Nihat Bey hâlâ duruyor mu?

A -
A +

Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu'ndan herhangi bir üyenin veya Yüksek Divan Kurulu Yönetimi'nden birilerinin, ya da kongrece seçilmiş herhangi bir kurul üyesinin, suçlamanın çeşidi, ayrıntısı ne olursa olsun şayet, hem de kamuoyu önünde yargılanıyorsa, derhal istifa etmesi gerekir... Bu, 100 yıllık mazinin ve tarihin emridir... Ama desenize o tarihi bugünkü kurullarda kaç kişi yaşamıştır ki?.. Ya da derinliğine bilen var mı ki?.. Hele hele yukarıda adı geçen kurulların içinde kaç tane gerçek İstanbullu veya Kadıköylü var ki?.. Bir kişi var, o da zaten zamanında çek yamukluğundan içeri girmişti. Ayıp ve yazık! Makam rencide edilmektedir, Aziz Bey! >> Santra'nın hali! Atv'nin futbol programı, kim bilir belki de aşırı fanatizmden, ya da bilgi noksanlığından reytinglerde bu hafta da dibe vurdu. AB'de, Star'ın neredeyse sabaha karşı yayınlanan Futbolig programına bile geçilmiş... Hem de ağır bir farkla... Kıl payı 95'incilikle ilk 100'e girebilmiş. Total'de ise ilk 100'de yok... Mustafa Denizli'nin Futbolun Merkezi bu ölçümde kıl payı yüze girmeyi başarmış tek program... Tebrikler! Kaç Çulcu kaç! >> Ulusoy'u kim destekledi? Milli Takım'ın İsveç'le oynadığı maç sırasında Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy'u destekleyici sloganlar atıldı, "Bizi bırakma" gibilerinden falan... Hayret! Orası Beşiktaş'ın mekanı değil mi? Beşiktaş, Ulusoy'a karşı bayrak açanlardan değil mi? Eeee, kim bunlar? Acaba Demirören karşıtları mı, yoksa bir yerlerden biletlenip maça gelenler mi? >> Sivasspor'un yaptığına bak! Ben gazetelerin yalancısıyım... İnternete bakma fırsatım da olmadı... Mesele şu: Ara transferin son gününde, Sivasspor'un resmi sitesinde, Mehmet Yıldız'ın 3 milyon euroya satılık olduğu şeklinde bir haber-ilan varmış... Çok üzüldüm... Şayet doğruysa ve Mehmet hâlâ Gaziantepspor maçında en çok koşan adamsa, helal olsun! Yok yok, bu şampiyonluk işinin beşinci ismi çıkmayacak anlaşılan... >> Bobo satılık! Gazeteyi elime aldığımda manşete yayılan başlık şöyleydi: "Bobo satılık..." Hah tamam, Beşiktaş akıllanıyor dedim... Ancak ne var ki, ertesi gün haberin mal edildiği yönetici yanlış anlaşıldığını belirterek, hafif yollu yalanlamaya gitmiş... Tren hâlâ peronda ve de endamlı... Yolcu edilebilirse ne âlâ... >> Yaaaa Koray, tabii ki... Beşiktaş, Koray'ı da Burak'ın peşine taktığında büyük bir yanlış yaptığını yazıp, söylemiştim. İşte Cisse'nin olmadığı Beşiktaş takımının durumu... Birileri çıkıp bu Koray'ın, böylesine göz göre göre gönderilip, takımın dibine dinamit konuşunun arkasındaki sırrı açıklamalıdır... Çünkü yangın buradan saracak Beşiktaş takımını... >> Kral çıplak mı, yoksa... Bu ülkedeki spor gazetelerinin içinde elle tutulur tarafı biraz olan, iddaa ekinin hurufatı hariç, bana göre Fanatik'tir. Ama gelin görün ki, orada da eline kalem tutuşturulan ne önüne, ne arkasına, en kötüsü de aynaya bakmadan sallayıp duruyor. Geçtiğimiz hafta da Hakan Şükür'e tam sayfa sallanmış... Ben de İsveç maçı sonrasındaki yazımda, Hakan'ın, nefes alıyor ve sakat değilse mutlaka milli takımda oynaması gerektiğini yazmıştım. Sonuç mu? Kral, Fanatik'in yakıştırdığı gibi çıplak değil... Üç golle, ayazda kalmış çıplakları giydirdi... Aman beyler havalar soğuk, iyi