Anadolu'ya büyük tuzak!..

A -
A +

Futbol Genel Kurulu yapılıyor... Futbol Genel Kurulu yapıldı... Genel Kurul'da neler olacak? Genel Kurulda neler oldu? Hangi aday kazanacak?.. Hangi aday kazandı? Bunlar, "özerk futbol özelleştirilip, siyasetin emrine girdiği andan beri" beni pek ilgilendirmiyor; ilgilendirmedi... Zira, "genel kurulun senaryosu yazıldı, bu senaryoda baş rolü oynayacak aday" altını çiziyorum; "tayin edildi"; kapalı kapılar ardında "siyaset ile İstanbul Dükalığı'nın yaptığı pazarlıklar" Türk futbolunun yönetimine damgasını vurdu.. Bana sorup durdular: "Oy kullansan, Levent Bıçakçı'ya mı, M.Ali Yımaz'a mı oy verirsin?" 1990'lı yılların başında, M.Ali Yılmaz'ın spor bakanlığı sırasında yapılan Futbol Genel Kurulu'nda Erdenay Oflas'ı da "siyasetin" yani, "M.Ali Yılmaz'ın Genel Kurul kulisine el koyması ile" yenen ekibin bir üyesi, "ne garip bir tecellidir" ki, bu defa "aday M.Ali Yılmaz'ın karşısına aday olarak çıktı"; ve... Neyse, "işin o tarafını başka bir yazıya bırakıp", geliyorum bana sorulan sorunun cevabına!.. "Ben olsam kime oy verirdim?" Hiç birine.. Bu seçimde "tercih", adeta "kırk satır mı, kırk katır mı" sorusuna cevap vermek gibi bir şey!.. Burada duralım ve "lâfı uzatmadan" yazımın başlığı ile ilgili konuya geçelim: Havuz İhâlesi yapıldı.. "3 Büyük grup girecek" deniliyordu; ikisi "boş zarf verdi"; yani "Federasyonun ihâle için koyduğu en alt sınırı, muhammen bedeli bile ödeyemeyeceklerini" göstererek "Biz yokuz, pes ettik" dediler!.. Üçüncü grup, "muhammen bedelin üzerine bir 100 milyar da koyarak" ihâleyi aldı!.. Ve... "Havuz konusunda anlaşmazlık çıkararak, havuzu yok edip kendi başlarına kalmak isteyenler" isyan çıkardı; İstanbul'un üç büyükleri, "altına imza atmayı bile unuttukları" bir "açıklama" ile "ihâleyi ve alınan bedeli" protesto ettiler; "Kabul edemeyiz" dediler, "diğer kulüpleri de isyana katılmaya çağırdılar!.." Fenerbahçeli yöneticiler daha da ileri giderek "Muhammen bedel düşük tutulmuştur, mahkemeye gidip hakkımızı arayacağız, ihaleyi iptal ettireceğiz, geçen yıldan 2.5 milyon dolar eksik aldık... Bu transfer hesaplarımızı değiştirdi, bütçemizde açık verdirdi... Diğer kulüpler de bize destek vermeli" açıklamaları yaptılar!.. Bir sezonda belki de "en çok 8-10 maç oynatabilecekleri" iki yabancı için "yeni" federasyondan ek yabancı kontenjanı isteyen ve bunlar için muhtemelen en az 6-7 milyon doları gözden çıkaran bir kulübün, ihâleye "Bütçem açık veriyor" gerekçesiyle karşı çıkışına bakınız ve oyunun nasıl oynandığını görünüz!.. Sezon başından beri "Şampiyonlar Ligi hayâldir, bundan ancak 2-3 yıl sonra söz edebiliriz" diyen teknik direktör Daum'a "verilen talimat" ile "Şampiyonlar Ligi'nde iddialıyız" dedirtmek de, bu oyunu bir parçası... Zira "Bakınız biz Şampiyonlar Ligi'nde iddialıyız, işte hocamız da söylüyor" denilerek, federasyona baskı yapılacak; "Ek kontenjanı ver!.." Dönüyorum "asıl" konuya... Bu, "diğer kulüpleri de korur ve onların da hakkını arar" gibi görünen açıklamaların ardında ve sonunda "acaba" ne var? Diyelim ki, mahkeme ihâleyi durdurdu ve iptâl etti.. "Yeni federasyon", kendini iş başına getirenlere "diyet borcunu ödemeye başlayarak", hemen "çok daha yüksek bir muhammen bedel ile" ihâleyi yeniden yaptı!.. İhâleye girip alabilecek "üç gruptan ikisi", ilk ihâledeki muhammen bedeli ödeyemeyeceklerini göstererek "boş zarf verdiklerine göre", çok daha yüksek bir muhammen bedelli ihâlede ne yaparlar; belki hiç girmezler, girseler bile "gene" boş zarf verirler! Peki, ilk ihâleyi alan grup da "Bu parayı ödeyemeyiz, geçen yıllarda bin bir güçlükle ödedik, bu defa kaldıramayız, biz de yokuz" diyerek, "boş zarf verirse" ne olacak? Sonuç bir: "Belki de ilk ihâleden çok daha düşük bir muhammen bedel ile yeni bir ihâle yapılacak"; zira ilk ihâleyi alan grubun bu defa "O fiyatı o gün vermiştim, şimdi vermiyorum, vereceğim bu kadar" deme hakkı doğuyor ve belki de öyle olacak! Sonuç iki: İhâle ortada kalacak, yani talibi çıkmayacak ve başta Fenerbahçe olmak üzere Üç Büyükler "şıkır şıkır" oynayacak: "İhale bitti... Havuz bitti... Herkes başının çaresine baksın..." Ve... Üç büyük kulüp, belki Trabzonspor'u da aralarına alıp, "tek tek" İstanbul'un "büyük medya gruplarından biri ile anlaşacaklar"; maçlarının naklen yayını için "bugün aldıklarından fazlasını alacaklar", İstanbul'un büyük medya grupları da "25 milyon doları aşmayacak" risklerle ve tek tek büyüklerle anlaşıp, maç naklen yayınlarından "şifreli, dekoderli, reklamlı" kaymağı yiyecekler!.. Yıllardır görülen rüya gerçekleşecek!.. Anadolu Kulüpleri mi ne olacak; "kim ki onlar ve kimin umurunda?" İşte "ihâleyi iptal ettirme çabalarının ardında yatan acı tablo" bu!.. "İhâleyi çok yüksek fiyattan yeniden yaptırmak istiyorlar" ki; "kimse giremesin" ve "Havuz bitsin!.. Lig başlıyor, şurada ne kaldı; "yeni bir havuz düzeni kurmak için zaman yok"; o halde... Herkes kendi başının çaresine baksın!. Ve... Anadolu Kulüpleri hava alsın!.. Belki de "üç beş yeni liraya TRT'ye kalsın!.." İşte, Anadolu Kulüpleri'ne hazırlanan tuzak! Daha ne yazalım?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.