Fenerbahçe'nin 35 yıllık teknik direktörü, son Avrupa Şampiyonu hocası, bu ülkenin bilgisi olmadan fikir yürüten çok köşe yazarını fena halde yere serdi. Bu yazarların arasında burnunu futbola sokan genel yayın yönetmenleri, politik, ekonomik köşe yazarları da vardı. Onlar da derslerini aldılar sanırım. Arsenal maçı oyununu eskilerin "Şerefli beraberlikler" sınıfına sokan bu futbol cahilleri, tipik takım oyuncusu eksiklerinin tamamlandığında acaba Fenerbahçe'yi geçen sezonun haddini bilerek oynadığından sürprizleri yapan takımına benzetebildiler mi? Hele hele Alex'siz nasıl takım olunabileceğini gördüler mi? Tempo basabilmenin takım savunmasından geçtiğini anladılar mı? Nerdeeee... Ne oldu Rıdvan ve Sergen? Aragones gitsin mi? Ama bu maç sonrası ne yazılarınızda, ne de ekranda böyle bir fikrinize rastlamadım... Siz en iyisi doğru Etiler'e... Oradan da Veliefendi'ye... >> Bakın Beşiktaş'ın durumuna! Meğer Beşiktaş'ın hastalığı neymiş... Ne mi imiş? Efendim, Sergen diyorlar ki , "Beşiktaş gol atamazsa, yenilir..." Yapma beeee! Ama üçlü savunmanın özellikle kenarlarda iyi toparlanamadığı için Kocaeli'nden tipik "Üçlü rahatsızlığı" goller yediğini söylemiyorlar... Ateşle oynandığı gibi bir yorum yok... Bak tabelaya, yürü... >> Antrenör kıyımı biter mi? Hemen cevap vereyim; Asla... Çünkü kulüpler ne yapmak istediklerini hiç bilemediler... Federasyon da, "Ali ne der, Veli ne der" yüzünden racon kesmekten aciz olduğu için, ekrandan da, gazete sütunundan da hoca tezgahlanır durur... Ne yapalım ki, alan da razı, satan da... O halde, "Öl Sezar!" >> Skibbe'ye hoca lazım! Yok yok öyle üfürükçü falan değil... Resmen hakiki bir teknik direktör lazım Galatasaray'ın teknik direktörüne... Ne için mi? Baros'tan, hiç üzerinden geçmediği çizgi oyuncusu yapıp, Lizbon'da kendini kandırdığı için... Ezeli rekabet oyununda ikinci yarıya "Ha Ali -Veli, ha Veli-Ali" değişiklikleri ile çıktığı için... Meira'nın memleketi Lizbon'da, gece yarısı mesaisi için Lincoln'e izin verilmesine göz yumduğu için... Her maçın birbirinden farklı olduğunu anlamayıp, oyun okumayı bilmediği için... Biri profesyonel, diğeri amatör iki yöneticinin soyunma odasına dalma alışkanlıklarını, "Ne olmuş yani" diye olağan yorumladığı için... Bir ses duyar gibi oldum... "Yetiş Cevat Hoca !" >> Arşivci'yi mutlaka izleyin! Ülke TV'de, pazartesi akşamları Tahir Aytekin isimli bir arkadaşımız, "Arşivci" adlı bir program sunuyor. Öğrendiğime göre kardeşi ile birlikte hazırlıyorlarmış... Program bir harika... Türk basınının 50-60 yıllık sayfaları eşliğinde siyasi tarihimiz, hem de kronolojik hassasiyetle, ekrana geliyor... Bu hafta 27 Mayıs kepazeliğini gözler önüne bir kere daha serdi bu arkadaş... İşte televizyon haberciliği, programcılığı budur... Toplum böyle bilgilendirilir... Örnek alınması umuduyla... >> Hıncal Uluç ne söyledi? Hıncal Uluç Ağabey, iki akşam önce 90 Dakika'da, "Kemal, Adnan Sezgin'in eski İstanbulspor maceralarını en iyi bilen kişidir. Elinde tonla belge var " dedi... Doğrudur... Ama olsa ne olur ki? Kanunlar, hatta hatta askerlik meseleleri falan herkese eşit işlemiyor, işletilmiyor ki, Hıncal Usta! >> Ali Helvacı'yı tanır mısınız? NTV bu ülkenin en saygın kanallarından biri olabilme felsefesi yola çıkmıştı. Bendeniz de bu ekranın ilk yorumcularından biriydim... Yani şimdiki 90 Dakika'nın doğuşunda... Neyse... Ama gelin görün ki, bugünkü NTV gradosunu düşürüyor... Ne o yahu? Geçen cuma saat 16.15 sularındaki spor haberlerin sonuna Denizlisporlu Ali Helvacı diye biri oturtuldu. Hem de on, on beş dakika... Eyvah dedim, bizim futbolun müstakbel Pele'sini atlamışım... Vallahi Denizli'de böyle bir oyuncunun olduğunu hâlâ bilmiyorum... Lütfen eski ciddiyet! >> Hürriyet'le devam! Hürriyet beni mahcup etmemeye devam ediyor. Geçtiğimiz çarşamba Şampiyonlar Ligi maçlarının ne sonucu vardı, ne puan cetveli... Fenerbahçe'de derbi için Selçuk cezalı, cezalı Kazım da oynayabilir durumda idi... Benim, Maldonado-Josico meselesine gelince... Sayfanın dibinde izahatı var... Benim bilgisayarım yok önümde yazdığımı okuyabileceğim... >> Yattara orada oynar mı? Aaaa baktım ki, Yattara, Hacettepe maçında çizgide değil içeride oynuyor... Bu da olsa olsa Ersun Hoca harikasıdır... Zaten kendi ucubesine ancak 60 küsur dakika dayanabildi... Etmeyin, eylemeyin; şapkadan tavşan çıkarma dönemi bitti... >> Editör notu: "Selçuk'la Maldonado, Lincoln'ün uç adamı arkasındaki boşluklarda istediklerini yapabilmek adına gösterdiği gayreti, bir gol hariç hemen hemen sıfırladılar..." Bu cümle; F.Bahçe-G.Saray derbisi kritiğinde Kemal Belgin'in sütununda yayınlandı. Tabii ki garipliği fark ettiniz. Maldonado değil, Josico olmalıydı. Ancak maç telaşı içinde yapılan bu hata sebebiyle okuyucularımızdan özür dileriz...