Futbol Federasyonu yeni başkanını arıyor... Çoğu kişi de FIFA İcra Kurulu Üyesi, UEFA Birinci Başkanvekili 40 yıllık Şenes Erzik dostumun ismini öne sürüp duruyor. Birkaç ay önceydi, Şenes'le telefonda görüştüm...Ona aynen şunları söyledim: "Sen, dünya haritasının hangi köşesine gitsen birinci derecede protokolle karşılanıyorsun. Yılın 360 günü dünya haritasının üzerindesin... Hakkı huzur hayli dolgun... Hakkın da... Sen şimdi kalk, gel bize başkan ol... Sonra, malum takımlarımızın bir penaltısı verilmezse, golleri iptal edilirse, ofsayttan gole maruz kalırlarsa, medyadaki amigolarıyla birlikte hep bir ağızdan içinde küfrü de bulunan 'Erzik istifa...' sloganına muhatap ol..." Şenes hemen cevap verdi: "Dost, başka oluyor..." >> "Yorumcuman" ve acı son! ATV'nin Santra programı, büyük bir başarı (!) göstererek geçtiğimiz pazar akşamı ne AB'ye, ne de total'e girebildi. Hem de eski anchorman'in yorumcu olarak müthiş (!) dönüşüne rağmen... Hem de o anchorman'in, "Selçuk Yula, en çok izlenen Fenerbahçeli " diye tutturup, dört ayda bir kere, o da sadece AB'ye girememiş, eski ekibi dağıtmasına rağmen... Aynı anchorman'in eski ekip döneminde, bir kere programa gelmeye tenezzül etmediğinde, hem de karşısında Ahmet Çakar bulunmasına rağmen, programın 47. olduğunu da hatırlatmak isterim. Peki, bu pazar, Santra yüzlerde görünmezken, karşısındakilerden ne haber diyebilirsiniz. Mustafa Denizli'nin Kanal 1'de katıldığı Futbol Merkezi 93'üncü, FOX'taki Verkaç bile 99. olmuşlar... Hem de AB'de... Televizyonculuk, gazetecilik, yani medya işi, mali danışman, eski reklamcı, velut yazar ve başkanla falan ancak bu kadar oluyor... Vah benim mesleğim vah! >> G.Antep seyircisi yanlış adreste! İnanılır gibi değil... Gaziantep seyircisi, Fenerbahçe attıkça kaleci Oğuz'u dışarı davet etti. Ne ayıp! Siz önce takımınızı üçüncü sınıf bir ekip haline getiren başkanınızı, onun harika (!) teknik direktörünü dışarı çağırın! Oğuz, hepsi jenerik olabilecek gollere ne yapabilirdi ki? >> İşte Beşiktaş'ı bunlar yıkıyor! Hale bakın! Futbol Federasyonu Asbaşkanı Affan Keçeci, İnönü'deki maçta Şeref Tribünü'nde yalnız bırakılıyor... Beşiktaş'ın başkanı, divan başkanı ve kulübün önde gelen isimleri, federasyonu veya Keçeci'yi protesto anlamında yan tribünde istifleniyorlar. Eeee, federasyonun yeni yönetimine girecek Beşiktaşlılara duyurulur! Ya Beşiktaş'ı şampiyon yaparsınız, ya da böyle izole edilirsiniz... İşte size modern yönetim anlayışı!.. >> Ertuğrul Hocanın lisansı yok muydu? Keşke diyorum, Ertuğrul Hoca, Kaş, Toraman ve Üzülmez'den bir geri üçlü oluşturup Beşiktaş'ı ateşin tam ortasına atacağına, kendi lisansını vize ettirip, o üçlünün bir kenarında yer alsaydı. Eeee, kendisi santrfor olarak geldiği Beşiktaş'ta bir süre aynı yerde oynamamış mıydı? Hayret be hocam! Bence sakın bir daha 1980'li yılların başına dönme! Hem de "olmayacak duaya amin" demeye çalışarak... Ne yaşına, ne de duruşuna yakışıyor... >> Arda'yı tüketecekler! Galatasaray'da Lincoln beyefendinin "Uff"u geçmedğinden, Arda, Kalli tarafından sanki bir an önce tükenmesi için uç adamlarının arkasında, oyun kuruculuğa sürülüyor... Peki, ne yapıyor? Hiiiç! Tekme yiyor, çelme yiyor, itiliyor, kakılıyor ve de tek bir olumlu iş yapamadan kalkan tabelayla kenara gidiyor... Eeee, kiminde cevher vardır, işleyemez, kimi de kaldırım taşından heykel yapar... Bak; Sivasspor teknik direktörü... >> Uçan Kuş ve haziran cetveli! Uçan Kuş diye bir