Bir yenilgi bin kayıp

Yıllar yıllar öncesi…. Sene 1997. Takvim yaprakları ağustos ayının 23’ünü gösteriyor. 1997-98 sezonunun henüz üçüncü haftası… Kadıköy’deki buluşmada Hami Mandıralı’nın golüyle öne geçen Trabzonspor, 3 puanı 3 golle alıyor o tarihten bu yana Kadıköy’de lig maçı kazanamayan Karadeniz fırtınası, 2019-20’de Türkiye Kupası yarı finalinde aynı skorla teselli buluyordu. Ve dün gece tarih tekerrür etti, tam 26 yıl, 2 ay, 12 gün sonra Trabzonspor, Kadıköy’deki bir lig maçında Fenerbahçe’yi mağlup etti. Sezona hayal kırıklıklarıyla başlayan, hocasını kovup yeniden Abdullah Avcı’ya sarılan Trabzon, tarih yazan Fenerbahçe’nin unvanını sildi.

Avcı fena avladı

Bu sezon ligde, Avrupa’da oynadığı 19 maçın tamamını kazanan, rakiplerine nefes aldırmayan, en çok atan, en az yiyen, tüm kulvarlarda Avrupa dahil tek namağlup olan Fenerbahçe, Avcı’yla yeni umutlara yelken açan Trabzonspor’a teslim oldu. 19 maçta 10 gol yiyen takım as stoperleri olmayınca, stoperde bir sol bek devşirmesiyle oynayınca, orta sahadaki en önemli kozu Fred’den mahrum kalınca tüm ezberi bozuldu. Hücum hayalleri kalabalık ve sert Trabzon savunmasında eriyen Fenerbahçe, kontralara da çare bulamayınca gardı düştü.

Top artık Kartal’da

Hayal kırıklığıyla geçen ilk yarının ardından hayalleri asıl yıkan Berat ile Pepe oldu. Soyunma odasına 1-0 mağlup giden Fenerbahçe, ikinci yarıya 3-0 geride başladı. Ne hücum edebiliyordu sarı lacivertliler ne de savunma yapabiliyordu. Orta sahayı kaybetmek ancak bu kadar pahalıya patlardı. Şimdi bozulan seriye mi yanarsın, yıkılan geleneğe mi, kaybedilen liderliğe mi? Asıl önemli olan Fenerbahçe’nin bu saatten sonra nasıl reaksiyon vereceği ve İsmail Kartal’ın eksiklere nasıl çare üreteceği. Böyle devam ederse Ali Koç tarihinin en büyük yıkımının yaşanacağı kesin.