1970'li yıllardı. Fenerbahçe-Altay İnönü'de oynamışlar ve maç 2-2 bitmişti. Maç sonrası stadın çevresinde inanılmaz olaylar yaşanmıştı. Arabalar ters çevrilmiş, yakılmış, ortalık savaş alanına dönmüştü. Sonuçta Federasyon, Fenerbahçe'ye bir ceza kesmiş, bunda da o gün federasyon üyesi Ali Şen'in Fenerbahçe aleyhinde oy kullanması yardımcı olmuştu. Hemen ertesinde ise rahmetli Dr. Semih Bayülken, verdiği önerge ile genel kurulda Ali Şen'in kulüpten ihracında rol oynamıştı. Şimdi ise milletin keyfinden geçilmiyor. Koltuklarda zamk var galiba... Sanki hiçbir şey olmamış gibi... Fenerbahçe'ye bu uyuşturucuyu kim verdi acaba? Yoksa kulüp, tarihine sırt mı çeviriyor? İlle de ekonomi ve sosyal saplantı... Yoksa Ulu Önder'in spor ve sporcu ile ilgili ünlü vecizesi kulüpten kaldırıldı mı? İki ucu sivri değnek! Şayet 6222 No'lu yasa çıkmasa, futboldaki al gülüm-ver gülüm yine kahvehane, otobüs, vapur dedikodusu olarak kalacaktı. Ancak gelin görün ki, yasa ile dağlar aşıldı, ama bu defa çayda boğulmak tehlikesi ile karşı karşıyayız... Ne ülke ama! Ama en azından birileri meslektaşlarının bilet ve üyelik meselesini ortaya koydu ya... Şenol Güneş'e dair! Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş için, teknik hataları ki, her hocanın olur, kimse yamuk laf edemez... Şimdilerde de takımı üzerine yoğunlaşmış durumda. Buradan bakarken aklıma bir şey geldi. Yahu bu Şenol'un milli takımdaki görevinden hak ettiği parayı bile vermemek için kıvırıp durmuştuk. Demek ki tarihte daha ne ayıplar varmış... Türk basketboluna ayıp et, sonra... Basketbol Milli Takımımız çok önemli bir şampiyonaya hazırlanıyor. Hayırlı olsun! Ne de olsa dünya ikinciliği olan bir takım. Ancak ne var ki, bu dünya ikinciliğine ulaşılırken yaşanan çok da dramatik bir olay vardı. Gruplardan biri Antalya'da oynanacaktı. Oradaki salonun yetişmesi için olanca gayret harcanırken, Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, tuttu, pişmiş aşa su katarcasına, salonun tamamlanmasına engel oldu. Ve o grup maçlarına sporseverle karışık, en azından 10 bin turist daha beklerken, maçları zorunlu olarak ağustos sıcağında Kayseri'ye almıştık. Şimdi aynı profesör, milli takımın Antalya'daki çalışmasına gelmiş, başarı dilemiş. Bence yanlarından bile geçmemeliydi o sporcu ekibin... Demek ki, Sayın Profesör, birine benzetmek gibi olmasın, ama çok unutkanmış... Galatasaray ve Terim ivme kaybediyor! Koca Galatasaray bu... UEFA ve Süper Kupaları'nın sahibi... 17 lig şampiyonluğu var bizde... Başında da efsane hoca Fatih Terim... Gelin görün ki, ekranlarda lütfen sunulurcasına Galatasaray haberleri... Hakiki spor sayfalarında, atlanmamak adına, bir kenarda... Duydum ki, Real Madrid falan gibi büyük takımlarla hazırlık turnuvası oynayacaklarmış... Ne şans mı, ne şanssızlık mı? Acaba şifre nerede? Federasyon diyor ki, "Elimizde kanıtlar yok..." Peki, 4 Temmuz'dan beri gazetelerde, ekranlarda boy gösteren video kayıtları, ses dinlemelerin kelimesi kelimesine açılımı ve daha birçok belgeli kanıt neyin nesi? Şayet bunlar basının hayal ürünü ise derhal yazanlar, çizenler hakkında soruşturma açılmalı... Ya da emniyet ve savcılık açıklama yaparak, "Kusura bakmayın şaka yaptık. Diziler tatile girince, bir yaz eğlencesi sunalım" demeli... Mehmet Ali kardeşim ve arkadaşları; siz nerede yaşıyorsunuz ki? Beşiktaş'ın Kupası! Beşiktaş, yönetim kurulu kararı ile Türkiye Kupası'nı, tutuklu isimleri aklanana kadar Federasyon'a teslim etmiş. Onlara inanıyorlarmış. Burasına karışmam ama Serdal Adalı'nın istifası da malum duruş olarak yorumlanabilir. Ancak işin bir de devamı var ki, kaçınılmaz... Paralar iade, UEFA Avrupa Ligi'ne de erken veda... Yoksa o tarihi karar bir yaz şovu olarak kalır, o kadar... Baksanıza Federasyon bile ne büyük (!) karar aldı... Hilmi ve Ali'yi kaybettik! F.Bahçe'nin şampiyon kadrolarında yer almış sevgili dostlarım kaleci Ali Filibeli ile Türkiye'de çizginin en iyi açığı olan Hilmi Kiremitçi'yi kaybettik! Allah'tan kendilerine rahmet, dostlarına ve ailesine başsağlığı ve sabır dilerim...