Mogadişu'daki elçiliğimizin ek hizmet binasına düzenlenen saldırı, Türkiye'nin Afrika açılımının can damarına atılan bir neşterdir. Elbette, Ankara bir müddet acısını duyacak ancak yaranın kapanması Allah'ın izniyle çok uzun sürmeyecek.
Bu saldırı, aslında sürpriz olmadı. Kızılay konvoyuna yönelik saldırıdan sonra Türkiye'nin önünü kesecek yeni bir hamlenin yapılacağına dair ipuçları vardı zaten.
Saldırıyı, Eş-şebab üstlendi. Ancak örgütün, Türkiye'yi bölgeden tamamen silmeye çalışan aktörlerin tesiriyle hareket ettiği çok açık... Bu tezgâhın arkasında en başta, Avrupalı müttefiklerimiz(!) vardır. AB'nin Somali raporu, yeni aktörlerin bölgede bağımsız hareket etmesinden Avrupa'nın duyduğu hazımsızlığın resmiyete dökülmüş hâlidir. Bu saldırı, ABD-İsrail-AB ortak operasyonudur. Amacı, Türkleri Anadolu'ya hapsetmek ve küresel oyuncu olmasına mani olmaktır. Türkiye'nin ani çalımıyla manevra sahası daralan bazı bölge ülkeleri ile Somali'nin çatışma sahası olarak kalmasını isteyen silahlı grupların örtülü ya da açık desteği de göz ardı edilemez.
Nice şer görünen şerlerin neticesinde hayır vardır. Bu saldırı, bugün görülmese dahi Türkiye'nin bölgeye daha güçlü nüfuzunun temellerini attı. Ankara'ya, bölgeye hakim denge ve unsurlarını yakından tanıma fırsatı sundu. Bölgesel unsurların şifresini kıran bir Türkiye, Somali üzerinden etki alanını genişletecek farklı diyalog kanalları açabilecektir. Üstelik bu hadise, Türkiye'nin insani, ekonomik, kurumsal ve güvenlik boyutuyla bir ülkeyi tek başına yapılandırabilecek bir güce dönüştüğünün de ispatı oldu.
"Somali'de ne işimiz var?" diyenler, küresel oyunun kurallarını anlamayanlardır. Küresel ölçekte oyun yapıcı olmak, oyunu çevirebilmeyi ve bunu da herkese hissettirmeyi gerektirir... Rollerini çalmamızdan rahatsız olan aktörler, bölgeyi Osmanlı'nın vârisi olan Türkiye'den koparmak adına başka çirkin tezgâhlara da başvuracaklardır.
Fert fert bütün insanların ve tüm toplumların huzur bulacağı tek bir doğru vardır. O da Sevgili ve Şerefli Peygamber Efendimizin göstermiş olduğu hakiki Ehl-i Sünnet yoludur. Ve Osmanlı'yı 600 yıl ayakta tutan da bu yola olan bağlılıkları ve hizmetleridir... Osmanlının yeniden tesisi ancak Türklerle Arapların birleşerek bu yola sarılmaları ile mümkündür. Bunun da lideri Türkiye olacaktır ve o günler çok yakındır inşallah...