haber sitesi var... Daha çok magazin haberiyle ilgi odağı... Geçen gün, yani 17 ocak 2008 Perşembe günü federasyon genel kurulu ile ilgili bir haber vermeye çalışmışlar... Haber şöyle başlıyor; "Genel kurul HAZİRAN cetvelindeki imzalara göre genel kurula falanca sayıda katılım oldu..." Yok mudur bunların yazdıklarını kontrol eden birileri? Ya da kimlerin elindedir kamuya haber verme işi? Ama desenize düğün dernek varken, ha o cetvel, ha bu cetvel... >> Şimdi sıkı durun! TÜFAD, yani Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği Konya Şubesi, geçenlerde "Hoşgörü ve Örnek Davranış" ödüllerini dağıttı. Ve de Fenerbahçeli Sayın Aziz Yıldırım bu ödülden payını aldı... Tebrikler! Yirmi kiloluk kamerayı, hem de bara, pavyona, gece kulübüne değil, kültür yuvası tiyatroya girmek üzereyken Fenerbahçelilere yönelten ve bu iş için sadece 300 YTL aylık alabilen bir basın emekçisine, "Çekme ulan, gelirsem tokatlarım" diyene hoşgörü ödülü... Liste çok kabarık... O derneğin başında kim varsa, istesin, göndereyim... Sonra bakıp bakıp ödülü geri ister mi bilemem... Aman sakın! İşte o zaman hoşgörüyü görürsünüz. >> Atilla Gökçe ile Mehmet Demirkol arasındaki fark! Ne olur, Beşiktaş-Kasımpaşa maçıyla ilgili yukarıdaki isimlerin müsabaka tenkit yazılarını Milliyet'in maçın ertesi günü çıkan sayısından okuyunuz...Okuyunuz ki, aradaki kalite farkını, meslekte duayen olunmanın nerelerden ve hangi güçlüklerle sağlandığını, Türkçe'yi, deneyimin bir maçın yorumlanmasında ne kadar etkili olduğunu, maçın püf noktalarının nasıl gözler önüne serildiğini görünüz... Sonra? Oturup, en geç on yıl sonra bütün bildiklerinizin sizlere unutturulacağını fark ediniz! >> Giray'ın ıskası, Yılmaz'ın volesi! Daha perşembeyi cumaya bağlayan gece, iki teknik adam telefonda söyleşiyorlardı... Manisa'daki Giray, "İyi hazırlandık. A. Gücü zor maç ama puan almak zorundayız" diyordu... İstanbul'daki Yılmaz, "Haydi hayırlısı" diyordu... Birkaç saat sonra Giray, İstanbul'a geliyor, Yılmaz, Manisa'ya gidiyor... Tuh be; Ümit Kayıhan Hocaya da idman sahası olan bir takım bulabilseniz... >> Mondragon yalan mı söyledi? Mondragon geçenlerde, "Madem deneyimli kaleci istiyorlardı, o zaman benimle neden devam etmeyip de 'git' dediler" demiş... Doğru söze ne denir? Anlamadığım şu; Mondragon'dan sonra Galatasaray kalesini korumak gerçekten de çok zordu. Ama Orkun, 25 maçın üzerinde oynayıp, hiç yakmadı, tam tersine de en azından 6 veya 7 maçı da kurtardı... >> Sivas da, Belediye de yanlış yapmış! Belediyespor-Sivasspor maçını televizyondan yayınlanmayınca, doğrusu çok şaştım... Çünkü biri ligin sahici lideri, diğeri ise "Üç Büyükler"e ligin yenilmeyen tek takımı... Sonradan bizim Ömer Faruk'tan öğrendim ki, Belediye hasılat kaybını dikkate alarak, Sivasspor da taraftar kaybı endişesiyle yayına karşı çıkmışlar... Oldu mu? Hayır! Üç kuruşun hesabı yüzünden onca itibar kazandıracak propaganda yere düşürülür mü? >> Turgay Demirel'e bir uyarı, bir rica! Basketbolun başındaki dostum; senden bir basketbolsever olarak, benim gibi bu sporu çok sevenler adına ricam var. Ne olur, şu lig maçlarını futbol maçlarıyla çakıştırma! Galatasaray-Bursaspor oynarken aynı saatte Fenerbahçe-Efes maçı olur mu? Yayıncı kuruluş istemiş olabilir ama o yayıncı kuruluşta da hiç mi vizyon yok? Ne olurdu Fenerbahçe-Efes 17.00'de başlasaydı? Özellikle bu sezonki müthiş ligin ve bu ligin müthiş maçlarından sporseveri neden yoksun bırakırsınız?