örtünün... Teşekkürler büyük oyuncu! >> Aziz Bey'in 10. yılı Aziz Yıldırım, Fenerbahçe'nin başkanlığında yarın 10. yılını dolduracak. FB TV'de de bu oluşumun kutlaması varmış. Sevgili Halit Kıvanç usta sunacakmış. Bu kutlama programına 1998 öncesi ve sonrasında Aziz Bey'le dostluğu, arkadaşlığı ya da onu o koltuğa taşınmasında rolü olanlar geçit yapacaklarmış. Şimdi bir soru. Bu programı sunan Halit Ağabey'den başlayarak, o gün orada yer alacak kişilerin tamamına, Aziz Bey'in kendisine ve orada olamayacak herkese "bu tablonun baş mimarı kimdir" diye soruyorum. >> Bravo Aziz Bey! Aziz Yıldırım, Caferağa Salon'undaki Vakıfbank'la oynanan bayanlar maçında, küfür eden taraftarların üzerine yürüyüp tepki göstermiş... Sonra da bakmış ki kafa değişmeyecek, salonu terk edip gitmiş... İçeride kalıp vaziyeti idareye çalıştığı söylenen Mahmut Uslu'ya da haber gönderip, kendisini takip etmesini istemiş... Bravo Aziz Bey! Bak burada Aziz Bey'e tam destek! >> Basketbolda şahane kupanın mesajı! Basketbolda Opel Türkiye Kupası müthiş mücadelelere sahne oldu. Sonunda da Türk Telekom kupayı kaldırdı. Tebrikler! Yakıştı da... Haaa bazı maçlar sonrasında ağlayanlar vardı... Eh, onlara zaten alışkınız... Önemlisi, bu maçların aslında lig için, benim haftalar önce sık sık dile getirdiğim bir tehlikenin de habercisi oluşuydu. O da şuydu: "Play-off maçları da büyük sürprizlere gebedir..." >> Tebrikler Şener ama... Sadri Şener dostum, Trabzonspor'da, hem de hatırı sayılır bir oyla başkan seçildi. Kutluyorum! Geçmişteki başarıları sanırım çok dikenli bu yolda ona rehber olacaktır... İyi güzel de, eski yönetimin ibra edilmeyişi yürekleri yaraladı... Trabzonspor bu ağırlığın altından nasıl kalkacak, bilemiyorum... Bence daha zor günler yeni başlıyor, Şener dostum! >> Bu fikstüre takıldım! Milli Takım İsveç'le Çarşamba akşamı oynadı... O halde cuma maçı olamaz. Tamam... Peki, Beşiktaş neden cumartesi oynadı? Al pazar saat 14.00'e... Pazar günü yayınladığın Gaziantepspor- Sivasspor maçını da cumartesi ver... Var mı, bu görüşe itirazı olan? Varsa bilelim, tartışalım... Haaa Galatasaray mı? Onun çarşamba Avrupa Kupası maçı vardı... Cumartesi oynaması çok doğaldı... >> Bak sen şu bayana! Bir bayan spor yazarı, ne futbol analizleri yapar bir bilseniz, FB TV'deki programında da, kırmızı kartlarla ilgili yapılan geyikte tuttu, dahiyane bir fikir ortaya attı. Dedi ki; "Futbolda da, mesela kupada, kırmızı kart cezaları hentbolde olduğu gibi süreli dinlendirilmeyle uygulanmalı..." Eeee, Lugano, OFTAŞ'a karşı oynayamayacaktı ya... Bu nedenle karşısındaki müthiş (!) yorumcuyu belli ki telaş almıştı. Bayan da onun yüreğine su serpmiş oldu. ... Ne hallere geldik, görüyor musunuz? >> Nurullah Hoca, Allah aşkına açıkla ! Nurullah Sağlam Gaziantepspor'a döndü... Hayırlı olsun... Orada emeği vardı. Ama o da ne? Sivasspor maçında, sonlara doğru, o ana kadar bütün atakların başlangıç noktası olan Ergün, sol arkadan oyundan alınıyor, yerine sağ en önde oynayan, tipik hücum oyuncusu Bülent Bölükbaşı çekiliyor ve Erdal oyuna giriyor... Ben altmış senedir futbol izliyorum ve böyle komik, saçma bir değişikliği hayatımda ilk defa görüyorum... Nurullah Hoca; ne olur bir açıklama yaparsan, çok mutlu olacağım...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.