Fırat'tan yükselen çığlıklar!
24 Mart 2001 01:00
Elazığ
Ermeni masalının anavatanı Fransa'nın "iğrenç" yüzü dün bir kez daha ortaya çıkarken, Fırat'tan yükselen sesler, vatanın bölünmez bütünlüğünü sergiledi.
Gerçekten de, Fırat Üniversitesi'nin düzenlediği "Sömürgecilik Hareketlerinde Fransa ve Yaptıkları Katliamlar Sempozyumu"nda Ermenilerin, soykırıma uğramadığı ancak sömürgeci Fransa tarafından tahrik edildiği bilimsel bir şekilde kanıtlandı.
Bingöl'ün hatırlattıkları
Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fevzi Bingöl açılış konuşmasında, Fransa'nın sömürgecilik ruhunu dile getirirken;
"Dünya insanlık tarihine bir katkıda bulunmak gayesiyle bu tür yayılmacılık hareketlerinin önde gelen devletlerinden biri olan Fransa'nın yayılma sahalarında, savaş hali durumunun dışında, masum insanların katli, coğrafyanın ve yerleşim birimlerinin tahribi, sosyal düzenin bir daha kolay yapılanmayacak derecede bozulmasına yönelik faaliyetleri ile ilgili düzenlediğimiz sempozyum ilk olmayacaktır" derken, artık üniversitelerimizin duyarlılığını da vurguladı.
Üç dilde yayınlanacak
Fırat Üniversitesi'nde düzenlenen sempozyumda ele alınan konuların ve karar metninin üç dile çevrilerek yayınlanacağını öğrenmek yüreklere su serpiyor.
Şimdi, dileyelim ki, yayınlanacak kitapların dünyanın dört bir yöresine gönderme işlevini bir kuruluşumuz üstlensin.
Elazığ çapında büyük yatırımlara imza atan Mis Holding'in katkıda bulunduğu sempozyumun en ilgi çekici yanı, Fransız mezaliminin, belki de ilk defa gözler önüne serilmesi ve dünyaya yönelik bir propaganda faaliyetinin başlatılması gösterilebilir.
Elazığ Valisi Osman Aydın'ın da sempozyuma yakın ilgi gösterip, konuşma yapması ve uyarılarda bulunması, diğer valiler için bir örnek teşkil etmeli.
Fırat Üniversitesi'nin bu asil ve milli girişiminin diğer öğretim kurumlarına da aksetmesini bekliyoruz.
En azından; İstanbul Üniversitesi'nin, uluslararası çapta bir sempozyum hazırlaması yerinde olmaz mı?
Daha önce de belirtmiştik;
Lütfen; Ermenilerin dünya çapındaki bu yalan-dolan eylemlerine misillemeye girişelim...
Her ne kadar Dışişleri Bakanlığı'nın katı kuralları engel oluyorsa da, eninde sonunda TBMM'de başta Fransa olmak üzere, Ermenilere arka çıkan bütün ülkelere, elden gelen her türlü misilleme mutlaka yapılmalı.
Bakın, biz krizle uğraşırken, ABD yine, Ermenilerin oyununa alet oldu.
Bakalım neler olacak?
24 Nisan'a kadar, bakalım daha neler olacak?
Bu arada, biz özeleştiride bulunarak, Türk medyasını da göreve davet etme mecburiyetini duyduk.
Elazığ'da başlatılan girişimin halka halka önce yurt içine sonra da dışına yayılması uğruna, herkes elinden geleni esirgememeli.
Prof. Dr. Ercüment Kuran, Prof. Dr. İsmail Erçelik, Doç. Dr. Nursen Mazıcı, Prof. Dr. Yaşar Akbıyık, Doç. Dr. Bilge Yavuz gibi değerli ilim adamlarının sunduğu bütün tebliğleri, satır satır kamuoyuna maletmenin ne kadar büyük görev olacağı takdir edilmeli.
Bütün kadro
Öte yandan, Fırat Üniversitesi elemanlarının tümünü, özellikle sempozyum sekreteri Doç. Dr. Orhan Kılıç'ı candan kutluyoruz.
Aslında üniversitenin bütün kadrosunun, sempozyum için nasıl gayret gösterdikleri görülecek cinsten.
İlk konuşmacı politika sosyoloğu Gürbüz Evsen'in dediği gibi;
"Fransa'yı anlamak için, sömürgeciliği incelemek gerekiyor."
Sonuç olarak, Fırat Üniversitesi'ndeki sempozyumda, Fransa'nın "insan hakları" maskesi yeniden yüzünden düşerken artık bu tür ilmi faaliyetlerin uluslararası platforma taşınmasının vazgeçilmez gereği ortaya çıkıyor.