Yıllardır özlemiştik böyle bir geceyi… 4 maç, 4 galibiyet… Gelen “12 puan” ve de atılan 11 gole karşı yenen “sadece 2 gol!..
Gecenin en parlak sonucu ile “Monaco’yu 4-0 ezerek”, nihayet “gerçek futboluna döndüğünü” ortaya koyan şampiyonumuz Trabzonspor’a… Ve de… Hocamız Abdullah Avcı ile beraber futbolcularımıza teşekkürler…
Bu galibiyetle 6 puana ulaşarak “hedefe yaklaşan” bordo mavililer, “3 puanlı” Kızılyıldız’a misafir olacak. Sonra İstanbul’da 9 puanlı grup lideri ve gelecek hafta 6 puanlı Monaco ile karşılaşacak olan Ferencvaros ile hesaplaşacak…
Neden “grup lideri” olarak bu gruptan çıkmayalım?..
F.Bahçe, Güney Kıbrıs takımını bu defa da deplasmanda yenerek, gruptan çıkmayı garantiledi…
Merak edilen, sarı lacivertlilerin “gruptan sonra” ne yapacağı?..
Türkiye’ye “1 yıl için gelen” ve de “kariyerine bu bir yılda ‘Fenerbahçe ile Türkiye Süper Ligi şampiyonluğu eklemenin asıl hedefi olduğuna dair” sözler sarf eden, Jesus, acaba “bundan sonraki haftalarda yapacağı rotasyonlarda, Avrupa Ligi maçlarına, Süper Lig karşılaşmalarına vereceği önem kadar” önem verecek mi?..
Bu sorunun cevabı “verecek” ise Fenerbahçe’nin, Jesus ile beraber “bu kadrosuyla” Avrupa Ligi’nde de “başarılı olacağına” inanmamak için hiçbir sebep yok. “Büyük hoca / güçlü takım” daha ne olsun?..
Başakşehir, Süper Ligde oynadığı son maçta “kimsenin beklemediği bir mağlubiyet almasına rağmen” Avrupa maçlarındaki “çizgisini bozmadı” ve Konferans Ligi A Grubu’nda Letonya takımı RFS’yi 3-0 yenerek, gruptan çıkmayı “Fenerbahçe gibi” garantiledi…
Gruptan sonrası; Başakşehir de “Avrupa maçlarındaki istikrarını bozmaz ise neden yüzümüzü güldürmesin?..
Devam Sivaspor, devam Rıza Hoca’m…
Türk atletizmine “Uluslararası alanda sürülen kara lekenin hesabının sorulması” konusunda ne Spor Bakanlığı’ndan, ne Spor Genel Müdürlüğünden bir haber var.
“Spor ahlakının yerle bir edildiği” gerekçesiyle Türk atletizmine, Uluslararası Atletizm Birliği’nin (WA) onayladığı WA Dürüstlük Kurulunun verdiği ceza ve denetim kararı” örtbas edilip, “sorumlular” cezasız bırakılamaz!..
Sessizlik sürerse, yazmaya devam edeceğiz!..
Ergin Ataman, sana ne Icardi’den?..
Ergin Hoca, kariyerindeki “son saniyelerde kaybedilen” maçlar istatistiğine Euroleague’in ikinci haftasında Monaco’ya “uzatmada” 95-92 yenilerek” bir maç daha ekledi…
Normal sürenin son saniyelerinde “kullanılamayan top” ve uzatmada “atılamayan serbest atışlarla gelen” yenilgi, hepimizi üzdü… Elbette kendisini de…
Bu yenilgiden birkaç gün önce hocamız bir röportajında “futboldaki transferleri beğenmediğini” ifade ederken, Galatasaray’a gelen “Icardi için” de “çok olumsuz” bir parantez açmıştı…
Diyordu ki; “Nerede diyorsun, eşiyle problemi var yurt dışına gitti. Yani şimdi Allah korusun bir ölüm, çok güzel bir olay olan bir doğum dışında profesyonel bir oyuncunun maç günü bir sorun için takımdan gitmesi, ülkeden ayrılması bizim kabul edemeyeceğimiz bir şey basketbolda. Biz kesinlikle kabul edemeyiz.”
A Millî Takım Koçu Ataman’ın “bilmediği, belki de bildiği hâlde ‘Eşiyle problemi var, onun için gitti’ diyerek geçiştirmek istediği” olayın temelinde yatan gerçek çok daha başkaydı… Icardi, “boşanma noktasına gelen süreci olumluya çevirmek ve evliliğini kurtarmak için” hocası Okan Buruk’tan izin alarak… Yani tamı tamına “5 çocuklu ailesini korumak için” İsviçre’ye gitmişti!..
“Icardi’nin ailesini kurtardığı” günlerde, Türkiye’de, iktidar partisi yetkilileri, “başörtüsü konusunda hazırladıkları anayasa değişikliği teklifine ‘aileyi korumak ve temelini sağlamlaştırmak için’ Anayasa’da bu konuyla ilgili maddede de değişiklik yapılmasını eklemeyi” düşünüyorlardı...
Ve “aynı günlerde” millî takım koçumuz, “ailesini kurtarmak için, hocasından izinli İsviçre’ye giden” Icardi’yi “kötü sporcu örneği” olarak teşhir ediyordu!..
Sevgili Erdoğan Arıpınar’ın “Olimpiyat / Dünya Şampiyonlukları kazanmış ‘efsane’ güreşçilerimizden Mustafa Dağıstanlı’ya ‘vefatında spor medyamızda yapılan medya nankörlüğe ait’ yazısını” sütunuma almıştım. İtiraf etmeliyim ki, “Nankörler arasında ben de vardım” ve özrümü bu yazı ile dilemeye çalışmıştım.
Elbette “nadir de olsa” rahmetli Dağıstanlı’nın hak ettiği spor sayfaları ve yazarları da vardı, Arıpınar gibi, ben de “geneldeki durumu” anlatmıştım.
Fanatik yazarı sevgili Hamit Turhan kardeşim, “yaptıkları sayfanın ve kendi yazısının fotokopilerini” gönderdi.
Geçen sezonda spor ekranlarında, spor sayfalarında “hedefe konup infaz edilen ve “Gitti gidiyor” haberleri yapılan “İspanyol” Torrent vardı…
Bu sezon “Fransız” İsmael!..
Beşiktaş başkanı ve yönetimi “çaresiz”; bütün açıklama ve yalanlamaları işe yaramıyor!..
Bir önerim var; “mahkeme kararıyla hocanın nüfus cüzdanındaki isminde bir “E / İ değişikliği” yaptırıversinler; “İsmael” olur, İsmail; işlem tamam!..