Hafızası yerine geliyor sanki

“Bu saatten sonra rakip kim olursa olsun Fenerbahçe’nin yeri Şampiyonlar Ligi.”

 

 

 

Jose Mourinho, sözünü tuttu, geleneği sürdürdü. Feeyenord’a hem Roma hem de ManU’da ilk maçlarda yenilen Portekizli, rövanşları kazanarak Hollanda ekibini saf dışı bırakma adetini Fenerbahçe’de de bozmadı. Evindeki galibiyeti fazla ciddiye aldığından mı, elindeki en iyi malzeme bu olduğundan mı bilinmez Van Persie kadroda değişikliğe gitmezken, Mourinho, rövanşta İrfan Can ile Oğuz’u kızağa çekerek Semedo ve Duran’a şans tanıdı. Fenerbahçe, dünyada belki de sadece kendisinin yiyebileceği bir golü kalesinde görene kadar çok da ateşli bir ortam yoktu sahada…

 

 

Yeniler kilidi kırdı

 

 

Artık, “Her şerde bir hayır var” mı dersiniz, “Bir musibet, bin nasihatten evladır” diye mi yorumlarsınız bu size kalmış, ama ağlarından çıkardığı top aklını başına getirdi Fenerbahçe’nin. Maçın ilk düdüğüyle birlikte, sahadaki oyunculardan daha fazla inanan ve çabalayan taraftarların ateşi sonunda sahada da yansıdı ve Brown ile Duran’ın golleriyle bir anda ibre Fenerbahçe’ye döndü. Takımın ağır çekimde oynaması, ağır aksak organizasyonları, top alamayan, oyun kuramayan orta saha, rakibi zorlayamayan golcüler falan her şey bir anda unutuldu gitti.

 

 

Eskiler tura uçurdu

 

 

Fred’in jeneriklik golüyle tur biletini Feyenoord’un elinden söküp alan Fenerbahçe, En-Nesyri ve Talisca ile zaferini perçinleyerek Jose Mourinho’nun Avrupa Ligi’ni gösteren rotasını, Şampiyonlar Ligi’nde tuttu. Evet, her şey iyi güzel hoş da bu oyun play-off için yeterli olur mu? Benfica, Feyenoord’la kıyaslanamayacak kadar güçlü, organize ve tecrübeli. Yine de formda bir Talisca, biraz daha birbirine alışmış ve güçlenmiş oyuncular, hatalarından ders çıkaran bir Mourinho ve futbolcularıyla, Şampiyonlar Ligi melodisi artık o kadar da uzak görünmüyor.

 

Maçın adamı: Yousef En-Nesyri

 

 

 

Mehmet Emin Uluç’un önceki yazıları...