Altınordu ve “bazı” gerçekler…

A -
A +

“Altınordu, 2’nci Lig’e düştü”; bu haber çok kişiyi şaşırttı… Şaşıranların başında “İstanbul merkezli futbol ulemamızın ünlüleri” geliyordu… “Nasıl oldu, ne oldu ve ne olmalı” sorularına cevap olacak analizleri yapmadan, “Yazık oluyor” görüşü zirveye yerleştirildi.

 

Aslında ve elbette “Yazık oluyor” ama bu “Ah vah” söz ve yazılarının başına bir başka görüş de eklenmeliydi; “Ne var ki, ‘bile bile’ lades oldu!..”

 

Defalarca, taaa “Bucaspor’u böldüğünden, Altınordu’yu satın alıp, Bucaspor altyapısının yarısından çoğunu da beraberinde getirip, başkanlık görevini üstlendiğinden beri” yazıp geldim; “Ah Başkan ah…”

 

2’nci Lig’e düşüş için, net olarak ne düşündüğümü ve görüşümü ortaya koyacak cümle şudur; “Altınordu, 2’inci Lig’e düşme yerine, Süper Lig’e çıksa şaşardım!..”

 

Yooo şaşırmayın; İstanbul ulemamız hep “Buzdağının su üstündeki tarafını” gördü; öyle Altınordu da öyle gösterildi…
Ama İzmir’de “İzmir futbolunu yakından izleyenler için” bu düşüş “üzücü oldu” ama “pek şaşırtıcı” olmadı!..
Zira, Altınordu, “her şeyi bilen” ve dahası “Dediğim dedik, çaldığım düdük” atasözüne uygun bir “yönetimin temsilcisi” olan bir Başkan’a sahipti… 

 

İşte sizlere… Mesela bir sezonun başında tertiplediği ve 30’dan fazla spor yazarının, muhabirinin, spor servisi müdür ve şefinin katıldığı kahvaltılı basın toplantısında neler olduğunu bir defa daha hatırlatayım… 

 

Ege’nin en büyük gazetesinin spor müdürünün konuşmasını keserek, ayağa kalkıp, gözlüğünü meyve tabağına fırlatarak, Ona bağıra çağıra fırça atan ve de davetlilerinin şaşkın bakışları arasında, masayı terk edip giden… “Ben” ağırlıklı bir başkan tablosu yaşadık, bizler…

 

Bu tabloda bunca yıl teknik adamlar da, futbolcular da yer alıp bugünlere geldiler…

 

Başkan’ın “Kulübü satacağı” haberleri çıktığında, şaşıranlar da, üzülenler de… Bu kulüpte yetişen / yetiştirilen sonra da ülkenin büyük takımlarına, Avrupalara kadar gönderilen, satılan, yıldızlaşan futbolcuların listelerini öne çıkarıp “Yazık oluyor” diyenler de haklılar…

 

Başkan için “Kulübü satıyor ve evine çekiliyor” haberindeki tabloya bakalım:

 

“İzmir’de Cumhuriyet’ten hemen sonra 26 Aralık 1923’te kurulan Altınordu, ‘Başkan’ın prensibi ile’ 1’inci Lig’de yer aldığı son 9 sezonda yabancı futbolcu oynatmadı. ‘İyi İnsan, İyi Birey, İyi Vatandaş’ sloganlı İzmir ekibi, 11 yıllık süreçte, Berke Özer, Barış Alıcı, Alican Özfesli, Erce Kardeşler, Yusuf Acer, Ozan Can Oruç, Muhammet Taha Tepe, Atakan Üner, Ravil Tagir, Kerim Alıcı, Oğulcan Ülgün, Metehan Mimaroğlu, Erhan Erentürk, Burak İnce ve Enis Destan gibi futbolcuları satarak, çağdaş tesisler yaptı ve alt yaş gruplarında millî takımlara 76 oyuncu gönderdi.

 

A Millî Takım forması giyen Çağlar Söyüncü ve Cengiz Ünder gibi yıldızları da yetiştiren Altınordu, son 1,5 yılda oyuncu satamadı.”

 

Haberlerdeki “Son 1,5 yıldır futbolcu satamadı” sözü, “Altyapıda büyüklerden çok önde” olarak anlatılan Altınordu’daki “tıkanıklığı” bütün acılığı ile ortaya koyuyordu.
Gerçeği yazalım; “kulübü satmaz” ve başkanlığa devam ederse, sayın Başkan, “Ben” ağırlıklı yönetim sisteminden vazgeçmedikçe, “Altınordu’nun ‘yeniden’ 1. Lig’e çıkması bile” zor olacaktır…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.