Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi kadrosunu kurdu. En önemlisi de Genel Sekreter Önder Sav'dan kurtularak kurdu bu kadroyu. Kılıçdaroğlu ve ekibi yenilikçi, Sav ise statükocuydu!.. CHP yönetimi Sav'ı savıp önemli bir statükocuyu saf dışı bıraktı. Bunlar bendenizin düşünceleri değil. CHP yönetiminin ve bu partiyi yakinen tanıyanların iddiası. Velev ki, öyle oldu. CHP statükocu bir yöneticiden kurtuldu. Böyle olması, CHP'yi statükoculuktan kurtardı mı acaba? Ve en önemlisi, CHP yenilikçi oldu mu? Şurası kesin ki, bundan sonra, "Bu genel başkanımızın şahsi görüşüdür" diyen olamayacak. Milletvekili adaylarını Önder Sav değil de, Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve ekibi hazırlayacak tabii de bu kadarcık şey, "devrim" gibi, "inovasyon" gibi, "yeni CHP" gibi sözler sarf etme hakkını veriyor mu acaba Kılıçdaroğlu'na? Onlar diyorlar; dediler. De... ahali diyor mu? Benim cevabını aradığım soru bu. Oy verecek olan kesim ne diyor?.. CHP kendi içinde, daha doğrusu koltuk hiyerarşisinde bir yenilik yaşadı ama bundan Türkiye'ye ne? Türkiye'ye bir şey kazandırmıyor ki bu değişim! Türkiye'nin gündeminde "türban" var, "Kürt meselesi" var, "işsizlik" var. Bir de "dış konjonktür" var. Dünyanın haritası yeniden çiziliyor. Hem de coğrafî bir çizimden çok, iktisadi bir harita çizimi bu. Açlar ve toklar... Çalışanlar ve çalıştıranlar... Geleceğini garantiye alanlar ve geleceğini kaybedenler... şeklinde bir değişim yaşıyor dünya. CHP bütün bu değişimlerin neresinde acaba? "Kurultay olsun, olmasın" ya da "Tüzük değişikliğine gerek var mı, yok mu" derdine düşmüş bir CHP'nin ne Türkiye'den haberi olduğunu söyleyebiliriz, ne de dünyadan!.. İçine kapalı, henüz kendi meselelerini çözememiş bir partiye kim ümit bağlar da, onunla birlikte yedi ay sonra yapılacak olan seçime gider? Söylenenlerden biri de, Sav'ın savılmasından sonra Kemal Kılıçdaroğlu'nun tek lideri olduğu. Bu sözü öne çıkaranlar, lider sözcüğünün ne anlama geldiğini bilmiyorlar galiba! Yönetici ile karıştırıyorlar sanırım. Evet, yönetici mevcut sistemi devam ettiren kişidir. Genellikle statükocu olur yöneticiler. Kontrolü elde tutmanın şartıdır zaten statüko. Fakat, lider öyle mi ya? Lider sistemi yıkan, ezber bozan kişidir. Biri sistemi koruma gayretindeyken, diğeri sistemi tuz buz eder bırakır. Deniz Baykal yöneticiydi ve statükoyu korudu. Önder Sav da öyleydi. Bence Kemal Kılıçdaroğlu da öyle. Eee, tencere kapak meselesi. CHP de statükocu bir parti ne de olsa! Başka ne beklenir ki? Görünen o ki, CHP yine malum "laiklik" salıncağında sallanmaya devam edecek gibi!