkemesi, 27 Mayıs'ın eleştirilmesini bile yasaklayan karar aldı!.. 12 Eylülden sonra başta AYM ve HSYK başkanları olmak üzere, yüksek yargı mensupları, Kenan Evren'i ziyaret edip tebriklerini sunmuşlardı... "28 Şubat Süreci"nde de AYM, Yargıtay, Danıştay ve HSYK Başkanı başta olmak üzere yüzlerce yargıç ve savcı, Adalet Bakanının aksi yöndeki çağrısına rağmen; askerî cemselere binerek Genelkurmay'da brifing almaya koştular. Brifing sonunda dakikalarca askerleri ayakta alkışladılar... Aynı şekilde, 2007'deki "e-muhtıra"ya karşı da en ufak bir reaksiyon göstermediler. Tam tersine, Evren'in yargılanmasını isteyen Savcı Sacit Kayasu ve Yaşar Büyükanıt'ı suçlayan Ferhat Sarıkaya; HSYK tarafından, avukatlık hakları dahi ellerinden alınarak ihraç edildi... Hani nerede darbecilere ve darbe anayasalarına direnmek? Tuhaf olan şu ki, Özbek ve onun gibi düşünenler; darbe ürünü olan anayasanın değiştirilmesine direniyor... Acaba bu yargıçlarımız, hep böyle dürbüne tersten mi bakarlar?!.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.