Aykut Kocaman, bırakın attığı golleri, gol krallıklarını, Trabzonspor'un şampiyonluğunu engelleyen golünden sonra, "Ardımızda bıraktığımız arkadaşlarımızın yerinde olmak istemezdim. Onlar için sıkıntılıyım" diyerek bu ülkede "Gerçek sporcu örneği" vermiş kişi idi. Aynı Kocaman, Anelka'nın elle attığı golden sonra Konyaspor eşofmanı içinden, "Bu ülkede teknik adamlık yapmak istemiyorum" diye tepki gösterebilmişti. Yine aynı Aykut Hoca, bütün İstanbulspor takımı, kulübedeki bütün isimleriyle "Teşvik primi" paylaşırken, bordrolu bu rezalete imza atmayan, yani bu kirli paradan tek kuruş almayan tek adam olarak kahraman olmuştu. Şimdi aynı isim, "Boynumuzda iple dolaşıyoruz" diyebilmektedir. Peki sevgili hocam; boynuna şayet varsa, o ipin takılmasına kim sebep oldu? Futbolcularının malum fotoğraflı tişörtleri giymelerine nasıl izin veriyorsun? Değişmek sana hiç yakışmadı! Antalyaspor ayıp ediyor! Şifo Mehmet, yani Antalyaspor Teknik Direktörü Mehmet Özdilek, ikide iki yaparken, tuhaf bir işe de imza attı. Takımlarına tıka basa yabancı dolduran kafalara "saf yerli" kadrolarla ders vermeye çalışıyor. Tabii alana... Şenol Güneş bu işte! Lig TV sezona girilirken teknik direktörleri toplamıştı... Baktım bir tek Şenol Güneş yoktu. Bırakın teknik bazı hatalarını, Şenol'un bu dik duruşu bu ülkenin spor dünyasına ciddi bir ders niteliği taşımaktadır. Tabii anlayana... Guti'ye ne de yakışıyor! Beşiktaş, lige kötü, UEFA Avrupa Ligi'ne ise müthiş başlangıç yaptı. A.Gücü'nü de yeniverdi. Nasıl devam eder bilinmez. Çünkü takım kaptanı, Beşiktaş saha mücadelesi verirken, bir elinde nargile, bir diğer elinde viski bardağı ile sokağa fındık fıstık atıyordu. Hakkı Kaptan sağ, ya da Süleyman Ağabey direksiyonda olsa Beşiktaş böyle malzeme olur muydu? Yazık! Burası şöhretler imareti mi? Bursaspor rekoru kaçırdı! Şayet Ertuğrul Sağlam Hoca, geçen sezon Şampiyonlar Ligi yüküne rağmen ilk yarıyı Trabzonspor'un sadece 5 puan gerisinde bitirdiğinde Sercan'a, Volkan'a sarılıp, Altidore, Müller maceralarına girmeyip ve de İnsua ile Batalla'yı aynı on birde oynatmak inadını sergilemeseydi, bence yine şampiyon olurdu. İddiamın kanıtı mı? Bak; iki maçtır N'Diaye-Adem ve önlerinde sadece Batalla... Sonra mı? Batalla çıkıyor İnsua giriyor... Bir santrfor çıkıyor diğeri giriyor. Yani macera yok, gerçeklerle sıkı sıkıya yaşama var... Spikerliğin Che'si nasıl çuvalladı! Hani bir spiker var ya, kendini devrimci ilan etmişti... Hah işte o spikerliğin "Che"si, tuttu, Beşiktaş-Maccabi maçının ilk yarısında, Fenerbahçe'nin yıllar önce Maccabi'ye attığı golü Semih'e yazdı. Sonra da devrede "Kemalettin atmıştı" deyip kıvırdı. Ama Kemalettin golü attığında Semih, ilkokulu yeni bitirmişti. Yürüyün be sizi kim tutar! Ünal Başkan ne demek istedi? Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, "Artık başarı hocanın ellerinde" diyerek, topu başkasına aktaramayacak biçimde Fatih Terim Hocaya attı. Sonuç mu? Şimdilik herkes yerli yerinde oynatılınca, hatta emekli Baros çıkıp yerine Elmander girince ve de Kazım ıslıklatılıp kenara çekilince Sercan'la iş bitti. Hep söyler, hep yazarım; iki kere iki dört eder. Kimse de ne beş, ne de üç yapabilir... Alex kaç yaşında? Yahu bu ülkede yaş hesaplaması yapmayı da bilmiyor insanlar. Hayret etmemek mümkün değil. Yani Alex de Souza 34'e basmadı. Tam anlamıyla 34'ü bitirip, 35'e girdi. Beceremiyorsanız, parmakla hesap edin. Bizim köylerde öyle yaparlar da... Ama koca spor medyası hesap makinesi ile bile çuvallıyor. Eline sağlık Öcal Abi Sevgili Öcal Uluç ustam, önceki günkü köşesinde bütün futbol dünyamızın ders alması gereken bir yazı döşenmiş. Ellerine sağlık. Daha ne diyeyim ki? Aynı Öcal ustam, aynı günkü Hürriyet gazetesini de görseydi acaba neler yazardı, neler yazardı? Kim bilir belki ilk yazısında spor basınına bir "el Fatiha" okuyacak!