Yürek paralayan haberler...

A -
A +
Türkiye Gazetesi'nin dünkü nüshasında haberi okuyunca, tarifsiz bir üzüntüye gark oldum: BAYRAMDA BABA DEHŞETİ... Haber hakikaten dehşet vericiydi ve olayın mahiyetini anlatmak için, dehşet ve felaket gibi ifadeler dahi yetmezdi! Muğla'nın Fethiye İlçesi Turgut Reis Beldesinde, sözde baba olacak bir kişi; bayramda el öpmeye gitmediler diye, kendisinden ayrı yaşayan çocuklarının kaldığı evi basmış, kızını ağır yaralamış, oğlunu ise yakınlardaki bir tarlaya sürükleyerek başından iki kurşunla vurarak öldürmüş. Çocuğunun cansız bedenini gören zavallı anne de, oracıkta sinir krizleri geçirmiş... Haber bu kadardı. Ayrıntı olarak, evlat katili babanın bir yıldan beri eşi ve çocuklarından ayrı yaşadığı bilgisiveriliyordu.
Böyle yürek paralayıcı haberler, toplumda ne yazık ki ilk defa yaşanmıyor. Maalesef her biri ötekinden daha vahim nicehadiseler, hemen her gün bir beldede vuku buluyor... Ama böylesine korkunç bir olayın üstelik bir bayram günü cereyan etmiş olması, insanı daha fazla kedere boğuyordu! Şimdi düşününüz, öz evladının katili olmuş bir kişinin, bu dünyadaki feci hali ve esas öteki dünyadakarşılaşacağı akıbet. İşlediği cürüm, ne babalıkla ne da insanlıkla bağdaşır. Ama mecburen her iki sıfatla da anıyoruz. Baba dehşetine maruz kalan o zavallı kız, yaşadığı travmayı nasıl atlatacak, kardeşinin acısını nasıl unutacak? Ama esas o zavallı,bahtsız anne ne yapacak?! Bizzat babası tarafından katledilen,daha hayatının baharındaki oğlunun, yürek paralayıcı üzüntüsüne nasıl katlanacak...
Zaten dağılmış olan bir yuva, bir bayram günü hepten çöktü gitti. O karı - kocanın geçimsizliğinin temelinde, acaba hangi sebep yatıyordu? İçki – kumar gibi, aileyi ve cemiyeti tahrip eden bir illet miydi, toplumda sari hastalık gibi yayılan gayrı meşru bir ilişki miydi? Yoksa bunların tamamen dışında, başka bir şey miydi? Artık sebep değil, sonuç önemli. Çünkü bu sonucun telafisi imkânsız...  Evet, bir bayram günü, yani herkesin sevindiği veya sevinmesinin umulduğu bir günde, Muğla'nın Fethiye İlçesinde bu felaket yaşandı. Ve neredeyse her gün memleketin bir başka köşesinden bu tür iç karartıcı haberleri okuyoruz. Boşanmalar artıyor, aileler dağılıyor, bu yüzden akraba cinayetleri de ürkütücü boyutlara varmış durumda. Güya eşiyle barışmak için giden adamlar, çocuklarının gözü önünde karısını delik deşik ederek öldürebiliyor. Bu ne vahşettir! Bazıları ise katliam yapıyor, bazen kayınpederini veya kayın validesiniyahut çocuklarını da katlediyor. Kimisi aile efradını öldürdükten sonra, kendi hayatına da son veriyor!..
Velhasıl tolumun ruh hali ciddi şekilde alarm veriyor. Şu hale bakar mısınız: Bayramlaşmak için ziyarete giden insanlar, sudan sebeplerle kavga edip birbirini öldürebiliyor. İnsanların mutlu olmak için kurduğu yuvalar giderek daha çabuk dağılıyor, evlilikler daha balayı bitmeden çatırdayıp çöküyor...Televizyon dizilerinden taşan ahlaksız hayat örnekleri, toplumun temel taşı olan aileyi fena halde kemiriyor. Kadın ve çocuklara yönelik şiddet had safhada! Birilerinin buna dur demesi lazım. Ama nasıl?!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.