Yıkılanı yaparız!

İhracattaki artış fon girişi ve KKM’deki çözülme sonrası Merkez Bankasının brüt rezervleri geçen hafta 1,7 milyar dolar artarak 124,5 milyar seviyesine yükseldi. Net rezervler 1,4 milyar dolarlık artışla 22,1 milyar dolarla son 8 ayın zirvesine çıktı… Kur korumalı mevduattan çıkış hız kesmeden devam ediyor. Geçen hafta 72,9 milyar lira azalan hesaplar iki haftada 150 milyar lira küçüldü… Ama yine de kur korumalı mevduatlarda 3,1 trilyon TL (112,4 milyar dolar) var. KKM’den çıkan yatırımcılar paranın büyük bölümüyle TL mevduat hesabı açıyor, bir kısmı da BİST’te hisse senedi alıyor. Dövizin cazibesi kalmadı… Bu yüzden kurlardaki hareketler çok sınırlı kalıyor. Vatandaşın döviz hesapları geçen hafta 92 milyon dolar azaldı, şirketlerin ise 717 milyon dolar arttı. Yerli yatırımcıların bankada toplam 173,2 milyar doları var. İki yıl öncesine gidelim. 21 Aralık 2021’de bireysel döviz hesapları toplamı 230 milyar dolardı. Bugün bu rakam 57 milyar dolar azalmış görünüyor. Ama 112 milyar dolarlık KKM’yi ilave ettiğinizde 173+112=285 milyar dolara çıkıyor. Yani özetle iki yıl önceki döviz hesapları 55 milyar dolar artmış.

 

Genel beklentiye göre Merkez Bankası 26 Ekim’de faizi 500 puan arttırarak %35 düzeyine çıkaracak. 2023 yılının yüzde 40 ile sonlanacağı öngörülüyor... Hükûmetin tam desteğini alarak Ortodoks (bilinen) politikaları uygulayan yeni ekonomi yönetimi faizi haziranda 650, temmuzda 250, ağustosta 750, eylülde 500 puan arttırdı. Böylece Hafize Gaye Erkan’ın Merkez Bankası Başkanlığı görevine geldiğinden bu yana, haftalık repo faizi toplamda 2150 baz puan yükseltilerek yüzde 8,50’den yüzde 30,00 seviyesine çıkarıldı... Oysa Naci Ağbal Ocak 2021’de faizi %19’a yükseltince görevden alınmıştı. Yerine gelen Şahap Kavcıoğlu, Eylül 2021'de faiz indirimlerine başladı, politika faizi 4 ayda 500 puan düşürülerek yüzde 19'dan yüzde 14'e düşürünce, 1 Ocak 2021’de 8,74 TL olan dolar kuru 20 Aralık 2021’de 18,35 TL’ye tırmandı. Döviz çılgınlığı Kur Korumalı Mevduat ile önlenmek istendi. Ama geç kalındı, zira 1 yılda Türk lirası %110 oranında değer kaybetti.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “yüksek faizle ülkemin kalkınacağına inanmıyorum” demişti. Başkan bu sözünde haklı, ama maalesef ama zamanlama yanlıştı. Piyasa, reel sektör, yatırımcı ortamı ve ekonomik şartlar buna hiç hazır değildi. Sonuçta büyük kur artışı ile enflasyon zirveye çıktı, dengeler bozuldu. Bu eleştirim tamamen yapıcı, dostanedir… Herkes hata yapar. Önemli olan hatayı anlayıp onu ortadan kaldıracak tedbirleri cesurca almak. Nitekim Türk halkı, genel seçimlerde bu gelişmeyi değil, yarınını düşünerek Cumhur İttifakı'nı baş tacı yaptı. 14 Mayıs seçimlerinden sonra kurulan hükûmette işbaşına getirilen yeni ekonomi yönetimi sil baştan yepyeni bir politika uygulayarak önceden yapılan hataları tamir etmeye çalışıyor. İşleri oldukça zor, sıfırdan yeni bina yapıyorlar. Ama piyasayı yakından tanıyan ekibin aldığı doğru kararlar sonuç veriyor.

 

Fransa’nın en büyük bankalarından BNP Paribas Türkiye için yayınladığı strateji raporunda Türkiye'nin ekonomi politikasındaki normalleşme, kredi kuruluşları ve yatırımcılar nezdinde güveni yeniden tesis etti" diyerek tam not verdi. Yıkılanı yaparız çünkü biz asil Türk milletiyiz.