Türkiye Spor Yazarları Derneği... Yani 12 yıl yöneticilik yaptığım mesleki kuruluş... Yani meslektaşlarına yapılan saldırı, haksızlık gibi eylemlerin karşısında durması gereken kuruluş... Ama ne yazık ki günümüz TSYD'si işine geldiği zaman parlamakta, korktuğunda kabuğunun içinde kıvranmaktadır. Trabzonspor için satırlarca kınama, uyarı yayınlayan, zaman zaman bazı futbolcu ve yöneticiye "Kendine gel" diyebilen TSYD, Aziz Yıldırım'ın kendi sesi ve görüntüsünden, "Ya düzelecekler, ya da gidecekler" sözlerine çıtını çıkaramamıştır. Ne hazin! Peki, ya spor yazarı, ya da spor yorumcusu geçinenler? Tıs yok... Sadece Öcal Uluç Ağabey, yazısının "Padişah" bölümünde ders niteliğinde yazmış. Şimdi de sıra bende, ey TSYD, ey TGC, ey spor medyası ve topluca köşe yazarları, yorumcular... Aziz Bey; Siz kimsiniz ki, spor medyasının yorumcu kısmını dizayn edeceksiniz? Oyun kurallarını siz mi koydunuz ki, dediğiniz dedik olacak? Size bir sınav yaparım kurallarla ilgili, sıfır çekersiniz... Ayıp ayıp! Size bu cüreti tanıyanların sokağa çıkacak yüzleri olmamalıdır. Böyle bir çirkin söylemin, peşinde önemli bir kara bulunan bir kişi tarafından alenen ortaya konmasındaki güç, Öcal Ağabey'in yazısının sonundaki bölümde saklıdır. Ya Lig TV? Hadi Sinan'ı bırakalım, o zaten "kanka"dır bazı konularda, ama ya sen Melih? Devamı haftaya... Ali Şen öğretememiş! Ali Şen, futbolu dünyasını en iyi tanıyan yöneticidir. Hiç tartışmasız... Ama oğullarına bu futbol işini öğretememiş. Ya da onlar ıskalamışlar... Baksanıza antu.com, 7,7'lik hakem notunu mükemmel sanıyor... Hani şu A.Gücü-F.Bahçe maçı sonrası Cüneyt Çakır'a verdiğiniz not be... Nereye Fatih Hocam? Galatasaray yanmış, her tarafını alevler sarmış... Kadro yenilenecek... Yönetimin içinde şimdiden çatlak sesler var. Ve Fatih Hocam, böyle bir süreçte uçağa, pardon Star'ın mikrofonlarına binip Londra'ya yoruma gidiyor... Ne farkı kaldı Hikmet Karaman'dan... Özür dilerim Hikmet Hoca! Trabzonspor neden kaybetti? Yok, efendim, Emre mesajı atmışmış... Hakemler penaltı işaretlerinin yönünü değiştirmişler. Emenike tüydürülmüş... İyi güzel de sizde ayna yok mu? Şenol Hocamın oyun içi yanlışlarındaki inadının yanına, şimdi de yönetimin beceriksizlik fotoğrafı... Selçuk'la Egemen kaçırılır mı? Oysa devre arasında o Polonyalı ikizler ile yüzünü bile unuttuğumuz Mehmet'le uğraşılacağına, "Atın imzayı... Yurt dışı olursa tek kuruş bonservis istemeyiz" diye sözleşmeleri bu çocukların önüne sürebilseydiniz... Beşiktaş aklını başına alıyor gibi! Bakıyorum da, Egemen, üç gurbetçi milli genç, Mustafa Pektemek'le girdi Beşiktaş transfere... Ersan için de, ben bu satırları yazarken girişimler sürüyordu. Yani "Yabanca enflasyonu kafası" buzdolabına kalkmış gibi görünüyor... Hatta imha edilse daha iyi galiba... Tayfur Havutçu farkı olmasın! Selçuk ve Egemen transferi büyük iş! Galatasaray, bana göre, bu sezonun bir numarası yerli oyuncusu Selçuk'u, Beşiktaş da savunmanın en iyi dört beş oyuncusundan biri olan Egemen'i Trabzonspor'dan tek kuruş bedel ödemeden kopardılar. İşte gerçek transfer budur... Yoksa dün milyon eurolar karşılığı aldığın oyuncuyu üste para verip göndermek değildir... Kim mi? Galiba adı Gökhan Ünal'dı... Bursa mı, Ertuğrul Hoca mı taşıyamadı? Kaleci Ivankov'dan başlayan ve ta önlere kadar çözülen bir Bursaspor kadrosu var. Neden ki? Şampiyonluktan sonra üçüncü olundu diye mi? Bir bakın aynaya bakalım, o şampiyon kadroyu biten sezonda ne hale sokmuşsunuz... Yazık! Ey Emenike; sen Osman Denizci'yi tanır mısın? Fenerbahçe, gene Trabzonspor'la çekişiyor şampiyonluk için... Trabzonspor Başkanı Mehmet Ali Yılmaz da, Fenerbahçe Başkanı Ali Şen'i Kadıköy Altıyol'daki yazıhanesine almış, "Osman'ı vereceksin" demez mi, bu süreçte? O günlerde Yılmaz isteyecek de vermeyeceksin... Şen, hemen 'evet' diyor... Ama maçlar daha bitmemiş ki... Neyse... Fenerbahçe Bursaspor'la Bursa'da sahaya çıkıyor. Trabzonspor'a gitmiş olan Osman kadroda... Öyle bir gol atıyor ki... Kim olsa kaleci ile stoperin altına ayağını sokup ömür boyu sakat kalabileceği o pozisyonda gol için riske girmez. Osman attı, Fenerbahçe şampiyon oldu ve Trabzon'a uçtu... Ya Mr. Emenike böyle olmuştu. Allah'tan ben 12 Mayıs günü bu sütunda, yani A.Gücü-Karabük maçından hemen sonra bu oyuncunun Fenerbahçe'ye karşı oynamayacağını çoktan yazmıştım...