Doğrusu; dünya ve özellikle ABD kamuoyunun, Ermeniler'in böylesi iğrenç yalan ve iftiralarına kanıp, Türkiye'ye karşı başlattıkları karalama kampanyasını tırmandıracaklarına inanmak güç oluyor. Fakat maalesef, düşülen tarihi hataya, gün geçtikçe şiddetlendirilerek devam ediliyor. 24 Nisan'ı resmen "soykırım günü" ilan etmeye uğraşan Ermeniler hezeyan kusuyor. ABD BAŞI ÇEKİYOR Şimdiye kadar, Ermeni yalanlarının anavatanı Fransa biliniyordu. Ne var ki, artık ABD'nin başı çektiği anlaşılıyor. Nitekim, ABD'deki Ermeni lobisi ekonomik krizdeki Türkiye'nin zayıflığından da yararlanarak, faaliyetlerini arttırıyor. Türkiye'nin çeşitli dış temsilciliklerinin önünde protesto gösterileri bekleniyor. ABD'deki Ermeni lobisinin en güçlü isimlerinden yazar Harut Sasunyan, "Türkiye'nin zayıflığını sömürmek için eşsiz bir fırsat var" ifadesini utanmadan kullanarak, seviyesizliğini ortaya koyuyor. BAŞKAN BUSH NEREYE Bu arada, baskı altında kalan Başkan Bush'un, sözde soykırım ile ilgili tutumu da endişe ile takip ediliyor. ABD'de yaşayan bir milyon Ermeni kökenli ve onlara desteğe çağırılan üç milyona yakın Ermeni-Avrupalı, Beyaz Saray'a adetâ mesaj taarruzunda bulunuyor. İftira yağmuruna tutulan ABD üst düzey yetkililerinin Ermenilerin oyununa geldiği sanılıyor. Buna karşılık, ABD-Türk Toplumu üyelerinin giriştikleri karşı-mesaj kampanyasının yetersiz kaldığı belirtiliyor. Bize gelince; ne yazık ki, Ermeni yalan ve iftiraları kampanyasına karşı, savunma pozisyonundaki Türkiye'nin cılız kaldığı görülüyor. Ağır ekonomik krizden çıkış yollarını arayan Türkiye'nin, bu sefer Ermeniler'in iğrenç kampanyası karşısında zayıf kalmasının, kötü sonuçlar vermesinden korkuluyor. "RAZI DEĞİLLER" Yeri gelmişken, ülkemizde yaşayan Ermeni vatandaşlarının çoğunluğunun, bu iftiralara, bu fitneye razı olmadıkları; hatta, bu tür girişimlerden "utanç" duyduklarını açık yüreklilikle belirtmemiz gerekiyor. Bu bağlamda, dünya ve ABD kamuoyunun, Türkiye'deki Ermeni vatandaşlarımızı yakından gözledikten, dinledikten sonra kanaat edinmesini dilerdik. En önemlisi, medyamızın suskunluğu insanı çileden çıkarıyor. "SESSİZ MEDYA" Gerçekten de, basın yayın organlarımızın çoğu, gelişmeleri ya görmezlikten geliyor veya geçiştirmeye gayret ediyor. Oysa, ellerin taş altına konma zamanı yaşanıyor. Unutulmamalıdır ki; sözde Ermeni soykırımının sürecinde, bağımsızlığımıza halel getirebilecek gelişmelerden söz ediliyor. Bir uzmanımız endişelerini şöyle özetliyor: "Sözde Ermeni soykırımı dünyadan sonra Türkiye'ye kabul ettirilip, özür dilettirilecek. Milyarlarca dolar tazminat ödeme mahkumiyetinin yanısıra, toprak istemi gündeme getirilecek"