Eğitimde Yusuf Tekin dönemi…

Sesli Dinle
A -
A +
Millî Eğitim Bakanlığı, toplumun bütün katmanlarını ilgilendiren önemli bir bakanlık.
 
Bakanlığın son müsteşarı Prof. Dr. Yusuf Tekin, bu kez bakan olarak kabineye girdi. Daha ilk haftada göreve hızlı başladı ve birçok genel müdürü görevden aldı, yeni atamalar yaptı. Gördüğümüz kadarıyla ekibini yakın mesai arkadaşlarından oluşturacak.
 
MEB Bakanı Yusuf Tekin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güvendiği ve yakından tanıdığı bir isim ve en son Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörü olarak görev yapıyordu. Şimdi MEB’de yeniden Yusuf Tekin dönemi başlıyor.
 
Benim de yakından tanıdığım Bakan Tekin’in bu bakanlığı Türkiye Yüzyılı hedeflerine taşıyacağından kuşkum yok lakin bir iki hususta görüş ve düşüncelerimi belirtmek isterim.
 
Talim ve Terbiye Başkanlığı, müfredat konusunda kendini tepeden tırnağa değiştirip dönüştürmelidir. Özellikle bazı ders kitaplarının içeriği yeni Türkiye vizyonundan bir hayli uzak. Tarih, Türk Dili ve Edebiyatı, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ve Coğrafya müfredatı bu doğrultuda yeniden ele alınmalıdır.
 
Orta Öğretim Kurumlarında okutulan Türk Dili ve Edebiyatı ders kitaplarındaki içerikler öylesine kötü ki öğrencilerin bu metinlerden feyiz almaları mümkün değil! Yeni kuşaklar artık edebiyat dersinden nefret ediyorlar! Nerede anlaşılmaz, ilgisiz, zevksiz metin var, ders kitaplarında!
 
Bizim millî değerlerimiz ders kitaplarında kendilerine yer bulamıyor.
Şiirde ne Dilaver Cebeci var ne de Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu. Romanda ne Sevinç Çokum var ne de Emine Işınsu. Köşe yazısında ne Ömer Lütfi Mete var ne de Seyyid Ahmet Arvasi!
 
Gençlerimiz bu isimleri neredeyse hiç tanımıyor! Neden? Çünkü bu ders kitapları komisyonlarında yani işin mutfağında nerede kendini solcu, sosyal demokrat addeden, torpilli her kim varsa toplaşmış, körler sağırlar birbirini ağırlar kabilinden geleceğimizi şekillendiriyor! 
Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkelerin edebiyatlarıyla ilgili tek satır yok! Oysa olmalı, gençlerimiz bu ülkeleri önce edebiyat ve tarihleri üzerinden tanımalı. Maalesef hâlâ ders kitapları bir zihniyetin ürünü olarak hazırlanmaya devam ediyor.
 
Tarih kitapları bugünün şartlarına göre hazırlanmalı. Türk tarihi sadece Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı ve Selçuklu tarihlerinden ibaret değil ki! Timur İmparatorluğu, Büyük Türk Kağanlığı, Altın Orda Devleti, Türkistan tarihi de yok mu? Lise mezunu olan bir Türk genci Türkistan’daki “Basmacılar Hareketi"ni niye bilmesin? Alaş Orda’yı niye öğrenmesin?
 
Türk milletinin itikat imamı olan İmam Maturidi Hazretleri bu toplum tarafından bilinmiyor! Çıkın sokağa sorun bakalım, kaç kişi biliyor? Emin olunuz şok üzerine şok geçireceksiniz!..
 
Ama bu ders kitaplarında dönüp dönüp Sabahattin Ali, Nazım Hikmet gibi isimleri okursunuz! Öyle ya sağdan edebiyatçı çıkmaz da ondan! Öyle mi? Hayır Efendim, sağdan çok büyük edebiyatçılar çıkar ama sahipsiz oldukları için, sağcılar bile sahip çıkmadığı için yok sayılırlar! Neden? Meydan Sabahattin Ali gibi isimlere kalsın diye…
 
Hâsılı, benim Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve ekibinden beklentim özellikle ve öncelikle ders kitapları ve müfredat değişiklikleri üzerinden çalışmalar yürütmeleridir. Bu ülkede atanamayan öğretmen bitmez, maaşlara hangi zamları yapsanız yetmez, istekler tükenmez zira!
 
Merhum Cemil Meriç’in “Muhteşem bir maziyi daha muhteşem bir geleceğe bağlayan köprü olmak isterim” sözlerini bir vizyona dönüştürmek için yeni kuşakların sağlam bir programın rahle-i tedrisinden geçmesi hayati önem taşıyor. Bizden hatırlatması.
Yeni dönem hayırlı uğurlu olsun...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.