Başbakan Yardımcısı ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz basın toplantısında aslında uyarılarda bulunuyor. Yılmaz'ın birbirinden önemli açıklamalarda bulunduğu basın toplantısı, bir bakıma, Ersümer'in, kendisinin ve ANAP'ın savunmasını da kapsıyor. Ne var ki; Yılmaz uyarılarda bulunup savunma yaparken, çeşitli ithamları da yöneltiyor. STATÜKOCULAR Başbakan Yardımcısı Yılmaz, her şeyden önce, Türkiye'de statükocularla bir mücadelenin, bir savaşın varlığını yeniden seslendiriyor: "Statükoyu değiştirmek isteyenler ülkenin menfaatini düşünen insanlardır. Statükocular kendilerini aşan her harekete her çabaya karşı çıktılar. Statüko bazen hakim ve savcı kılığındadır, bazen gazeteci kılığındadır, bazen başka bir kılıktadır. Statükocuların bir tane ortak amacı vardır; o da Türkiye'nin gelişmesini istememektir. Statükoya karşı çıkanların da bir tane amacı vardır; o da Türkiye'yi ileriye götürmektir. ANAP statükoyu değiştirmek isteyenlerin partisi olmuştur. İşte bu yüzden ANAP statükonun bir numaralı hedefi olmuştur. Ersümer'in istifası ile yaşanan olaylar aynı oyunun bir versiyonudur." ANAP'ın yıpranması Türk siyasetinin yıpranması demek olduğunu belirten Mesut Yılmaz, "Türk siyaseti hareket kabiliyetini ANAP'a borçludur. Statükocuların asıl amacı siyaset kurumunu çalışamaz, işlevsiz hale getirmektir. Karalama ve yıpratma politikası ANAP'la kalmayacak, bu anafor daha da büyüyecektir. Ersümer hukuki ahlaki ve siyasi hiçbir sorumluluğu yokken istifa etti" diyor. MUHBİRLER Yılmaz, eski Enerji Bakanı Cumhur Ersümer'in suçsuz olduğunu dile getirirken, yargının siyasileşmesinin tehlikesini de vurguluyor. "Muhbirlerin, bilirkişi olarak görevlendirildiğini" ileri süren Yılmaz; "Sırf işin ucunu Ersümer'e dayandırmak için gerek operasyon sırasında gerek soruşturmada hukuk kuralları zorlanmıştır" şeklinde konuşuyor. Yılmaz, "Türkiye'de asıl büyük bir tehlike yargının siyasallaşmasıdır" uyarısında bulunuyor. RÜŞVET OLAYI Yılmaz, "Bizim Enerji Bakanlığı'nda yapılan operasyona herhangi bir itirazımız söz konusu olamaz. Bir rüşvet olayından dolayı sayın bakan da dahil 3 ay süreyle çok sayıda kişinin telefonları izlenmiştir. Aslında bilirkişi niteliği olmayan, daha önce muhbir kişiliği olan kişiler, bilirkişi olarak görevlendirilmiştir. Başbakan, Adalet ve İçişleri Bakanlığı'nın soruşturma ile ilgili tahkikat yapılmasını istedi, ben karşı çıktım. Rüşvet olayıyla ilgli sayın Bakanı irtibatlandıracak hiçbir somut delil yoktur. Sırf işin ucunu Ersümer'e dayandırmak için gerek operasyon sırasında gerek soruşturmada hukuk kuralları zorlanmıştır. Büyük bir tehlike yargının siyasallaşmasıdır." diyerek, dikkatleri çekiyor. BEDEL ÖDEMEK Türkiye'de samimeyetle çalışanların hep bir bedel ödediğini de belirten Mesut Yılmaz "Hesap vermek için tek yetkili merci Millettir" ifadelerini de kullanmaktan kendini alamıyor. Yılmaz'ın gerek eleştiri, uyarı ve itham dolu sözleri gerek sorulara verdiği cevaplardan, ANAP'ın "Beyaz Enerji" operasyonundan daha fazla yara almak istemediği aksine bazı gerçekleri fırsattan yararlanarak kamuoyuna intikal ettirmek arzusu anlaşılıyor. Yılmaz'ın gerçekten de, "zehir zemberek" bu basın toplantısından sonra, şimdi sıra "yargı süreci"ne kalıyor.