Sen tut, birilerinin dolmuşuna binip G.Saray'ın Manchester United'ı hakem şikesiyle elediğini iddia et! Peki Manchester'deki 3 golü de sen mi attın Ahmet Efendi? Güldürü ustası olarak bu defa kayaya çarptın. G.Saray, 1 milyonluk dava açmış, bu hipokrat yeminli yorumcuya. Ne diyeyim Allah sonunu hayırlı etsin! Alex'ten müthiş çalım! Efendim, F.Bahçe kaptanı Alex, hatırlarsanız geçen sezon bitmeden, yani Bucaspor maçından üç gün önce Sayın Başbakanın huzuruna çıkmış ve de Türk vatandaşı olmak için başvuruda bulunacağını açıklamıştı. Şimdi ne mi oldu? Alex muhteremleri, Brezilya yasalarının Türk vatandaşı olması için uygun olmadığını buyurmuşlar. Yani vazgeçmiş... Peki bu Nobre, bu Wederson, bu Aurelio aydan mı geldiler? Yersen, yemezsen gargara yap!.. Fikstür skandalı! Bizim TV Net'teki Eyüp Karakuş partnerim, 2011-12 sezonu fikstürünü incelemiş. Hani şu Avrupa Kupası maçlarının, play-off komedisinin yer aldığı maçların programını... Vay ki vay! Bakalım Trabzon-Beşiktaş ve Trabzon-G.Saray maçlarını ne zaman oynatabilecekler? İster misiniz, Trabzon veya Beşiktaş'tan biri gruptan da çıksın! Hah işte, bu ligi de, play-off'u da zor oynatırsınız. Bitti mi? Hayır! Türkiye Kupası'nı oynatmanız da pek mümkün görünmüyor! Tüyo benden, çalışması sizden beyler!.. Mustafa Denizli ve Arsen Wenger! Yuh artık! Habertürk'te Serdar Ali Çeliker diyor ki, "Şayet Arsenal'ın teknik direktörü Mustafa Denizli olsaydı, şu anda İngiliz takımının şampiyonluk sayısı daha da fazla olurdu." Cidden yazıyor, makaradan değil ha... Serdar Efendi; bana Denizli'nin yetiştirdiği 20-30 milyon euroluk bir tane genç uluslararası yıldız söylesene! Haaa Arsenal'in Manchester'den yediği 8'e gelince... Senin Denizli onu yıllar önce İngiltere'den yemedi mi? Yahu size bu kalemleri nasıl veriyorlar? Ayıp ama... Hani bırak Arsen Wenger'i, futbola ayıp olmuyor mu? Bunu batının bir gazetesinde yazsan vallahi adamı sokakta yürütmezler! Pardon unutuyordum; Denizli hocan yurt dışı mesaisinde Alman İkinci Ligi'nden takım da düşürmüştü... Hani bilgin olsun diye... Sayın avukatlar, şu futbolun hukukunu da öğrenin! Bizim Faik Çetiner, büyük yorumcu (!) ama Aziz Bey'in manşetini attırdığı için Hürriyet'ten dışlanan Sinan Engin'le tutmuşlar, Engin diye bir genç avukatı konuk etmişler. Hukuk Fakültesine saygımız sonsuz ama ne olur şu futbolun kendi özel hukuku için de bir çaba gösterin... UEFA ve FIFA nedir, öğrenin... Erdal Abi ve Topaç'ın ardından! Erdal Akkan'ın vefatını büyük bir üzüntüyle karşıladım. O, bir yüksekçi için kısa sayılan boyuna rağmen geçilmez olmuştu. F.Bahçe'nin tahta stadındaki hiçbir yarışını kaçırmamıştım. Çok defa da bizim evde yemek masamızı paylaşırdık. Neydi o takım: Erdal Akkan (yüksek), Doğan Acarbay (engelli), Muzaffer Selvi (100-200 metre), Osman Coşgül (on bin metre), Halil Zıraman (cirit), Ekrem Koçak (800-1500), Turhan Göker (1500), Ruhi Sarıalp (uzun) ... Bu atletizm takımı, yanlış anlamayın futbol maçına değil, şimdi Saraçoğlu'nun yerindeki tahta tribünlü stada 15-20 bin kişi toplardı. Ve Nedim Günar, bebe halinden başlayıp 20 sene ve 416 maçlık müthiş bir F.Bahçe rekortmenidir. "Hacıyatmaz" lakabıyla anılırdı diyorlar ama esası "Topaç"tır. Bir müsabaka sırasında kan akmayan yeri kalmamış olmasına rağmen, düştüğü yerden daha canlı oyuna dönen adamdı Nedim Günar. Onu da kaybettik. Şükrü - Nedim, Basri - Avni, Naci, Akgün - Mustafa, Can, Şeref, Lefter, Niyazi. İşte bu da efsane bir takım idi... Selçuk Yula, Sion'a bir uğrasa! Selçuk Yula, yeni orta oyunu sahnesi Beyaz TV'de, "Ne haber, UEFA'nın gücü Sion'a yetmedi" diye haykırıyor. Sunucu da dolmuşta... Diğer konukların zaten haberi olamaz. Kısa süre sonra Ahmet Çakar, Sion'un kupadan atıldığını ama ortalık karışmasın diye müdahale etmediğini dile getiriyor. Vah vah vah!.. Kayahan'la bir gece! Bayramda Habertürk TV'de bir Kayahan programı izledim, hâlâ tadı damağımda... Pardon kulaklarımda, gözlerimde... Kutlarım. Programın sunucusu bayanın şarkılara katılımı da müthiş idi... Ne olur be özel televizyonlar; bizlere böyle programlar sunun... Bırakın sululuğu, cıvıklığı, vıcıklığı...