Doğrusu; bir Fenerbahçeli olarak, böylesine bir heyecan fırtınasında "kaleme sarılmak" güç oluyor. Ne var ki, sarı lacivertli renkleri sevmek hatta koyu taraftar olmak, "günün olayı"nı değerlendirmekten alıkoyamıyor insanı... Her şeyden önce, nefeslerin kesildiği "Şampiyonların gecesi"nde kazananın alkışlanması gerekiyor. Kısacası, şampiyonluğu kim kazanırsa, "helâl olsun" diyelim. İBRE KİMDEN YANA Gönlümüzün Fenerbahçe'nin yıllarca özlenen şampiyonluğundan yana olduğunu samimi bir şekilde ve peşinen belirtirken, çoğu futbol otoriteleri de ibrenin, sarı lacivertli ekipten yana olduğunu vurguluyor. Gerçekten de, Fenerbahçe'nin puan durumu ve şansı, şampiyonluğa en büyük aday olduğunu gösteriyor. Aslında, Fenerbahçe'yi "şampiyon" bile ilan etmek icap ediyor. Ancak, "top yuvarlaktır" sözünün hiçbir zaman yabana atılmaması gereği de sık sık ortaya çıkıyor. BERABERLİK YETİYOR Gerçi, Fenerbahçe'ye beraberlik bile yetiyor. Üstelik, averaj eşitliğinde bile Fenerbahçe ezeli rakibini yendiği için şampiyonluğu yine sarı lacivertliler kazanıyor. Sadece, 2-0 Fenerbahe mağlubiyeti buna mukabil 2-0 Galatasaray galibiyeti, beklenen sonucu allak-bullak ediyor. Nereden bakılırsa bakılsın; Fenerbahçe'nin konumu ve şansı şampiyonluk için daha elverişli görünüyor. Yine de "top yuvarlaktır" sözü hatırlanıyor. GÖNÜLLERDE YATAN Çoğu taraftar; averajla veya bir puan farkla Fenerbahçe'nin şampiyon olmasını istemiyor. Kim ne derse desin; sarı lacivertliler, galibiyetten sonra, şampiyonluk turunu atmalı. Zaten, bir sıfırlık mağlubiyet halinde, şampiyonluk gölgeleniyor. Gönüllerde yatan, net bir galibiyetten sonra, zafere erişmek. Fakat "zafer sarhoşu" olmadan, heyecanı, coşkuyu şiddete dönüştürmeden... Kaldı ki, şampiyonluğu kaybetmek de, "dünyanın sonu değil"dir sanırız. Nihayet, sportif bir süreç içinde, yenmek ve yenilmek at başı giden değerler sayılıyor. Bu durum, Galatasaray için de, geçerli kabul edilmeli. ALKIŞLAYALIM Hatta, yıllardan beri, çok güzel neticeler elde ederek başta taraftarları olmak üzere bütün Türkiye'yi ayağa kaldıran sarı kırmızılı takımın bu sezon şampiyonluğu kaybetmesi halinde, üzülmenin, kaygılanmanın yerini, yeni başarıların özlemi almalı. Dileriz ki, bütün Türkiye'yi bir-iki gün olsa da, ağır krizin havasından uzaklaştıran maç heyecanı, coşkuyla devam etsin. "Şampiyonlar gecesi"nde kazananı alkışlayalım!..