Yabancı sayısı artısı ile birlikte sekizi buldu. Teknik direktörler bazında son Avrupa şampiyonunun hocasını bile getirdik. Yayın gelirleri müthiş... Avrupai statların biri bitiyor, birinin yapımı sürüyor. Ama gelin görün ki, Kulüpler Birliği Başkanı, yani Süper Lig'in temsilcilerinin en başındaki zat, yabancı hakemlere davetiye çıkarıyor. Olur mu? Olur... Yarınki muhtemel yıkıntılara vinç olsun diye... Takke düşüp duruyor da, keli gören hiç yok... Öyleyse "Öl Sezar!" Bravo Mustafa Hoca! Mustafa Denizli Hocayı, belki de en çok eleştiren spor yazarıyımdır. Ama son maçta Gökhan Zan'ın kolundan çıkardığı kaptanlık bandını İbrahim Üzülmez'e takışı gerçekten de alkışlanacak bir davranış idi. Denizli sık sık düştüğü teknik hatalara rağmen böylesine tutumları ile de dengeleri kurabilmektedir. Eh, bu da bir marifet değil midir? Üstelik de şansla ilgisi de pek yoktur. Haa bir de, bir haftalık süre istemiş hoca, imza için... Daum ve de Galatasaray'ın yeni hocasını bekliyor olmasın... Mustafa Hocanın zekasına varmak öyle kolay mı sanıyorsunuz? Yapma be Mecnun Başkan! Sivasspor gerçekten de gönüllerin şampiyonu olmuştur. Bunu belki de Türkiye'de gerçek manada kazanan ilk kulüp Sivasspor'dur. Ama gelin görün ki, düne kadar övülecek duruş sergileyen Başkan Mecnun Odyakmaz, tuttu, "Şaibe yoktur diyemem" dedi... Eeee ne mi oldu? Bence bütün unvanlar uçtu gitti. Değdi mi? Yekta Güngör Özden'e teşekkürler! Spordan çıkıp, başka bir kulvara giriyoruz gene... Hulki Cevizoğlu meslektaşımız, malum programında geçtiğimiz cuma akşamı, Anayasa Mahkemesi eski başkanı Sayın Yekta Güngör Özden'i telefonla konuk etti. Sayın Özden'in konuşmalarından sonra ben de bağlanmak istedim. Ama gece yarısı saat 02.00'ye kadar bekledim ve yattım. Program ekibi 03.00'te aramış. Peki, neden teşekkür ediyorum. Efendim, Sayın Güngör, 27 Mayıs'ı gerekli ve yararlı görüyormuş. Ama 12 Mart ve 12 Eylül'e karşıymış... Meğerse Sayın Özden, rahmetli İnönü'nün avukatıymış ve CHP örgütünde önemli görevler üstlenmiş. Şimdi anladım ki, hukuk neden "gukuk" olmuş. Acaba 12 Mart ve 12 Eylül'de de CHP veya uzantısı olanlar dışarıda tutulsaydı, onlar da gerekli ve yararlı sayılırlar mıydı? Sonra bir de yaşlı bir bey daha vardı. Menderes'in suçlarını bir saydı ki, aman aman... Neyse ki yanındaki bey gereken cevabı verdi. Keşke bir de don çıkarılıp masaya konulsaydı diyorum. Gelecek günlerde benzeri meselelere gireceğim... Alanzinho'yu sahaya döndürün! Trabzonspor'da Alanzinho maçı, lunaparkta dalga geçmek sanıyor. Çünkü öyle olmasaydı, Trabzonspor, Fenerbahçe maçını ilk yirmi dakikada 3-0 veya 4-0 yapabilirdi. Yani Alanzinho bir an önce futbol sahasına döndürülmeli. Fatih Altaylı da buna cevap versin! Yahu amma da meraklıymışız bu işe... Fatih Altaylı da köşesinde eşcinsel hakemle ilgili döşendi. Hatta spor yazarlarının bazılarına da yüklendi. Neymiş; hakemi eleştirenler, gay olan Barcelona Teknik Direktörü Guardiola'ya methiyeler düzüyorlarmış. Peki, Sayın Altaylı, siz Guardiola'nın gay olduğunu nereden biliyorsunuz? Öyle sallamak kolay mı? Muhabbetiniz ne durumdadır acaba? Haaa cevap varsa, mesele de yoktur... Yiğit Şardan büyüledi! Galatasaray başkan yardımcısı Yiğit Şardan geçtiğimiz pazartesi günü bir basın toplantısı düzenledi. Neler mi söyledi? Öf ki öf! Vallahi büyülendim desem yeridir! Ya Sayın Şardan kafa bulmak adına bu toplantıyı düzenledi, ya da... İşte bu ikinci şık tehlike yüklü... Çünkü söz konusu koca Galatasaray'dır. Yani dağ fare doğurmuştur. Hem de fındık mı fındık... Gülsek mi, ağlasak mı? Akbabaların acı sonu! Ne demişlerdi, bazı zat-ı muhteremler... Beşiktaş'ın yolu kesilecek, şampiyon olmasına asla izin verilmeyecek. Kimler mi? Futbolun her yerine limon sıkmayı adet edinmiş kişiler. Kimler mi? Onlar kendilerini bilirler... Şahin Ulu Bey de var aralarında... Peki, şimdi ne diyecekler? Hiiiç! Yeni senaryolar için hazırlanıyorlardır. Ayıp oluyor Nedim Bey! Nedim Karakaş... Yani Fenerbahçe basketbol takımının menajeri... Ama kraldan fazla kralcı... Efes'e bozulmuş. Neden Ayhan Şahenk'teki maçlara seyirci kontenjanı tanınmış diye... Ayıp be! Efes, size nice şampiyonluklar sunmadı mı Abdi İpekçi'de? Hangi Abdi İpekçi maçına kontenjan getirdi? Şimdi pabucu bağlı görünce mi feryat, figan? Plağı tersine çevirelim... Efes'in seyircisi olsa idi, siz Abdi İpekçi'de sınırları devirir miydiniz? Ayıp ayıp!