Düşündüm, taşındım; F.Bahçe'nin önünü kesen, hep aleyhte karar veren, dolayısıyla da istenmeyen hakemlerden nasıl kurtulacağın buldum... Öyle, kaybedilmiş her maçtan sonra satırlarca bildiri yayınlamakla, federasyonu suçlamakla, MHK'yi haşlamakla bir yere varılamayacak... Peki, nedir kolayı? Şu; Geçen sezon Beşiktaş'la oynanan kupa yarı finalinden sonra "Şerefsizler, hırsızlar, hakkımızı çaldılar" denildikten sonra, hakem Dereli, beş yöneticiye dava açtı. Böylece Dereli'den kurtulundu. Şimdi de Cüneyt Hoca'ya aynı kelimelerle iltifatta (!) bulunulur ve o da dava açacağından, o da maç almaktan düşürülür... Nasıl formül ama... İstenmeyen, işe gelmeyen her hakeme maç sonrası basarsın iltifatı (!), o da açar davayı... Eh, sonunda da işinize gelen üç hakem bırakırsınız, olur biter... Federasyon da size hakem yetiştirmeye uğraşır... İşte, Dünya Kulübü de zaten böyle olunuyor! >> G.Saray'ın forsu! Avrupa'da yapılan bir ankette, G.Saray'ın Avrupa'da en sevilen 20 kulüp arasında 18. sırayı aldığı ortaya çıktı. Doğru mu, yalan mı? Onu bilmem ama Türklerin yoğun olarak bulunduğu ülkelerde G.Saray açık ara önde... Ülke içindeki anketlerde de yüzde 60'lık bir oranla önde gidiyor... Görüyor musunuz bir UEFA Kupası, bir Süper Kupa nelere kadir... >> Var mısın, yok musun Denizli Hoca? Vah ki vah! Koca Mustafa Denizli, programının adını bile unuttum, son üç haftadır ilk yüzlerin dışında kalan programına can simidi olarak Acun Ilıcalı'yı çıkardı. Sonuç mu? Yine sıfıra sıfır elde sıfır... Tabi Acun kardeşimi oraya Denizli hoca çağırmamıştır da, deha (!) yöneticinin işidir bu... Şu Turgay Ciner bey, Kalamış'ta bizim Yüksel'in üst katında otururken tanışmadık da, halt ettik... Hocam sen sen ol, asılacaksan kendi ipinle asıl! Yoksa karizma gidiyor, haberin olsun! >> Erman-Kazım düellosu! Sana ne demeyin... Erman'a gazetede ilk yazı yazdıran iki kişiden biri benim... (Türkiye-Danimarka milli maçı) Bu biiir... Kazım'ı, 1970'de Yeni İstanbul'a aldıran da benim... Bu da ikiii... Erman demiş ki, Kazım yalan söylüyor, ben o maçta tribündeydim... Kazım da Erman'ı Ertuğrul Özkök'e şikayet etmiş... Hani hayal falan satmıyor diye... Neyse... Bizim Kazım sağ olsun, atv'de de, "Lefter şöyle, böyle vururdu" diyecek olmuştu, ben de "Senin ne yaşın, ne de İstanbul tanışıklığın buna uygun" diye karşı çıkmıştım. Ne yapsak ki ! >> Bir bu eksikti! Deniz Akkaya, Sanem Altan ve Çağla Kubat... Yok yok defile falan değil... Magazin gecelerinden esintiler de değil... Futbol programı dostlar! Gördünüz mü, iş nereye geldi... Yarın bunlardan birilerini futbol takımlarına transfer ederlerse de şaşmam doğrusu... Meksika'da mı, neredeydi, bir bayan, erkek takımına girmeye kalkışmıştı ya... FIFA izin vermemişti. Vallahi bizde, bu gidişle bir ilk olabilir... Haa az kalsın unutuyordum; Serdar Bilgili de programa katılmış... Hiç aklınıza "Neden acaba" sorusu geldi mi ? Bilgi için atın denize oltayı, bakalım ne çıkacak... >> Bank Asya'ya teşekkürler! Süper Lig'e sponsor bulmak iş değil... Sırada çok firma olduğuna kalıbımı basarım... Ama, aslında ikinci lig olup da, adı Birinci Lig olarak değiştirilen platforma sponsor olmak hem ilke, hem yürek, hem de ufuk ister... Bank Asya bu hizmeti vererek ülke futboluna ciddi katkı yapmıştır. Hele hele bu sezon görülmemiş bir şampiyonluk, daha doğrusu Süper Lig'e çıkma mücadelesi verilirken... Bravo! >> Bay İstatistik, işler yürümüyor değil mi? Bay İstatistik demişler ki, Cüneyt Çakır futbolun ruhu bilmiyor... Hadi canım sen de... Hem matematik, hem ruh olur mu ? Şimdi sana sormazlar mı; F.Bahçe, Sevilla'ya üç attığına göre, Bursa ve A.Gücü'ne kaçar atar diye... Öyle ya, istatistik öyle göstermiyor mu ? Ah ah, ne günlere kaldık... >> Beşiktaş'ın büyük sürprizi! Cisse için acı haber geldiğinde, futbola ciddi bakan yorumcular Beşiktaş'ın ön liberosuz kaldığı, dolayısıyla da Koray'ın gönderilişinin büyük hata olduğunda birleştiler. Meğerse, Ümraniye'de, gizliden gizliye, Toraman çift kalelerde ya Cisse ile yan yana, ya da Cisse'ye karşı, karşı takımda ön libero denemelerine tabi tutuluyormuş... Hem de ikinci yarının ilk antrenmanlarından beri... Yani Ertuğrul hoca, gelecekteki bir felakete karşı önlem alma antrenmanları yapıyormuş... Hocanın hakkını bu defa teslim edelim... Bravo! Haaa Toraman tam bir ön libero olur mu ? Asla da, ama rakibin taşınacağı dönemlerde iş yapar... Alan öne doğru uzar, ya da kenara doğru genişlerse, ne olur ? Onu da göreceğiz...