Hasan Doğan da gitsin mi?

A -
A +

Hep söyler, hep yazarım; Bu ülkeye futbol federasyonu başkanı dayanmaz diye... Neden mi? Malum kafalar yüzünden... Günümüz başkanı Sayın Hasan Doğan ve ekibi, büyük bir sessizlik ve usta yöneticilik manevrası ile tereyağından kıl çekercesine yabancı futbolcu sayısını Beyaz Rusya'da belirleyiverdi. Yine 6 artı 2... Gelecekteki "Saha içi beş" şartı öncesi akılcı karar... Eeee nerede isyan? Hani yabancı serbest bırakılmazsa başarı hayal idi... Bağırsanıza! Yoksa dilinizi mi yuttunuz? Yoksa sizlere bir haller mi oldu? İşte şahsi çıkarları adına, ülke futbolunun dibine dinamit koymak isteyenlerin ipliği böylece pazara çıkacak. Hem de kendim ettim, kendim buldum şarkısı ile... >> Harika teknik direktörler! Bu diziyi kaçırmayın... Her hafta giderek reytingi yükselecek... Ertuğrul isimli bir Türk ile Zico ve Feldkamp isimli iki yabancı baş rollerde... Biri, bir oyuncusunun sağ bek oynamayacağını hâlâ anlayamadı... Sıradan bir oyuncuya da 5 milyon dolar ödettirip aldı, karşılığında da takımındaki tek ön libero alternatifini verdi... Diğeri, takımı deplasmanda galipken, tek santrfordan iki santrfora döner ve beraberlik golünü yer... Ama sadece golcü sandığı oyuncusu, futbolcu da olduğunu hem ona, hem de amigo yazarlara gösterir. Bir başkası, kırk yıllık "Kani"den tutar, "Yani" yapmaya çalışır... Belli ki, ülkesinde yanlış tedavi görmüş... Ya da ilaçlar ters etki yapmış... İzleyin... Daha da ilgi çekici olacak... >> Yüzme Federasyonu uçtu mu? Bugüne kadar, yani kırk yıllık meslek hayatımda ilk defa böyle bir habere rastladım. Daha doğrusu, bir federasyonun, gazetede çıkan bir haberle ilgili ilk defa kendi bünyesinde soruşturma açtığına tanık oluyorum... Düne kadar federasyonlardan ne haberler kapıldı ve medyaya yansıdı da, hiç böyle bir uygulama ne duydum, ne de gördüm... Söz konusu haber, bir yüzücünün yapılan ilk testinde dopinge rastlandığı idi... Haaa az kalsın unutuyordum; Süreyya Ayhan olayı ile ilgili Atletizm Federasyonu nasıl bir soruşturma açıp, acaba kaç kişiyi astı? Vallahi sizi çok merak ediyorum yüzmenin sayın başkanı... Aman dikkat edin arkanızdan gölgeniz geliyor. >> Mehmet Demirkol tuş! Yeni neslin harika çocuğu bundan biri iki ay önce, sözüm ona, Ömer'le bana gönderme yaparak, "Ben öyle geriye dönük, ileriye dönük eleştiri yapmam... Günün maçı beni ilgilendirir, o maçı konuşurum, o maçı yazarım..." anlamında bir yazı yazmıştı. Baktım geçtiğimiz haftaki yazısında aynen, "Tamam günlük skorlarla bu oyunu yorumlamak doğru değil..." diye yazmış... Desenize, "Dün dündür, bugün de bugün"... Biraz öyle, biraz böyle... Eeee, büyük yorumcu da böyle olunuyor zamanımızda... >> Ağlama değmez hayat Beşiktaşlı yöneticilerden en yüreklisi maçın hakemine veryansın etti. Ya diğerleri? Mesela başkan?.. Tık yok... Eeee, kendi ellerini kendileri, hem de arkadan bağladılar... Şimdi en üstten çıkacak her türlü feryat ayıp olur... Hadi bakalım, İnönü'deki ilk maçta, federasyondan gelecek bir muhteremden, protesto adına, uzak oturun da göreyim... Hani şu kulübünüzün üyesine yaptığınızın aynısından söz ediyorum... Öyle ya, ufukta dördüncülük, yani Avrupa dışı kalmak var da... >> Kanat nasıl saçmaladı! Sabah'taki yazısında ulu münekkidimiz Kazım Kanat, "Alex, yarısı boş bir su peti yüzünden dakikalarca kıvranarak, tribünleri tahrik etti. Ama aynı Alex, geçen sezon Galatasaray maçındaki pet yağmurunda neden yatmadı" diye yazmış. atv'deki Santra'da da söyledi mi, bilmem... Vah ki vah! Yahu Kazım, yahu Sabah'ın başka işlere meraklı spor müdürü; Alex o Galatasaray maçında oynadı mı? Oynamayan adama pet şişe isabet eder mi? Hadi Kazım uçmayı sever, bari müdür olarak uyarsana... Ama nerdeeee o eski müdürler... İşte, müstakbel patron Çalık'ın gazetesinin spor sayfası ve televizyonu... >> Barusso nereye gitti? Çok merak ediyorum; Galatasaray, bu Barusso için kulübüne ve kendine ne ödedi? Bitmedi... Bu iş için kaç para yol masrafı, konaklama ödedi? Adnan Sezgin bu işlerin ustasıdır... İstanbulspor AŞ.'den bilirim... Hem de çok iyi bilirim... Peki, Barusso şimdi nerede? Sakın ola ki, konsolosluğuna falan sığınmış olmasın! >> Kezman, ne demiş! Zico'dan torpilli Kezman, Chelsea maçı öncesi İngilizlerin ünlü gazetesi Times'e röportaj vermiş. Aynen aldım, şöyle demiş: "Başkanın, sonuç ne olursa olsun, devre arasında soyunma odasına girmesini önceleri çok yadırgadım... Ama şimdi komik geliyor, gülüyorum... Zico belki bir futbol uzmanı değil ama, iyi bir insan..." Vallahi ben demedim... Kezman demiş... >> Biletler nerede? Baktım, pazartesi sabahı da, stadın önünde bir ince kalabalık var... Hani biletler bitmişti... Neyse... Önemli olan, kulübün kongre üyesinin üyelik kartı ile bilet talebinde bulunduğunda, hem de delikanlı gibi kuyrukta, biletini alması gerekmez mi, ilkeli, kurumsal beyler? Yoksa kulüp üyeliği, taraftar kartlılara, ya da önemli (!) zevata tercih mi ediliyor? Öyle ya kongrelerin de artık bir önemi kalmadığına göre...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.