Aldanmayın!..

A -
A +

Galatasaray, Kocaelispor'u çok farklı yenerek, "ikinci devrenin başlamasına 3 gün kala" Beşiktaş'ın önüne geçip "ilk devrenin lideri" unvanını ele geçirdi!. Atılan beş gole ve rahat kazanılan maça rağmen, başta Galatasaray yönetimi ve teknik kadrosu olmak üzere "herkese" diyorum ki; "Bu maç ve sonuç sizi aldatmasın!." "Burnu Kaf Dağı'na çıkmış" hocası, Cihan başta "bol hata yapan" defansı, daha ilk yarının ortasında "göz göre göre" kendini oyundan attıran ve takımını 10 kişi bırakan Orhan'ı ile "hezimeti hak eden" Körfez ekibinin, "bütün bunlara rağmen", yığınla gol pozisyonuna girip, kaçırdığı ortada iken... Galatasaray için "destanlar yazanlara" gülüyorum!.. Hele hele Arif'e, Hasan'a, Ergün'e, Emre'ye "ikişer-üçer yıldız" verenlere... Batista'nın ikinci yarının "ilk 10 dakikasında" oyundan düşecek kadar "kondisyonsuz olduğunu" görmeyenlere.. Daha da önemlisi... Hâlâ "kart görme konusunda" hem trajik hem de komik alışkanlığın sürdüğünü görüp de kıyameti koparmayanlara... Rakip 10 kişi kalmış, fark 2'ye, 3'e çıkmışken, sahanın kaleye çok uzak bölgelerinde yapılan "gereksiz" faullerle ya da "garip" itirazlar ile "kart görme" yarışını önleyemeyenlere... Bu "başına buyruk" gösterileri seyretmeye devam eden "Büyük Hoca"ya hâlâ alkış tutulmasına... Üç adım ötede bir-iki adam bomboş beklerken ve "boş kaleye gol atılacak pozisyon varken", tam bir laubalilik içinde "egoizmin doruklarına tırmanıp" fırsatları harcayan Arif'e, Hasan'a "hoşgörü ile bakılmaya" devam edilmesine... "Kaptan" Bülent'in bütün bir maç boyu "komik bir pandomim gösterisinin kahramanı olmasına" kenar yönetimin bir türlü "yeter" diyememesine... "Gözde" Bülent'in ise, oyuna alındıktan sonra "tek doğru dürüst top kullanamamasının", üstelik lüzumsuz kaptırdığı topla, Perez'in "sarı kart görmesine ve Gaziantepspor maçında cezalı duruma düşmesine" sebep olmasının, "gelecek karşılaşmalarda takımda doğrudan oynatılması için" gerekçe sayılacağına dair inancıma... Murat Sözkesen ve Serkan gibi golcülerin sahada uyur gezer hale gelmelerinin hâlâ tedavi edilmemesine... Lâf uzadı... Ve bunlar gibi daha bir çok "özellikli ama olumsuz" görüntülere... Gülüyorum... Gülüyorum... Gülüyorum... Peki, Galatasaray'ın "artıları" yok mu? Elbette var: Ümit'teki "büyük" canlanma... Berkant'ın, hocasına verdiği "unutulmayacak" bir "Ben futbolcuyum, beni kulübede oturtamazsın" dersi... Batista'nın Galatasaray'a "inanılmaz katkılarda bulunacağına dair" olumlu işaretler... Perez'deki, Roberto Carlos'u hatırlatan "buldozerlik" görüntüleri... Ayhan'ın, "kendisine güvenini arttırarak", inisiyatif kullanmaya başlaması... Suat'ın, "eski" Suat gibi, "ne zaman görev verilirse" en iyisini yapmak için çırpınması!. Beş gole rağmen, Galatasaray'ın "Kocaelispor önünde takım şefi, takım beyni" yoktu; Gaziantep önünde "şef ve beyin" Sergen de takımdaki yerini alacak ve "Hagi'den sonra, takımın en fazla hissettiği boşluğu dolduracak!." Bakalım ne olacak? Herkes bilmeli ki, "Gaziantepspor, Kocaelispor değil!." Hem de hiç değil!. Galatasaray'ın "ikinci yarıda kaç okka olduğunu" bu maçta göreceğiz!. Bekleyelim!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.