Mourinho gitmeli Löw gelmeli

A -
A +

Fenerbahçe’ye büyük umutlarla gelen Jose Mourinho, bugün sarı lacivertli camiada “istenmeyen adam” hâline gelmiştir.

 

Fenerbahçe’nin Portekizli teknik adamla gelecekte de mutlu olması mümkün görünmemektedir…

 

Öyle ki; Fenerbahçe camiasında taraftarının yanı sıra bazı yöneticilerin, hatta birçok futbolcunun beklediği haber, Mourinho ile yolların ayrıldığı haberidir.

 

Hele hele sonrasında o koltuğa ünlü Alman teknik adam Joachim Löw’ün oturtulacak olması sarı lacivertliler için en büyük umut ışığı olacaktır.

 

Hem Fenerbahçeliler için Löw’ün hem de Löw’ün kalbinde Fenerbahçe’nin apayrı bir yeri vardır.

 

Her fırsatta Fenerbahçe sevgisini dile getiren ve emeklilik döneminde de bulduğu her fırsatta Türk dostlarıyla

 

Fenerbahçe’sinin maçlarını yakından takip eden ünlü teknik adam “gel” çağrısına duyarsız kalmayacaktır.

 

Neden bu kadar emin konuşuyorum. Çünkü o yeşil ışığı gördüm.

 

Benden söylemesi.

 

 

DEVİN ÖZEK MESELESİ

 

 

Değişim ve yenilik güzel bir şey.

 

Elbetteki genç Devin Özek de Fenerbahçe’ye katkı sağlayacaktır.

 

Ama kariyeri ve tecrübesi, sarı lacivertli yönetimin onu konumlandırdığı yerle pek örtüşmemektedir.

 

Fenerbahçe’nin, tecrübeli kendini ispatlamış bir futbol aklına ihtiyacı vardır.

 

Bir yardımcıya, bir asistana değil.

 

Elbetteki gelen kişinin Alman ekolünden oluyor olması yerinde bir tercihtir ama…

 

Aması Fenerbahçe yönetiminin yönlendireceği değil, Fenerbahçe yönetimini yönlendirecek tecrübeli bir akla ihtiyaç vardır. Ve o koltuk hâlâ bana göre boştur.

 

YÖNETİMİ BIRAK MUHALEFETE BAK

7 yıllık şampiyonluk hasreti.

 

Ve camianın ortaya koyduğu reaksiyon, bir defa daha Fenerbahçe’de asıl sıkıntının “yönetimde” değil “muhalefette” olduğunu gözler önüne sermiştir.

 

Fenerbahçe’de sınıfta kalanların sadece yönetim kurulu olmadığı artık aşikârdır.

 

Öyle ki bugünkü muhalefet, dün (2018’de) mevcut başarısızlığın yarısının yaşandığı bir ortamda ortaya koyduğu muhalefetin yarısını dahi bugün ortaya koyamamaktadır.

 

Gerçek şu ki; ortada ne güçlü, güven veren bir yönetim ne de güçlü, güven veren bir muhalefet var. 

 

Bu iş yarım ağız muhalefet etmekle olacak iş değildir.

 

Bu tavır değişmedikçe Sayın Ali Koç o koltukta değil bir sene, sittin sene oturur.

 

Sürpriz olan Sayın Ali Koç’un devam etme ısrarı değil, onca başarısızlığa rağmen muhalefetin ortaya şartsız “Ben adayım buradayım hadi hodri meydan” diyecek milleti harekete geçirecek “gerçek” bir adayın çıkmayışıdır.

 

Fenerbahçe’de sorgulanması ve değişmesi gereken, tarihî rakiplerinin aynı sürede başkanlık koltuğuna onca farklı isim oturttuğu bir yerde, sarı lacivertli camianın 30 yılının sadece iki başkana mahkûm kalmasıdır.

 

Yine tarihî rakiplerinin sadece iki sezon şampiyonluk hasreti çekmesinin ardından camianın başlattığı imza kampanyasıyla dönemin Galatasaray Başkanı Dursun Özbek‘i olağanüstü genel kurula götürebildiği bir yerde maalesef ama maalesef Fenerbahçe camiası yedi yıllık şampiyonluk hasretine rağmen aynı güçlü reaksiyonu gösterememiştir.

 

Düşünebiliyor musunuz, son altı yılında üç şampiyonluk yaşamış, iki sezon öncesi şampiyonluk kutlamış ama iki sezon şampiyonluktan uzak kaldı diye yönetimin karşısına deklarasyonlarla, sosyal medyadaki “hashtag”lerle çıkmış, gerekli olan yüzde yirmilik imza sürecini başlatarak ortaya koyduğu reaksiyonla, yönetimi olağanüstü genel kurula götürüp koltuktan indirebilen camiaların olduğu bir yerde, Fenerbahçe muhalefetinin durumu içler acısıdır.

 

 

 

Tahir Kum’un önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.