Ahmet Nur Çebi’ye mesajımdır!..

Sesli Dinle
A -
A +

Sayın Başkan’ım, lafı fazla uzatmadan “son söylenecek sözü” baştan söyleyeyim, başkanlığınızın ilk dönemindeki “şaşaalı günlerinizden sonra” ikinci dönemindeki “başarısızlıklarda dolu” günlerinizin gelmesindeki sorumluluğu hiç başka yerlerde, başka kişilerde” aramayınız… Ne federasyonlarda, ne hakemlerde, ne hocalarda, ne futbolcularda, ne şurada, ne burada…

 

Hataları yapan… Yanlışları, hataları yapan… Ve bunlarda inat ve ısrar eden kimdir; zatıâliniz!

 

Ünlü sözdür; “Gömleğinizin ilk düğmesini hatalı düğümlerseniz, ‘ondan sonra gelen’ düğmeleri de hatalı düğümlersiniz.”

 

“İlk düğmede yanlış yaptım” diyerek, “başa dönüp, ilk düğmeyi doğru düğümlememekte” inat ve ısrar ederseniz, sonunuzun “bugünler” olmasını hazırlamış olursunuz, “başka sorumlu” aramayınız!..

 

“İlk yanlış düğme”, ilk döneminizde kazanılan “Süper Lig, Türkiye Kupası, Süper Kupa şampiyonluklarının ardından gelen hoca değişikliğinde” iliklendi.

 

Sergen Yalçın’ın ardından gelen hocalar, “ilkinden, sonuncuya kadar yanlış düğümlenen düğmeler” oldu!..

 

Türk Millî Takımı’nı “o kadrosu ile küme düşüren” 70 yaşındaki bir hocayı “kurtarıcı olarak takımın başına getirmeniz” ortaya koydu ki; “bugünlerin gelmesi” normaldi; siz göremediniz, düşünemediniz, kim bilir belki de “arkadaşlık uğruna” görmek, düşünmek istemediniz!..

 

Bakınız, yapmanız gereken, “Türk Millî Takımı’nı C Ligi’ne düşüren Hoca’yı takımın başına getirmek değil” büyük rakiplerinizin uyguladığı “iki örnekten biri” olmalıydı; Ya Jorge Jesus örneği, ya Okan Buruk örneği!..

 

Tam da “Süper Lig’den çekilen takımların oynadıkları maçların ‘bundan sonra oynamaları gereken ama oynamayacakları maçlar gibi”, geriye dönülerek ‘tescilli sonuçlarının iptal edilip’ hepsinin ‘hükmen yenilgi’ olarak tescil edilmesi” önerisini ortaya attığınız günlerde… “Ankaragücü karşısında Türkiye Kupası’ndan elenen” ama hâlâ “Avrupa kupalarına katılma hakkı” ümidini muhafaza eden” takımınızın Antalyaspor önündeki futbolunu bilmem ki nasıl seyrettiniz?..

 

Ortada ne bir sistem, ne de “Süper Lig’de şampiyonluğa oynayan bir takımın kondisyonu, hırsı, heyecanı” vardı… Bilmem ki, Hoca’nın “saha içi müdahalelerini” beğenip, tasvip ettiniz mi?..

 

Bu durumdaki bir takımla, “Hatayspor’a  2-1 yenildiğiniz maç, ‘hükmen 3-0 galibiyete’ dönüştürülse” bile nereye varabileceğinizi düşünüyorsunuz?..

 

Bu arada, “UEFA Şampiyonlar Ligi statüsü” örnek gösterilerek, “Süper Lig’den çekilen takımların oynadıkları maçların tescillerinin iptal edilmesi ve bütün maçlarının ‘hükmen mağlubiyete dönüştürülmesini’ öneren” arkadaşlarımız var.
Ama “unuttukları bir husus” var; UEFA’nın “çekilen takımların maçları için ne yapılacağını” sezon başında, daha “maçlar başlamadan” ilan eden statüsü” var!..

 

Bizde ise, “ligin yarısında ‘büyük felaket gibi’ zorunlu sebeplerle ‘haklı olarak maçlara çıkamayacaklarını’ bildirerek çekilenler” var. 

 

Bu durumda, Federasyon “ilgili”  Futbol Müsabaka Talimatının 24’üncü maddesini uyguladı; “Oynamayacakları maçlarda hükmen mağlubiyet”; Federasyon da onu yaptı, zaten… 
Sayın Çebi Başkan, “tez elden başa dönün ve gömleğinizin ilk düğmesini ‘doğru’ ilikleyin”; dost acı söyler!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.